Türkiye-İsviçre ilişkilerine “sürdürülebilirlik” etkisi

Didem Eryar ÜNLÜ
Didem Eryar ÜNLÜ YAKIN PLAN

2019’da ilk kez düzenlenen “İsviçre Günleri İstanbul” üç gün içinde 15 binden fazla ziyaretçinin katılımı ile gerçekleşmişti. İsviçre Günleri Istanbul 2022, pandemi dönemi sonrasında sürdürülebilirlik ve inovasyona güçlü bir vurgu yaparak İsviçre ve İsviçre şirket ve markalarını tanıtmak amacıyla “Yeşil Bir Gelecek Tasarlamak” teması altında düzenlendi.                  

İstanbul'daki İsviçre Başkonsolosluğu, İstanbul’daki İsviçre’nin İhracat ve Yatırım Ofisi ve Türkiye’de İsviçre Ticaret Odası Derneği tarafından düzenlenen etkinlik, İsviçre ile Türkiye arasındaki güçlü işbirliğini ve daha sürdürülebilir bir geleceği teşvik etmenin yollarını ortaya koymayı amaçladı.                

İstanbul’daki İsviçre’nin İhracat ve Yatırım Ofisi Direktörü Yasemin Öztürk ve Türkiye’de İsviçre Ticaret Odası Derneği Başkanı Arpat Şenocak, etkinliğin anlamını şu sözlerle özetliyorlar: “İsviçre; teknoloji, inovasyon ve sürdürülebilirlik alanlarında öncü bir ülke olduğundan, çevresel zorluklar hakkında genel farkındalığı artırmak için temamızı ‘Yeşil Bir Gelecek Tasarlamak’ olarak belirledik. Swiss Day'in amacı, İsviçre'yi Türkiye'de daha görünür kılmak ve sürdürülebilir bir gelecek için güçlü köprüler kurmak olarak belirlendi. Yeni teknolojiler, araştırma ve inovasyon, daha yeşil bir geleceği şekillendirmek için çok önem taşıyor. İsviçre ve Türkiye arasındaki bu alanlardaki sinerjilerden yararlanmamız gerekiyor”             

Yasemin Öztürk ve Arpat Şenocak’la sürdürülebilirlik yaklaşımının iki ülke arasındaki ilişkileri nasıl geliştirebileceğini konuştuk…

İkili ticaret ve yatırımda önemli bir artış potansiyeli görüyoruz

“Türkiye ve İsviçre arasındaki ilişkiler güçlü ve çeşitli. Son on yılda, birçok farklı alanda işbirlikleri geliştirildi. İsviçre ve Türkiye'den bakanlar ve bakan yardımcıları düzenli olarak resmi toplantılar yapıyorlar. İsviçre Dışişleri Bakanı ve Ekonomik İşlerden Sorumlu Devlet Bakanı Eylül 2021'de Ankara'ya resmi bir ziyarette bulundular. Göçlerden Sorumlu Devlet Bakanı bu ay Türkiye’deydi. Ortak Ekonomi Komisyonu Haziran 2022'de gerçekleşti. Güçlü ekonomik ilişkilere sahibiz, ikili ticaret ve yatırımda da önemli bir artış potansiyeli görüyoruz. İsviçre, Türkiye'de faaliyet gösteren 300 İsviçreli şirketin yarattığı 13 binden fazla istihdam ile Türkiye'nin en önemli altıncı yatırımcısı konumunda. Ekim 2021'de yürürlüğe giren revize edilmiş Türkiye-EFTA serbest ticaret anlaşması da önemli fırsatlar yaratabilecek. İsviçre teknolojisi sağlayıcıları ile Türk inşaat sektörü arasındaki işbirliği güçlendirilerek mühendislik, tedarik ve inşaat (EPC) alanında daha fazla fırsat yaratılabilir. Yeni teknolojilerin ve yapay zekanın sürdürülebilirlik bakış açısıyla birleştirildiği start-up alanlarında da daha fazla etkileşim geliştirilebilir.”

Kendini tamamen temiz teknolojiye adamış bir ülke

“İsviçre’nin resimli kartpostal manzarasının arkasında, kendini tamamen temiz teknolojiye adamış bir ülke yatıyor. Doğal kaynaklara daha saygılı bir dünya yaratmak, yenilenebilir enerjilere geçiş yapmak ve daha fazla biyolojik çeşitlilik sağlamak için temiz teknolojiler geliştirmek en büyük önceliklerimiz. İsviçre, Yeşil Ekonomi Endeksi ve Robeco Sürdürülebilirlik Sıralaması gibi endekslerde bir numara. Çok sayıda İsviçre şirketinin çalışmaları, Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksleri gibi çeşitli kurumlar tarafından da tanınıyor. Bu nedenle, İsviçreli kurumlar, yalnızca kendi pazarlarını olumlu yönde etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda yerel kuruluşları veya iş ortakları aracılığıyla dünya çapında yenilikçi ürün ve hizmetlerle sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığın büyümesini destekleyecek bir konumda. Elektrik ve kimyasal kullanmadan günde 30 bin litre içme suyu üreten çözümlerden, geri dönüştürülmüş PET’ten tuğla üretimine kadar sürdürülebilirliğe dayalı çözümlerin aynı zamanda ekonomik kalkınmanın da itici gücü olduğunu görüyoruz.”

Eğitim, doğrudan yatırımlar ve sürdürülebilir finans

İstanbul’daki İsviçre’nin İhracat ve Yatırım Ofisi Direktörü Yasemin Öztürk ve Türkiye’de İsviçre Ticaret Odası Derneği Başkanı Arpat Şenocak, Türkiye ile İsviçre arasında sürdürülebilirlik alanında işbirliğinin üç ana kanal aracılığıyla daha da ileri taşınabileceğini söylüyorlar:             

  1. Eğitim:

“İnovasyonu ortaya çıkaran en önemli itici güçlerden biri olan eğitimin, en önemli önceliklerden biri olması gerekiyor. Dünya çapındaki İsviçre üniversiteleri, İsviçre'nin küresel rekabet gücüne yaptığı katkılardan dolayı geniş çapta itibar gören katma değerli bir ekosistemde yeni fikirleri şekillendirmeyi amaçlayan genç Türk öğrenciler ve girişimciler için güçlü bir destek olabilir.”                 

  1. Doğrudan yatırımlar:

“İsviçre şirketleri, sermaye stoklarının büyüklüğüne kıyasla, İsviçre dışında yaratılan işlerin çok büyük bir oranını temsil ediyor. Modern teknolojilerin eğitimi ve transferine olan güçlü bağlılığı sayesinde, İsviçre şirketleri sürdürülebilirlik konusunda farkındalığın yaygınlaştırılmasında ve sürdürülebilir politikaların ve iş modellerinin yapılandırılmasının ve geliştirilmesinin desteklenmesinde önemli bir rol oynayabilir.”               

  1. Sürdürülebilir finans:

Finans sektörü, son yıllarda pozitif sürdürülebilir kalkınma için büyük bir kaldıraç sağlıyor. İsviçre'de sürdürülebilir yatırımların hacmi geçen yıl neredeyse üçte bir oranında artarak tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 1,98 trilyon CHF'ye ulaştı. Bu oran 2016'ya oranla on kat daha fazla. Bu tablo; Türkiye ile mevcut uygulamaların daha da geliştirilmesinde destek olabilecek İsviçre finans piyasalarının sürdürülebilir finansmana ne kadar büyük bir önem verdiğini gösteriyor. Örneğin, sürdürülebilir finans için düzenleyici bir çerçevenin oluşturulması, yeşil finansman için sermaye piyasası araçlarının geliştirilmesine yardımcı olabilir ve uzun vadeli kaynakların kullanılabilirliğini artırabilir.”

İsviçre-Türkiye start-up köprüsü

“Her geçen yıl, içinde yaşadığımız dünyaya meydan okuyan girişimci beyinlere tanık oluyoruz. İsviçre'de yaklaşık 40 bin yeni şirket kuruluyor. Bu girişimler İsviçre’yi 2019 Küresel Girişimcilik ve Kalkınma Endeksi'nde (GEDI) ikinci sıraya taşıdı. İsviçre, yılda ortalama 550 yeni girişim ile Güneydoğu Avrupa'nın en büyük start-up merkezi. İsviçre ve Türkiye'nin start-up hikayelerini birbirine bağlamayı, bilgi ve yenilik alışverişini teşvik etmeyi ve ilgili paydaşlara kapılar açmayı amaçlayan İsviçre-Türkiye Startup Programı’nı 2021'de başlatmamızın nedenlerinden biri de bu. Programa yapay zeka alanında çalışan otomotiv, ilaç, enerji ve yenilenebilir, gıda, tekstil ve altyapı sektörlerinden start-up'lar başvurmaya hak kazandı. Sanal bir sunum etkinliği sırasında, önceden seçilmiş on finalist, başlangıç fikirlerini bir İsviçre-Türk jürisine sundu. İstanbul Başkonsolosluğu'nun rezidansında gerçekleşen ödül töreninde, kazanan start-up’lar mentorluk desteği aldılar, yatırımcılar, uzmanlar ve sektör liderleri ile bir araya geldiler. Bu işbirliklerini yoğunlaştırmaya devam edeceğiz. Özellikle inovasyon ve bilim alanında gelecekte ortak projeler geliştirmek ve düzenlemek amacıyla geçtiğimiz aylarda Türkiye'deki çeşitli üniversiteleri ve teknoparkları ziyaret ettik.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar