Para politikası reaktif değil, proaktif olmalıdır

Erhan ASLANOĞLU
Erhan ASLANOĞLU Ekonomi ve Piyasalar

Önümüzdeki süreçte Türkiye ekonomisinin gidişatını belirlemede şüphesiz en önemli gösterge, para politikasının nasıl şekilleneceği olacak. Elbette maliye politikası, yapısal reformlar, ekonomi dışı birçok gösterge bu gidişatta önemli belirleyenler olarak bulunacak. Bununla birlikte, en önemli parametre para politikası olacak.

Bundan yaklaşık bir ay öncesine göre para politikasının gidişatı konusunda daha fazla fikre sahibiz. Merkez Bankası başkanımız değişti. Her ne kadar üyeleri değişmemiş olsa da para kurulu Haziran ayında ilk toplantısını yaptı ve 1,5 yıldan fazla bir süredir faiz indirimleri ve düşük faizle devam eden para politikasının yönünü değiştirdi ve 650 baz puanlık bir artış gerçekleştirdi. Politika faizi yüzde 15 oldu. Mevcut enflasyonun yüzde 40’lar civarında olduğu, 12 aylık enflasyon beklentilerinin yüzde 30’ların üzerinde olduğu bir dönemde faiz artışı beklentilerin altında ve yetersiz kaldı. Toplantı sonrası yayınlanan bülten, geleceğe yönelik olarak çok net bir sinyal veremedi. Bültenin sadeleşmesi, liralaşma kavramının terk edilmesi politika kurgusunda önemli bir değişim sinyali olarak algılandı.

İki gün önce yayınlanan para politikası kurulu toplantı özeti ise biraz daha net sinyaller veriyor. Sayın Bakan Mehmet Şimşek’in daha rasyonel politikalara geçmemiz kaçınılmaz vurgusundan sonra, Merkez Bankası’nın yayınladığı para kurulu toplantı özetinde “…mevcut para politikası çerçevesinin enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirmekten çok uzak olduğu ” tespiti geleceğe ilişkin olarak daha güçlü bir sinyal anlamına geliyor. Yine toplantı özetinde “..parasal sıkılaştırma sürecinin enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar devam etmesi öngörülmüştür..” cümlesi de faiz artırımlarının devam edeceğine dair önemli bir işaret veriyor. Bu çerçevede, para politikasında rotanın doğru yönde değişmesi olumlu bir gelişme. Buna ilaveten, özellikle reel sektör ile finans sektörü arasında kredi akışında tıkanıklığa yol açan düzenlemelerde esnekliklere gidilmesi de önemli ve olumlu adımlar.

Önümüzdeki süreçte, bu verilen sinyallerin ne kadar gerçekleşeceğini izleyeceğiz. Burada kredibilite açısından birkaç unsurun önemli olduğunu düşünüyoruz. Para politikası çerçevesinin hedefi gerçekleştirmekten uzak olduğunu vurgulayan kurul, Sayın Başkan Hafize Gaye Erkan dışında aynı ekipten oluşuyor. Kurulun yenilenmesi kredibilite açısından önemli bir artı olur. Enflasyonun seviyesi ve onun yukarı gideceği vurgusu para kurulu tarafından da tespit edildiğine göre, beklentileri çıpalamak açısından güçlü ve proaktif bir politikanın devreye girmesinin doğru olacağı kanaatindeyiz. Kur ve ücret artışı gibi faktörlerin enflasyona geçişkenliğinin çok yükseldiği bir ortamda, manşet enflasyon rakamları beklentilerin çok üzerine çıkabilir. Fiyat ve ücretlerin yapışkanlığını da dikkate aldığımızda, para politikasının tedrici faiz artışlarıyla enflasyonu kontrol altına almaya çalışmasının başarı şansı düşük olabilir. Toplantı özetlerinde belirtilen “..kurulun gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilen bir parasal sıkılaşma sürecinin uygulanmasına karar verildiği..” vurgusu piyasaların gidişatına göre reaktif bir politika izlenimini veriyor. Halbuki gerek mevcut, gerek beklenen enflasyon rakamlarının çok yüksek olduğu ve ve belirsizliğin yoğun olduğu bir ortamda, piyasaların önünde gitmek, proaktif politikalar izlemek başarı şansını arttırabilir. Önden yüklemeli ve nihai noktasını daha net ortaya koyan bir politika faizi ki bu 12 aylık enflasyon beklentilerinin üzerinde bir yerde oluşmalıdır, piyasayı arkasından sürükleyerek enflasyon beklentilerini çıpalayabilir. Böyle bir politika hem iç talebi daha ciddi yavaşlatarak hem de döviz kurları üzerindeki belirsizliği azaltarak başarı şansını arttırabilir. Bu çerçevede bir para politikası, Merkez Bankası başkanımızın farklı vesilelerle yapacağı konuşmalar, vereceği mesajlar ve bu ay sonu yayımlanacak olan enflasyon raporu ile daha net oluşturulabilir.

Yukarıda da vurguladığımız gibi para politikası enflasyonla mücadelenin tek aracı değildir ve olamaz. Gerekli ama yeterli olmayan bir araçtır. Zaman içerisindeki tutarlılık, tamamlayıcı bir maliye politikası, ekonomi ve ekonomi dışı, hukuk, demokratikleşme, eğitim gibi yapısal reformlarla kalıcı ve sürdürülebilir fiyat istikrarı sağlanabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
TL değerli mi? 28 Şubat 2024