OTOMOBİLİN EBEVEYNLERİ: Karl ve Bertha Benz

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada karşıma çıkan dünyanın en büyük motoruna ait video, insan hayallerinin sınırlarının ne kadar uçsuz bucaksız olduğuna açık bir delildi. Finlandiyalı Wartsila ve İsviçreli Sulzer firmalarının ortak ürettiği devasa motorun ismi Wartsila-Sulzer RTA96-C… Tamı tamına 109 bin beygir güç üreten dünyanın bu en güçlü motorunun yüksekliği 13.5 metre. 7.603.850 Nm tork üreten dizel motorun boyu ise 27,5 metre. Neredeyse 45 katlı bir apartman büyüklüğündeki motorun ağırlığı ise 2 bin 300 ton. 300 tonluk krank mili ve toplam 100 tonluk pistonları raylı sistemle üretilen motor, okyanuslarda karşımıza çıkan devasa gemilerin hareketini sağlıyor. Dünyada sadece 25 gemide bulunan, saatte 39 varil yakıt harcayan bu motorların fiyatları ise ortalama 25 milyon dolar.

1.6 litrelik bir motora sahip ortalama bir otomobilin 198 beygir güce sahip olduğunu düşünürsek, denizdeki bu dev aletin gücü daha kolay anlaşılır diye düşünüyorum.

İlk kez 1782 yılında İskoç Mühendis James Watt tarafından kullanılan beygir gücü (Horse Power: HP) kavramı, bir atın bir saniyede bir metre mesafeye taşıyabileceği yükü, yani ağırlığı ifade ediyor. O yıllarda mucidi tarafından 50 kilogram olarak belirlenen bu değer, günümüz mühendislerince 75 kilogram olarak hesaplanıyor. Bu doğrultuda beygir gücünü, tam olarak açmak gerekirse, 75 kilogramlık ağırlığı bir saniyede bir metre ileri taşımak için gereken itme kuvvetini ifade ediyor. Bir aracın beygir gücü ne kadar fazla ise ulaşabileceği azami hız da o kadar yüksek oluyor.

İlk üretilen motor hangisiydi diye merak edenler için tanıdık bir isim çıkıyor karşımıza. Bu hafta bu isimden bahsetmek istiyorum sizlere. Zira bugün motorun doğum günü...

15 YAŞINDA ÜNİVERSİTEYE BAŞLADI

25 Kasım 1844’te Almanya’nın Karlsure kentinde doğan Karl Friedrich Benz, 2 yaşında babasını kaybetti. Yoksul bir evde eğitimini zorlu şartlarda yürüten Karl, yerel okula gitti ve okulda harika bir öğrenciydi. 1853’te dokuz yaşındayken bilimsel odaklı Lyceum’a başladı. Daha sonra Karlsruhe’nin politeknik okulunda Ferdinand Redtenbacher’den eğitim aldı. Benz’in kurduğu ilk hayal çilingirlik üzerineydi. Ancak babasından miras kalan lokomotif teknolojileri de ilgisini çekiyordu Bu alana yöneldi. 1860’ta, henüz 15 yaşındayken, Karlsruhe Politeknik Okulu’nun makine mühendisliği giriş sınavını kazandı ve orada öğrenim gördü, 19 yaşında mezun oldu.

1 BEYGİRLİK İLK MOTOR

Çeşitli ve kendisine göre verimsiz işlerde tutunmaya çalışan Benz, 1871’de yani 27 yaşındayken Mannheim’daki Demir Dökümhanesi ve Mekanik Atölyesi’nin açılışında August Ritter’a katıldı. Güvenilmezliğiyle tanınan Ritter ile deneyimi, Benz’i hayatının aşkı ile buluşturdu. Benz’in nişanlısı Bertha Ringer, Ritter’in zorda kalan şirketteki hissesini drohoma  yani çeyizini kullanarak satın aldığında zorluk aşıldı. Hemen ardından Bertha ile evlendi. Ellerindeki paranın tükenmekte olduğunu fark eden Benz, motor üretimine odaklandı. Zira o tarihlerde birbirinden bağımsız birçok bilim insanı bu icadı bulmakla meşguldü. 1 beygir gücünde iki zamanlı bir gaz motoru inşa etme düşüncesini hayata geçirmek için çalışmalara başladı. Aracın bütün teknik problemlerini çözen ve kısa sürede gerekli anaparayı sağlamak amacıyla bir anonim şirket kuran Benz, daha sonra hissedarlarla tartışınca, şirketten ayrıldı. 1883 yılında Mannheim’de, Benz Cie Gazlı Motor Fabrikası’nı kurdu.

Sabit makineler için motor üreten bu şirketle başarıyı yakalayınca geleneksel motorlarla çalışmaktan vazgeçerek, çocukluk hayaline yöneldi ve raysız çalışabilen bir binek aracı üretmeye girişti.

■ MOTOR BUGÜN 137 YAŞINDA 

Ürettiği üç tekerlekli motorlu arabayı daha da geliştirerek, 37435 numaralı devlet patentini aldı. Patent aldığı tarih 29 Ocak 1886’yı gösteriyordu. Yani bundan tamı tamına 137 yıl öncesi. Finansmanını eşi Bertha’nın yaptığı işte bu icadın adı da Benz Patent-Motorwagen (patentli motorlu araba) adını aldı. İnsanları taşımak için dünyanın ilk motor tahrikli otomobili olan araç o dönem 150 dolara tekabül ediyordu. Yani bugünün 4 bin 500 doları.

Benz’in, cadını 1888‘de Münih‘te bir makine fuarında sergilemesi ve karısı Bertha Benz’in de, kocasına haber vermeksizin arabayla, Mannheim’dan Pforzheim’a ilk kez uzun mesafeli bir yol kat etmesi, basının dikkatini çekerek adlarından çokça söz ettirmeye başlamalarını sağladı. O dönem kilisenin Şeytan İcadı diyerek karşı çıktığı, Alman İmparatoru’nun “Atlar varken kimse böyle bir aracı kullanmaz” diyerek önce önemsemedi, aracın sokağa çıkmaması için kapısına asker diktiği otomobil, hem Karl Benz’i hem de eşini yıldırmadı. Yaşadıkları sorunlara rağmen yollarına devam ettiler, günümüzde yaşadığımız kolaylığın yani otomobilin ebeveynleri oldular.

Bizler otomobilin babası olarak Karl Benz’i görsek de annesi yani Bertha Benz olmasaydı, eminim ki otomobilin üretimi ertelenecekti. İlk otomobili Bertha olarak niteleyenler olsa da literatürde yine bir kadın ismini yani Mercedes’i kullanmak yine Benz’e düştü. Bu arada Bertha Benz’in ilk fren balatasını icat ettiğini de unutmayalım.

Binlerce hatta on binlerce yıl önce atalarımızın bulduğu tekerlek, Benz ile bundan tam 137 yıl önce hayatımızı daha da kolaylaştırdı, otomobil ile bütünleşerek. Vaktiniz olursa 2011 yılında beyaz perdeye aktarılan hayat hikayelerini ve aşklarını anlatan “Carl ve Bertha” adlı filmi de izlemenizi öneririm.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vizyon tuzağı 19 Nisan 2024
Lityum arzı 16 Nisan 2024