Kentsel tasarımda en deneyimli beyinleri bir araya getirelim
GYODER’in daveti ile gönüllü olarak Londra’dan Gaziantep’e gelen Şehir Planlamacısı-Mimar Hakan Ağca, “Günümüz kentsel tasarım ve planlama alanındaki tüm harika beyinlerin dahil olduğu bir tasarım süreci oluşturmak, ve bunun sonucunda ortaya çıkan fikirlerin bir araya getirilmesi, süreçten elde ettiğimiz sonucu iyileştirecek” diyor.
Londra merkezli disiplinler arası bir tasarım firması olan Cross Works (XW)’un kurucusu olan Şehir Planlamacısı-Mimar Hakan Ağca, dünya genelinde yüksek mimari, kentsel tasarım ve şehir planlama projelerine imza atıyor.
“Ana odak noktamız, projenin özel zorluklarını çözmek için tasarlanmış veri odaklı tasarım önerileri sunmak ve sürdürülebilir toplulukların temelini oluşturmak” diyen Hakan Ağca, GYODER (Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği) organizasyonu kapsamında deprem bölgesinde yapılacak olan yeni şehirler için gönüllü çalışma yapmak üzere Gaziantep’e geldi. Kentsel tasarımın, Türkiye için yeni bir disiplin olduğunu; mimarlık ve bina tasarımından yeni ayrıldığını söyleyen Ağca, “Kentsel tasarım; mimarlık, mühendislik, planlama ve hareketlilik, sosyoloji, ekonomi dahil kadar birçok disiplinde ilgi ve tutku gerektiren geniş bir konu” diyor.
“Yükseköğrenimde kapsamlı bir müfredat geliştirmek, daha fazla profesyonelin bu konu üzerine uzmanlaşmasını teşvik etmek, deneyimli kentsel tasarımcılar için daha fazla kadro açmak ve genç tasarımcıların yurt dışında farklı yaklaşımları deneyimlerini sağlamak Türkiye’de kentsel tasarımı ileriye taşımaya yardımcı olacak” yorumunu yapan Hakan Ağca ile, dayanıklı şehirler inşa etmek için kentsel planlamanın önemini konuştuk.
Doğayla çalışmak, ona karşı çalışmaktan her zaman daha iyidir
“GYODER organizasyonu tarafından Gaziantep’e davet edildim. Hükümet ve diğer paydaşlarla ortak çabaların bir parçası olarak, şu anda evsiz veya trajik depremlerin ardından geçici barınaklarda yaşayan insanların yeniden yerleşimi konusunda hemen harekete geçilmesi çabalarına uzmanlık ve yardım sağlıyoruz. Önerilen yeni konut alanlarının sağlam kentsel tasarım prensipleriyle geliştirilmesi ve aktif, canlı ve güvenli toplulukların oluşumuna katkıda bulunmak için kent tasarımı ve şehir planlama alanlarında bilgilerimizi ve uzmanlığımızı paylaşıyoruz. Doğa ve yeşil alanlar, sağlıklı bir şehrin sağlıklı insanlar tarafından oluşturulması için önemli bileşenler. Dünya Sağlık Örgütü, bir şehirde kişi başına 9 metrekare yeşil alan olmasını standart bir gereklilik olarak belirlemiş durumda. Bu rakam minimum olarak belirlenmeli. Yeşil alanların dağılımı da çok önemli, çünkü yeşil alana erişimin, insanların zihinsel ve fiziksel sağlığı açısından yardımcı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek. Yeşil alanlar aynı zamanda deprem gibi acil durumlarda tahliye için büyük bir rol oynuyor. Fauna ve fl ora için yeşil koridorları korumak, tüm planlama sürecinde doğal ve insan yapımı mirasımıza saygı göstermek dikkate alınması gereken önemli etmenler arasında yer alıyor. Bu; dayanıklılık ve geleceği koruma anlamına geliyor ve iyi şehir tasarımı ve planlamanın temel amacı olarak tanımlanıyor. Doğayla çalışmak, ona karşı çalışmaktan her zaman daha iyidir.”
Donanımlı insanlara sahibiz
“Felaket durumlarında; hem kamu hem de özel sektörden, akademisyenlerden ve ilgili diğer taraflardan en deneyimli beyinleri bir araya getirmek önemli. Türkiye’de ortak bir hedefe doğru birlikte çalıştığımızda, ülkenin sorunlarını çözmek için donanımlı harika beyinlere sahibiz. Uluslararası meslektaşlarımızın perspektifini de dahil etmek, böyle bir sürece katkı sağlayacak. Bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Günümüz kentsel tasarım ve planlama alanındaki tüm harika düşünürlerin dahil olduğu bir tasarım süreci oluşturmak, ve bunun sonucunda ortaya çıkan fikirlerin bir araya getirilmesi, süreçten elde ettiğimiz sonucu iyileştirecek.”
Şehirleri bugünün ihtiyaçlarını gözeterek tasarlamalıyız
“Endüstriler yıldan yıla gelişiyor; ileri gitmek bizim doğamızda var. Ancak, iki adım ileri bir adım geri gitmek de bizim doğamızda var; bu, türümüzü benzersiz kılan şey. Şehir planlaması ve büyük ölçekli kentsel tasarım, bu özelliğin en keskin örneklerinden biri. 20. yüzyıl ise özellikle dikkate değer. Bugün, kentsel tasarım ve şehir planlaması büyüleyici bir hal aldı. Evden çalışma kültürü ve sosyal medya gibi teknoloji ve iletişimdeki ilerlemeler; Uber ve bisiklet kullanımı ile ulaşım hakkındaki düşüncelerimiz ve alışkanlıklarımızdaki değişiklikler; sağlık tesislerine ve yeşil alanlara erişim ile birlikte genç neslin fiziksel ve zihinsel sağlık ve refah konusunda bilinçliliğinin artması, şehirlerin tasarım süreçlerini de yeniden şekillendiriyor. Şehirleri, toplumun değişen talep ve gereksinimlerine uygun şekilde, bugünün ihtiyaçlarını gözeterek tasarlamamız gerekiyor.”
İstanbul her zaman favorim oldu
“Dünya genelinde dayanıklı ve sürdürülebilir şehir örnekleri mevcut. Bu şehirler her yıl çeşitli kurumsal ölçütlerle ölçülüyor ve sıralanıyor. Her şehrin bir ruhu var ve bu ruhun başarısı sakinlerin ve ziyaretçilerin deneyimlediği konfor, güvenlik ve güzellikle ilgili. Londra, Tokyo, New York, Paris, Barselona, Kopenhag, Melbourne, Brüksel bu şehirler arasında yer alıyor. Benim kişisel favorim her zaman İstanbul olmuştur.”
YENİDEN TASARIM SÜRECİNDE 3 TEMEL UNSUR
Kentsel çözümler genellikle birkaç temel konu etrafında şekillenir: gelişim yoğunluğu, gelişim dağılımı ve açık alanlarla etkileşim. Bu yaklaşımlar, sosyal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliğe ilişkin ‘üç ana çizgi’ etrafında sorulara farklı yanıtlar vermenin yollarını ararlar. Evlerini kaybedenlerin hızlı bir şekilde tekrar barındırılması, tehlikeli çevre koşulları ve bu konu etrafındaki ekonomik zorluklar gibi birden fazla kısıtlama söz konusu olduğunda, tek bir doğru cevap yok. Bu yerlerin tasarımına geniş bir perspektif ile yaklaşmalı, bu durumdan en kötü etkilenenler için en iyi olanı önceliklendirmeli ve bu durumun ileride tekrar oluşma ihtimalini en aza indirgemeliyiz. Bunun için, tasarım önerilerimizde 3 temel unsur var:
1- Farklı bina tipolojilerinden oluşan, sürdürülebilir toplulukların büyüyebileceği yoğun, kompakt mahallelerin oluşturulması.
2- Her biri eğitim, sağlık, dini, idari, ticaret ve kültürel kullanımlar içeren çok sayıda topluluk merkezlerini barındıran ve daha küçük mahallelerden oluşan şehir planların oluşturulması. Bu durum özel araçlara daha az bağımlılık, sosyal uyum ve yürünebilir şehirler yaratmak için bir fırsat sağlar.
3- Son teknolojik gelişmelerin takibi ve tasarım sürecinde uygulanması, tasarımın bulunduğu alanın getirdiği özel koşullara ve çevresine uygun teklifl er, değerli yeşil alanların korunması, güneş enerjisi girişinin dikkate alınması gibi düşünceler tasarımı yönlendirmeye yardımcı olacak.