Resesyon, tedbir, tağşiş, saygı

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ

Küresel köyün ekonomisinde yavaşlamanın kapısı aralandı, hem sesi hem de kokusu çıktı.

Arkadaşımız Aysel Yücel’in dün haberini yaptığı konu, Otomotiv Yan Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD ) verdiği bir bilgi.

TAYSAD Başkanı Albert Saydam, “Hemen hemen tüm Avrupalı otomotiv üreticileri, 2023 ve 2024’te devreye girecek yeni araçlarda daha önce beyan ettikleri üretim adetlerini düşüreceklerini belirterek, planlamamızı ona göre yapmamız konusunda bize bildiri gönderdidemiş.

Seslerini hem de davullu çığırtkanla çıkartmışlar.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Baran Çelik de resesyonun etkilerini henüz tam hissetmediklerini belirterek gelecek için endişeli olduklarını söylemiş.

Rusya-Ukrayna savaşının ve Uzakdoğu krizlerinin açtığı fırsat kapısının heyecanı ile hareket ederken, ihracat kapısının arkasında bekleyen resesyon tehdidini de hesap etmemiz ve gereken tedbirleri almamız gerektiğini akıda tutalım.

Bir başka ilgi çekici haber de arkadaşımız Barış Sedef’ten. İstanbul Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (İSİFED) tarafından verilen “ … siparişlerde bir azalma var. Özellikle 2023 odaklı siparişlerde geçen yılın aynı dönemine göre ……. yüzde 30 düşüş var” bilgisini haber yapmış.

Genellikle piyasada mevcut rüzgâra göre dümen tutan KOBİ yöneticisi dostlarımızın, önümüzdeki günlerde piyasa havasında oluşabilecek sert hareketlere göre ihracat dahil olmak üzere, manevra tahminlerinde bulunmaları faydalı olacaktır.

İhracat, iç piyasa işlerine bir seçenek sunabilir amma otomotiv sanayiine gelen uyarı, diğer sektörlerin de bundan payını alacağının bir göstergesidir.

Tağşiş, iç piyasada çok sık karşılaştığımız bir olay ve bakanlık kontrollerinin sonuçları da yayınlanıyor.

Ancak bu kez çok bilinen bir markanın yapmış olduğu gıda ihracatı ürünlerinde, insan sağlığını olumsuz etkileyen katkılar olduğu haberi sosyal medyada fırtına gibi esti.

Haberin gerçekliğini araştırmak için ilgili ülkenin gıda kontrolü işlerine bakan kuruluşunun sitesine girerek baktığımda haberin maalesef doğru olduğunu gördüm.

Bu olayın, alıcının ülkesinde belirlenmesi daha da vahim bir olayı vurguluyor.

Bu ürünler Türkiye’den de kontrollü çıkması gereken ürünler.

O zaman bunlar nasıl ihraç edilebilir belgesi alabildiler?

Bu belgeyi düzenleyenler nasıl ve ne şekilde uygunluk belgesi verdi?

Türk ihraç ürünlerinin itibarına gölge düşüren bu olayın hem özel sektör hem de kamu tarafındaki sorumlulara uygulanacak yaptırımlar ne olacak?

Sohbetimizin başlığındaki “Saygı” sözcüğü de farklı bir ihracat faaliyetinden.

Geçtiğimiz günlerde, eski dostum olan ve birlikte çalıştığımız bir sanayici ile gittiğimiz bir fuarda duyduğumuz sesler, bizleri hem rahatsız etti ve hem de oldukça şaşırttı.

Çok da büyük olmayan fuar holünde, önce yüksek seviyeli ses denemesi yapıldığını duyduk.

Sonra da sakin bir ortamı olan ve klasik batı müziği yayını yapılan holde türküye benzer sesler yükselmeye başladı.

Etraftakilerin şaşkın bakışlarına bizim de merakımız karıştı ve çalan parçanın “Ankara’nın Bağları” olduğunu anladığımızda bir kat daha şaşırdık.

Öylesine resmi, hiç kimsenin kendisine ait ses yayını yapmadığı ve oldukça sakin bir ortamda böylesine yüksek sesle ve oralar için çok farklı bir müzik türünü çok yüksek bir sesle çalmak, ortama ne kadar saygılı olunduğunun bir göstergesi olsa gerek.

Üstelik, bir gün önce yapılan uyarıya karşın, ertesi gün bu yayınlara fuar standında kendilerinin oynadığı Ankara Misket oyunları eklenince, bu katılımcıların ne yapmak istedikleri konusunda ciddi endişelerimiz oluştu. Yorum sizlere ait…

Fuar standına dikkat çekmek fikrine katılırım amma böylesini hiç görmemiş ve duymamıştım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İhracat kazara olmaz 30 Nisan 2024
Düşünme zamanı 09 Nisan 2024