Kredi okuryazarlığı

Erhan ASLANOĞLU
Erhan ASLANOĞLU Ekonomi ve Piyasalar

Geçtiğimiz pazartesi günü kredi okuryazarlık haftasının (19-23 Haziran) başlangıcı nedeniyle kredi kayıt bürosu tarafından düzenlenen ve Bahçeşehir Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşen bir panelde konuşmacıydım. Değerli hocalarım Prof. Dr. Emre Alkin, Doç. Dr Levent Yılmaz, Doç. Dr. Ata Özkaya ile keyifli bir panel gerçekleştirdik. Panelden önce OECD büyükelçimiz ve değerli meslektaşım Prof. Dr. Kerem Alkin finansal okuryazarlık konusunda OECD perspektifinden çok güzel bir sunum gerçekleştirdi.

Bankacılık ve finans sektörünün önde gelen kurumlarının desteğiyle ile ilki 2022 yılında gerçekleştirilen kredi okuryazarlığı haftası aslında hem tüketicileri hem üreticileri konu hakkında doğru bilgilendirmeyi amaçlıyor. Uzun süredir hazırlıkları devam eden ve Kredi Kayıt Bürosu tarafından son derece başarılı bir şekilde organize edilen hafta boyunca kredi okuryazarlığına ilişkin çok önemli etkinlikler gerçekleştiriliyor. Emeği geçen herkesi kutluyorum. Bunlar arasında Bireyler için Kredi Okuryazarlığı, Kadın Girişimciler için Kredi Okuryazarlığı, KOBİ’ler için Kredi Okuryazarlığı gibi başlıklar hakkında paneller ve konuşmalar hafta boyunca online olarak izlenebilir. (https://krediokuryazarlikhaftasi.com/)

Finansal okuryazarlık ve onun bir alt başlığı olan kredi okur yazarlığı her birimizi hem tüketici hem de üretici olarak yakından ilgilendiriyor.  Aslında her birimiz sınırsız istekleri olan fakat bunu sağlayabilecek kaynakları kıt olan tüketicileriz. Temel kaynaklarımız harcanabilir gelirimiz (vergi sonrası gelir) ya da servetimiz oluyor. Harcanabilir gelirimizi ağırlıklı olarak tüketiyoruz ama imkânı olanlar kısmen tasarruf da edebiliyor ve bunu servetini arttırmak için değerlendiriyor. Harcanabilir gelir dışında servetimizi arttırabileceğimiz temel kanallardan birisi kredi kullanımıdır. Özellikle konut kredisi servetimize katkıda bulunabilecek en önemli kaynaklardan birisidir. Doğru zamanda, doğru maliyetle ödeyebileceğimiz çerçevede ve olabildiğince uzun vadede kredi kullanıyorsak konut alımı servetimize katkıda bulunabilir. Konut kredilerinde sorunlu kısmın oldukça düşük olmasını dikkate alarak Türk toplumu olarak bu kanalla oldukça servet arttırımına gittiğimizi ve bunun da alım gücümüze katkıda bulunduğunu söyleyebiliriz. Burada önemli nokta enflasyonist bir süreçte olup olmadığımızdır.  Enflasyonist bir ortamda konut alımları servetimizi arttırabilir. Bununla birlikte, enflasyonun gelir dağılımını ciddi bozması, konut fiyatları belli eşikleri aştıktan sonra talebi düşürmesi, bu sefer konut fiyatlarını baskılaması ve servet etkisini terse döndürmesi de mümkündür. Özetle, günlük tüketime yönelik ihtiyaç kredileri dışında konut kredisi kullanmak, aynı zamanda varlıklarımızı arttırmaya yönelik bir tasarruf aracı olabilir. Ülkemizde otomobil alımı için kredi kullanmak da bir yatırım, aynı zamanda tasarruf aracına dönüşmüş durumda. Enflasyonist ortamın sonucudur. Yüksek enflasyon ortamı öne alınan talep ile tasarrufu değil, tüketimi teşvik eder, Kalıcı ve sürdürülebilir tasarruf eğilimi düşük enflasyonda mümkündür. Kredi okuryazarlığı da böyle bir ortamda çok daha önemli olur ve talep görür.

Üreticiler açısından temel amaç kâr’ı maksimize etmektir.  Bu amaca geliri arttırarak ya da maliyeti düşürerek ulaşılabilir. Maliyeti düşürmek aslında verimliliği arttırmak demektir. Gelir tarafına baktığımızda, yüksek enflasyon ortamında firmaların fiyatları arttırabilme gücünün yüksek olması satış miktarını artırma yoluyla ürün rekabetine girme motivasyonunu azaltır İç piyasada firma açısından kısa vadede sıkıntı yaratmasa bile dış piyasa açısından orta ve uzun vadede çok ciddi rekabet zorluğu sorunu yaratabilir. Yüksek enflasyon ortamında kredi kullanımı, verimlilikten daha çok faaliyet dışı gelir artışına kanalize olmaktadır. Düşük enflasyon ortamında ise fiyatı arttırma gücü pek kalmadığından miktarı arttırmak, yani pazarlama gücünü arttırmak, ürün kalitesini arttırarak rekabet gücünü yükseltmek ve maliyetleri düşürmek yani verimlilik artışı ön plana çıkar. Verimlilik artışı teknolojiyi yoğun kullanarak, eğitime yönelerek, kurumsallaşarak, iyi organize olarak, profesyonelce yönetilerek başarılabilir. Bunları gerçekleştirmek düşünce gücüyle olmuyor. Verimlilik artışı güçlü bir finansman ile sağlanabilir. İşte bu noktada doğru kredi kullanımı, başta KOBİ’ler olmak üzere her türlü üreticinin rekabet gücünü arttırmaya katkıda bulunan bir unsur haline gelebilir.

Özetle, kredi kullanımını tasarrufları ve verimliliğii yükseltmeye yönelik bir araç olarak düşünebiliriz.  Bu amaçlara ulaşabilmek için olması gereken kalıcı ve düşük enflasyon ortamıdır. Kredi okuryazarlığı böyle bir ortamda hem talep görür hem de artar. Ekonomi politikalarında değişim, enflasyonla mücadelede gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Yarın Merkez Bankası kararı bu açıdan önemli bir sinyal verecek. Umarız bu yönde ilerleriz.

Tüm okuyucularıma sağlıkla nice güzel bayramlar diliyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
TL değerli mi? 28 Şubat 2024