Sürdürülemez bir ödemeler dengesi sorunu!...

Nevzat SAYGILIOĞLU
Nevzat SAYGILIOĞLU EKO ANKARA

Cari açık giderek kronik hale geliyor. Yurt dışından döviz gelmedikçe yurt içinde manevra yapmanın artık imkânı kalmıyor. Seçimler sonrası her halükarda gerçekçi politikalara dönmek gerekiyor.

Rakamlarla cari açık tablosu…

Merkez Bankası tarafından önceki gün yayımlanan ödemeler dengesi ile ilgili tablo yine önemli bir sorunu yalın bir şekilde ortaya koyuyor. Cari açık durmaksızın artmaya devam ediyor.

Önce bir tabloya bakalım.

Yıllıklandırılmış son 12 aylık olarak baktığımızda geçen yılın Şubat ayına ait cari açık 15.7 milyar dolar iken, bu yıl aynı dönemde 55.3 milyar dolara çıkmış ve yüzde 252 artış yaşanmış.

Son 12 aylık cari açıkta 10 sonra rekor egale edilmiş. Şöyle ki 2013 yılı aynı dönem cari açığı da aynı tutarda gerçekleşmiş.

Tablonun ayrıntıları…

Şubat 2023 sonu itibariyle tablodaki ayrıntılara baktığımızda;

- Yabancıların borsadan yaptığı çıkışın 671 milyon dolara ulaştığı,

- Hazine’nin kağıt satışından 2.8 milyar dolar geldiği,

- Geçtiğimiz dönemde sürekli artış gösteren ve kaynağı bilinmeyen “Net Hata/Noksan” kaleminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 75 düşüş yaşandığı,

- Resmi rezervlerde düşüşün 2023 yılında çok hızlanarak 2 ayda 14 milyar dolara ulaştığı, anlaşılıyor.

Cari açık neden kötüye gidiyor?...

Bunun en önemli nedeni bitmeyen ve giderek artmaya devam eden döviz ihtiyacı!…

Gerçekten de ithalat kaynaklı dış ticaret açığının kapatılması, reel sektör ile Hazine ve Merkez Bankası’nın dış borçlarının ödenmesi, yeni yatırımlar için yurt dışından temin edilecek sermaye malları için döviz ihtiyacının olması, sadece petrol faturasının bile karşılanabilmesi, dış dünyada özellikle faizlerin yükselmesine bağlı olarak dövizin daha çok gelişmiş ülkelere kayması gibi çok sayıda nedene bağlı olarak döviz ihtiyacı artarak devam ediyor.

Oysa hükümetin ve güdümündeki Merkez Bankası’nın yaptığı, içerideki mevcut döviz tutarı üzerinden oyun oluşturmak ve mümkün olduğu ölçüde yurt dışına döviz çıkışını durdurmak oluyor. Ne yazık ki bu da çok mümkün görünmüyor. Basına da yansıdığı üzere Tahtakale piyasası çalışıyor.

Bu arada yine hükümetin izlediği garip ve Türk Modeli (!) faiz politikası piyasaları daha da ürkütüyor ve Türkiye’ye yönelik olumlu pozisyonların bozulmasına neden oluyor. Gerçekten de dış finans çevreleri adeta ambargo uyguluyor.

Şimdi de deprem felaketinin yarattığı ihracat daralması ve ithalat artışı baskısı ile Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri devreye girmiş bulunuyor. Dolayısıyla belirsizlik tavan yapmış bulunuyor.

Sonuç itibariyle;

Yukarıda sıralamaya çalıştığımız olumsuz koşullar nedeniyle artık duvara dayanılmış durumda. Sürekli artan döviz ihtiyacı nedeniyle mevcut dövizle oyun yetersiz kalıyor. Ödemeler dengesi dikiş tutmuyor. Belki düşe kalka seçimleri görebiliriz; ama sonrasını görmemiz zor.

Öncelikle piyasalarda güveni oluşturmak ve arkasından da faiz, döviz, enflasyon, bütçe politikalarında bütüncül ve uyumlu uygulamalara geçmek lazım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar