Kamudan olan alacakların temliki
Ahmet ARSLAN
Denetçi, Kamu Harcama Uzmanı
www.maliekonomim.com
Gerçek ve tüzel kişilerin kamu idarelerine mal ve hizmet satışları ya da yapım işlerinden kaynaklanan önemli miktarda alacakları bulunmaktadır. Özelikle ilaç ve tıbbi malzeme alımları ile yapım işlerine ilişkin hakedişlerde ödeme süresinin uzunluğu bazen kamuoyunun gündemine de gelmektedir.
Finansman ihtiyacı doğan ancak kamu idarelerinin nakit mevcutlarını ve alacakların ödenme sırasını bekleyemeyecek durumda olan alacaklı firmalar finansman sıkıntılarını gidermek için alacaklarını bankalar, faktöring şirketleri ya da diğer gerçek ve tüzel kişilere temlik edebilmektedir.
Kamudan alacakların temliki yani devri de diğer alacaklar gibi genel olarak Borçlar Hukuku kurallarına tabi olmakla birlikte söz konusu temlikin özellik arz eden bazı farkları bulunmaktadır.
-
Alacağın temliki nedir?
Temlik yani alacağın başkasına devredilmesi; “alacağın devri” olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183 ila 194’üncü maddelerinde düzenlenmiştir.
Alacağın devri alacaklının borçludan olan alacağını üçüncü bir kişiye devretmesi ve dolayısıyla üçüncü kişinin alacaklı yerine geçerek borçludan borcun ifasını isteyebilmesidir.
Söz konusu kanun hükümlerine göre usulüne uygun şekilde yapılan ve borçluya bildirilen temlikten sonra borçlu ifa borcunu, temlik alana yapmak zorundadır. Borçlunun kendisine bildirilen temlikten sonra eski alacaklıya ödeme yapması, ifa borcunu ifa ettiği anlamına gelmez, yeni alacaklıya tekrar ifada bulunmak zorundadır.
-
Kamudan olan her türlü alacak devredilebilir mi?
Türk Borçlar Kanununa göre; kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. Söz konusu kanun hükümlerine göre kanun, sözleşme veya işin niteliği temlike engel ise alacaklı ancak borçlunun rızasını alarak alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.
Kamudan olan alacaklar genellikle mal ve hizmet alımı veya yapım işleri ihalelerinden doğan hak edişlere ilişkin olduğundan söz konusu ihalelere ilişkin sözleşmelerde alacağın temlikini yasaklayan hükümler bulunabilmektedir.
Bu bağlamda, Mal Alımlarına Ait Tip (standart) Sözleşme’de; “Verilen avans hiçbir şekilde başkalarına devir veya temlik edilemez” hükmü bulunmaktadır. Aynı hüküm hizmet alımları ve yapım işlerine ilişkin tip sözleşmelerde de yer almaktadır. Kamu ihalelerine ilişkin sözleşme hükümleri daha sonra idarenin tek taraflı beyanıyla veya tarafların ortak rızasıyla değiştirilemeyeceği için idarenin sonradan rızası dahi olsa yüklenicilerce alınan avansların başkasına temlik edilmesi yasal olarak mümkün değildir.
Bununla birlikte, mal alımından doğan hak edişlere ilişkin alacakların devri için idarenin rızası gerekli değildir. Zira, Mal Alımlarına Ait Tip (standart) Sözleşmede temliki yasaklayan herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Noter onaylı sözleşmenin varlığı alacağın devri için yeterlidir.
Hizmet alımı ile yapım işlerine ilişkin tip sözleşmelerde ise “Yüklenici yapılan işe ilişkin hak ediş ve alacaklarını idarenin yazılı izni olmaksızın başkalarına devir veya temlik edemez.” hükmü bulunmaktadır. Söz konusu kanun hükümleri gereğince alacağın temlikinin kamu idaresine karşı hüküm ifade edebilmesi için idarenin yazılı izninin bulunması gerekmektedir.
-
Kamudan olan alacakların temlikinde şekil şartı
Hizmet Alımlarına Ait Tip Sözleşme ile Yapım İşlerine Ait Tip Sözleşme’de “Temliknamelerin noterlikçe düzenlenmesi ve idare tarafından istenilen kayıt ve şartları taşıması zorunludur.” denilmektedir.
Aynı şekilde, Merkezi Yönetim Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin “Ödemenin kimlere yapılacağı” başlıklı 8’inci maddesine göre de; noterce onaylanmış alacak temliknamesinin varlığı halinde ödemenin alacağı temellük eden kişiye yapılması gerekmektedir.
Türk Borçlar Kanunu’na göre, temlikin yazılı şekilde yapılması yani yazılı bir temlik sözleşmesinin varlığı şekil şartı olarak yeterli iken kamudan olan alacakların temlikinde böyle bir sözleşmenin ayrıca noterce onaylanmış olması da gerekmektedir. Dolayısıyla, noter onaylı olmayan sözleşmeye istinaden kamudan olan alacaklarda haksahibi (alacaklı) sıfatının kazanılması yasal olarak mümkün değildir.
-
Temliknamede yer alması gereken önemli hususlar
Temlikname ile devredilen alacağın alacaklı kamu idaresine karşı hüküm ifade edebilmesi için temliknamede yer alan alacağın kamu idaresinin uhdesinde bulunduğu yani idarenin alacağı devredene temliknamede yer alan tür ve tutarda bir borcunun bulunduğunun kamu idaresi tarafından teyit edilmesi gerekmektedir.
Temlik edilen faturaların tarih ve numaraları ile fatura tutarlarının temliknamede yer alması söz konusu faturaların ilişkin bulunduğu alacağın idarenin nezdinde ve muhasebe kayıtlarına yer alıp almadığının belirlenmesi açısından önemlidir.
-
Vergi borcunun varlığı halinde temlikin hükmü
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un “Amme alacağı ödenmeden yapılmayacak işlemler ile işlem yapanların sorumlulukları” başlıklı 22/A maddesinde;
“… Bu madde kapsamında zorunluluk getirilen ödemelere ilişkin olarak işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere, yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder. Şu kadar ki bu hükmün uygulanmasında diğer kamu idarelerinin alacaklarına karşılık kesinti yapılması gereken hallerde kesinti tutarı garameten taksim olunur.”
hükmü bulunmaktadır.
Söz konusu kanuna istinaden yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği’nde (Seri: A Sıra No: 1); “… Diğer taraftan, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılmasını gerektiren ödemelere ilişkin olarak işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere, hak sahibi tarafından yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade edecektir.
Dolayısıyla, hak sahipleri tarafından söz konusu ödemelere ilişkin olarak devir, temlik ve el değiştirme işlemi yapılmış olsa dahi ödenecek tutardan borç tutarı kadar kesinti yapılarak ilgili tahsil dairesi hesabına aktarılacaktır.”
denilmektedir.
Söz konusu Kanun ve Genel Tebliğ hükümlerine göre; alacağın temliki halinde ilgili kamu idaresince temlik edenin vergi borcu bulunup bulunmadığına ilişkin belge istenecek, vergi borcu bulunduğunun tespiti halinde söz konusu tutar temlik tutarından düşülerek kalan kısım temlik alan adına muhasebe kayıtlarına alınacak, vergi borcu tutarı ise ilgili vergi dairesi hesabına aktarılacaktır.
-
Temlik yapıldıktan sonra yapılacak hakediş ödemeleri
Noter onaylı temlikname düzenlendikten ve söz konusu temlikname ilgili kamu idaresince kabul edildikten sonra kamu idaresinin muhasebe birimi temlikname ve teyit yazısında yer alan borç tutarını temlik alana ödemek zorundadır.
Bununla birlikte, kamu idarelerinin nakit mevcudunun yeterli olmaması halinde hak edişler faturaların muhasebe kayıtlarına giriş sırasına göre ödendiğinden temlik alan kişinin alacağı ilgili faturaların veya temliknamenin tarihine göre değil, söz konusu faturaların muhasebe kayıtlarına ilk kayıt tarihine göre ödenecektir. Dolayısıyla, alacakların temlik edilmesi alacakların ödeme sırasını değiştirmez.