Rusya-Ukrayna savaşının ekonomiye kısa ve uzun vadede yansımaları

Erhan ASLANOĞLU
Erhan ASLANOĞLU Ekonomi ve Piyasalar

Öncelikle yıllardır okuyucusu olduğum, son 1,5 yıldır ise yazarları arasında bulunduğum DÜNYA gazetesinin 42. yaşını kutluyorum. Günümüzde veri bombardımanı altında doğru önceliklendirmeyle, doğru haberi tarafsız olarak verme tutarlığını hiç kaybetmeyen, röportajları ve yorumcularıyla söz konusu haberlerin doğru yorumlanmasına katkı sağlayan çizgisiyle, çok farklı bir konuma sahip DÜNYA gazetesine nice güzel yıllar diliyorum. Başta Sayın Hakan Güldağ, Vahap Munyar ve Şeref Oğuz olmak üzere gazetemizin tüm çalışanlarını tebrik ediyorum.

21. yüzyılda liderlerin üçüncü dünya savaşından, nükleer silahları kullanmaktan bahsetmesi gerçekten inanılır gibi değil. Bunların konuşulduğu bir ortamda ekonomiyi konuşmak biraz teferruat gibi geliyor ama her şeye rağmen önemli bir teferruat diyebiliriz. Öncelikle savaşı konuşuyorsak, bunun ekonomik sonucu stagflasyondur. Yani daralma ve enflasyonun beraberce yaşanmasıdır. Eğer bu sıcak savaş durumu devam eder ve yayılırsa önce Rusya ve Ukrayna’da, arkasından Avrupa’da, daha sonra da etkisi farklılaşsa da dünyanın genelinde stagflasyon yaşanma ihtimali yüksek olur.

Dünyanın en büyük enerji ve tahıl ihracatçısı olan iki ülkeden Rusya ve Ukrayna’dan bahsediyoruz.  Geçen hafta sıcak çatışmalar başladığından bu yana petrol, doğalgaz, buğday, mısır gibi başlıca enerji ve gıda emtialarında yukarı yönlü sert hareketler gördük. Bu tablo önümüzdeki haftalarda küresel enflasyona olumsuz olarak yansıyacaktır. Özellikle enerji arzında henüz bir kesintinin olmadığı bir tabloda bunu yaşıyoruz. Batı tarafından ambargo yoluyla ya da Rusya tarafından vanaların kısılması şeklinde böyle bir tablo ortaya çıkarsa, enerji tarafında çok daha yüksek fiyatları göreceğimiz kuşkusuzdur. Petrolün yakın geçmişte 140 dolarları gördüğünü unutmayalım.

Alınan son yaptırım kararları ile Rus ekonomisinin haftalar içerisinde çok daha ciddi sıkıntılarla karşılaşma olasılığı yüksek görünüyor. Çok sert bir daralma ve enflasyon, yani stagflasyon kaçınılmaz denilebilir. Rusya sadece ekonomik değil, ulaşım spor, sanat gibi her alanda büyük bir izolasyon ile karşılaşmış durumda. Bu durumun ekonomi dışı yansımaları da çok tartışılacaktır. Rusya Merkez Bankası 640 milyar dolar civarında çok güçlü rezervlere sahip olmasına rağmen, bankaya uygulanan yaptırımlar ve ülkenin SWIFT sisteminden büyük oranda çıkarılması nedeniyle rezervlerin pratik olarak önemi azalmış durumda. Zaten bu nedenle, Rus Merkez Bankası büyük bir faiz artırımına gitti. Rusya bu sorunu aşma yolunda kendi geliştirdiği mekanizmaları kullanabilir ama uluslararası alanda etkin olması zor görünüyor.  Rusya, alternatif olarak, sistemini Çin Ulusal Ödeme Sistemine (CNAPS) eklemek isteyebilir. Ne kadar başarı şansı olur izlemek gerekiyor. Eğer sıcak savaş uzarsa, batı dünyası bu arka yolları da kapatacak yeni yaptırımları gündeme getirebilir.

Belirsizliğin oldukça yoğun olduğu bir süreçten geçiyoruz. Umarız bu sıcak savaş ortamı bir an önce geride kalır, uzamasının hiç iyi olmayacağı aşikar görünüyor. Fakat gelişmeler hızla öylesine olumsuz bir noktaya geldi ki sıcak savaş ortamı geride kalsa bile soğuk savaş ortamına girme ihtimalimiz yüksek. Zaten ABD-Çin arasında ticaret savaşı ile başlayan ve son dönemde soğuk savaş noktasına gelen ilişkilere Rusya’da eklenecek görünüyor. ABD-Avrupa ve genel olarak NATO ile Çin-Rusya ve belki İran’ı da içine alacak bir birliktelik arasında bir soğuk savaş dönemine girebiliriz. Böyle bir senaryo, ekonomide korumacılık ve ticaret hacminin azalması, verimliliğin azalması demektir. 1. Dünya savaşı sonrası yaşanan soğuk savaş döneminde, 1970’ler sonrası dünya ekonomisi ciddi bir enflasyonist baskı ile karşılaştı. Soğuk savaşın 1980’ler sonunda bitmesiyle, korumacılığın azalması enflasyon düşüşüne katkıda bulundu. Eğer 2. soğuk savaş dönemine girersek zaten yüksek seyreden enflasyon açısından olumsuz olacaktır. Bu durum da merkez bankalarının az ya da çok enflasyonla mücadelesini uzatacağından, yükselen faizler büyümeyi daha fazla tehdit edecek, küresel borcun bu kadar yüksek olduğu dünyada riskleri daha fazla arttıracaktır.

Yaşananların orta vadede iki önemli sonucu daha olacağını düşünüyoruz. Birincisi, Avrupa’nın kendi güvenliğini sağlama konusunda çok daha aktif olma ihtimali artıyor. İkincisi ise, fosil yakıtlardan bir an önce kurtulma ve yenilenebilir enerjilere dönüşüm konusunda kamuoyu isteği ve desteği artacak ve süreç hızlanacaktır. Yaşananların belki en önemli ve en iyi sonucu bu olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
TL değerli mi? 28 Şubat 2024