Mart ayında ekonomide üretici ve tüketici eğilimleri

Erhan ASLANOĞLU
Erhan ASLANOĞLU Ekonomi ve Piyasalar

Pazartesi günü yayınlanan Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) ile Bloomberg HT Tüketici Güven Endeksi (TGE) Mart ayında ekonomide tüketici ve üretici eğilimlerini net bir şekilde gösteriyor. Önce talep göstergelerinden başlayalım. TGE Mart ayında bir önceki ayın nihai endeksine göre yüzde 8,67 artış göstererek 70,27 değerini aldı. Ocak ayında 74,42 olan endeks depremin yaşandığı Şubat ayında 64,67 seviyesine gerilemişti. Mart ayında önemli bir toparlanma göstermiş oldu. Endeksin detaylarına bakıldığında, tüketicinin ekonomide genel mevcut durum algısı bir önceki aya göre kötüleşirken, hem kişisel finansal durum hem de gelecek 12 aya ilişkin genel ekonomik durum beklentilerinde iyileşme gözleniyor. Depremin yarattığı psikolojik şokun etkisini bir miktar azaltması ve seçim sürecine ilişkin bazı belirsizliklerin azalması beklentileri olumlu etkilemiş olabilir.

Tüketim eğilimi öne alınan talep ile artıyor.

Tüketici Güven Endeksi’nde dikkat çeken bir noktada Şubat ayında deprem ile sert düşüş gösteren tüketim eğiliminin Mart ayında tekrar toparlaması görünüyor. Her ne kadar endekslerin 100’ün altında olması, genel anlamda olumsuz beklentilere sahip olanların daha fazla ve tüketimi eğilimi artanların tüketim eğilimi düşük olanlardan az olduğunu gösterse de bir eğilimi yansıtıyor. Son aylarda yükselen ama deprem ile gerileyen tüketim eğiliminin kayıplarını telafi ederek 57,13 seviyesine yükselmesi iç talepte göreli bir canlanmaya işaret ediyor. Döviz kurlarında hareketlenme ve enflasyonda artış beklentisi öne alınan bir talebe işaret ediyor. Otomobil, elektronik gibi imalat sanayi sektörleri ile hizmetlerde izlenen canlılık kısmen bu beklentinin yansıması görünüyor. Birazdan bakacağımız PMI verilerinde de otomobil, elektronik gibi sektörlerin aldığı daha güçlü üretim ve sipariş verileri de bu durumu destekliyor. Negatif reel faizler tasarruf sahiplerini tüketime teşvik ediyor. EYT üzerinden beklenen gelir artışları ve yeni ücret artış beklentileri de iç talebi destekliyor görünüyor. Sürdürülmesi çok zor olan para ve kur politikasının er ya da geç değişmesi durumunda, iç talepteki bu eğilim de tersine dönecektir.

Küresel imalat sanayinde gerileme, içeride toparlama

PMI verilerine baktığımızda Şubat ayında 50,1 olan manşet verinin Mart ayında 50,9’a yükseldiği görülüyor. ABD ve AB başta olmak üzere küresel ekonomide birçok ülkenin imalat sanayi PMI verileri gerilerken bizdeki PMI artışı soru işaretleri yaratıyor. Tahminimiz, bu artışın bir nedeni Şubat ayında depremde düşen endeksin üretim planlaması ve sipariş açısından bir miktar telafisi edilmesidir. Küresel PMI verilerindeki gerileme büyük oranda yaşanan bankacılık krizinin yarattığı resesyon beklentilerinden kaynaklanıyor. Bizdeki PMI verisinin yükselmesinin diğer nedeni de iç talebin verdiği destek görünüyor. Özellikle otomobil, elektronik gibi sektörlerin PMI verilerinde izlenen artış da bu durumu destekliyor. Uzun süredir gerileyen tekstil sektörünün artıya dönmesi de deprem sonrası bölgede üretime yönelik yaşanan sorunların telafisine yönelik bir talep artışı gibi görünüyor. Geçtiğimiz hafta yayınlanan Merkez Bankası İktisadi Yönelim Anketi’nde, geçtiğimiz yılın ikinci yarısında başlayan talep düşüşü ile stokların önemli oranda gerilediğini izlemiştik. Bu nedenle, talepte ortaya çıkan artışın üretim planlamasında bir artışı getirmesi de normal görünüyor.

Genel anlamda PMI verisinin artışı büyüme için olumlu bir sinyaldir. Bu durumun kalıcı olmayabileceğini düşünüyoruz. Birincisi, küresel ekonomide yavaşlama ve bir ihtimal resesyon beklentileri artmış durumda. Dışarıda PMI verilerine bu durum yansımaya başladı. Muhtemelen azalış eğilimini süürdürecek ve bizim endeksimizi de etkileyecek. İkincisi, Mart ayı artışı çok sınırlı ve Şubat ayı artışının telafisi gibi görünüyor. Üçüncüsü, izlenen 10 sektörün 5 tanesi 50’nin üzerinde ve büyüme sinyali veriyor. Açık ara önde olan kara ve deniz taşıtları. Diğerleri kısmi toparlanma sinyali veriyor. Dördüncüsü, seçim sonrası iç talebi destekleyici politikalar muhtemelen son bulacak ve öne alınan talep yerini düşen talebe bırakacak.

Küresel imalat ve hizmet sektörlerinde ayrışma

Küresel ekonominin ne boyutta yavaşlayabileceğine dair önemli bir belirleyen hizmet sektörlerinin gidişatı olacak. Son aylarda Türkiye dahil hizmet sektörlerine yönelik talepte pozitif bir ayrışma var. Bu durum enflasyon dinamiklerini de etkiliyor. Bu ayrışma devam ederse imalat sanayi PMI verilerinin büyüme ve dolayısıyla para politikaları üzerindeki sinyal etkisi de azalır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
TL değerli mi? 28 Şubat 2024