Sektörün geleceği Ar-Ge, yapay zeka ve pazar çeşitliliğinde

AKİB Koordinatör Başkanı ve Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Başkanı Hayri Uğur, ihracatçı firmaların rekabet gücünün sürdürülebilir olması için, yapay zeka uygulamalarının önemine dikkat çekerek tasarım ve Ar-Ge’ye yoğunlaşmaları gerektiğini vurguladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Sektörün geleceği Ar-Ge, yapay zeka ve pazar çeşitliliğinde

AKİB Koordinatör Başkanı ve Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Başkanı Hayri Uğur, ihracatçı firmaların rekabet gücünün sürdürülebilir olması için, yapay zeka uygulamalarının önemine dikkat çekerek tasarım ve Ar-Ge’ye yoğunlaşmaları gerektiğini vurguladı.

AHKİB’in 2019 yılında 316 milyon dolar ihracat yaptığını kaydeden AKİB Koordinatör Başkanı ve Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Başkanı Hayri Uğur, 2019’da kadın dış giyim ihracatının yüzde 44 pay ve 138 milyon dolar değer ile birinci sırada yer aldığını ifade etti. Uğur, en fazla ihracat yaptıkları ülkenin ise 127.2 milyon dolar ile İspanya olduğunu belirtti.

Başkan Uğur, sektörün 2019 yılında Türkiye ihracatının 17.7 milyar dolara ulaştığını ve genel ihracattan yüzde 9.8 pay aldıklarını bildirdi. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün gayrisafi yurt içi hâsılası, sanayi üretimindeki payı, ihracat, ekonomiye sağladığı net döviz girdisi, istihdam ve yatırımlar açısından Türkiye’nin can damarlarından biri olduğunu vurgulayan Uğur, “Sektörümüzün global arenada rekabet gücünün sürdürülebilir olması için ihracatçılarımıza yapay zeka uygulamalarının getirdiği verimlilik ve yeniliklere adapte olmalarını, tasarıma ve Ar-Ge’ye daha fazla yoğunlaşmalarını ve pazar çeşitliliğini artırmalarını öneriyoruz” dedi.

En çok ihraç edilen ürün grubu kadın dış giyim

AHKİB’in 2019 yılı ihracatını ürün gruplarına göre değerlendiren Hayri Uğur, kadın dış giyimin yüzde 44’lük pay ile ilk sırada yer aldığını, erkek dış giyimin yüzde 21’lik pay ile ikinci, diğer hazır eşyanın yüzde 15’lik pay ile üçüncü olduğunu söyledi. Uğur, “Birliğimizin kadın dış giyim ihracatı 138 milyon dolar, bay dış giyim ihracatı 65.5 milyon dolar, diğer hazır eşya ihracatı 49 milyon dolar oldu” diye konuştu.

AHKİB’in ana pazarları İspanya ve Almanya

Hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe bölgenin ana ihracat pazarını İspanya ve Almanya’nın oluşturduğunu vurgulayan Hayri Uğur, AHKİB’in ülkelere göre 2019 yılı ihracatını şöyle değerlendirdi: “İspanya, 127.2 milyon dolar ile en çok ihracat yaptığımız ülkeler arasında ilk sırada bulundu. Bu ülkeyi, 45.3 milyon dolar ile Almanya, 21.3 milyon dolar ile Suudi Arabistan izledi. İhracatın en çok arttırdığı ülkelere baktığımızda yüzde 799 artış ve 5.6 milyon dolar değer ile Mozambik, yüzde 136 artış ve 11.3 milyon dolar değer ile Hollanda öne çıktı.”

Adana ve Kahramanmaraş ilk 10’da

Hayri Uğur, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün 2019 yılı Türkiye ihracatının yüzde 0.4 artarak 17.7 milyar dolara ulaştığını, aynı dönemde en çok dış satım yapan ilin 13.2 milyar dolar ile İstanbul olduğunu, yaklaşık 1.5 milyar dolar ile İzmir’in ikinci, 931 milyon dolar ile Denizli’nin üçüncü sırada geldiğini duyurdu. Uğur, bu sektörde Adana’nın 151 milyon dolar ile 7’nci, Kahramanmaraş’ın ise 81.6 milyon dolar ile dokuzuncu sırada geldiğini ifade etti.

İhracat en çok yatak kıyafetlerinde arttı

Türkiye hazır giyim ve konfeksiyon ihracatını ülkelere göre inceleyen Hayri Uğur, “En çok ihracat yaptığımız ülke 3 milyar dolar ile Almanya oldu. İkinci sırada 2.3 milyar dolar ile İspanya, üçüncü sırada 1.9 milyar dolar ile Birleşik Krallık yer aldı. Ürün gruplarında ise 9.2 milyar dolar ile kadın dış giyim birinciliği, 3.8 milyar dolar ile erkek dış giyim ikinciliği, 1.4 milyar dolar ile giyim aksesuarları üçüncülüğü elde etti” ifadesini kullandı. Uğur, ihracatını en fazla artırdığı ürün gruplarında ise yüzde 52 artış ve 16 milyon dolar değer ile diğer yatak kıyafetlerinin birinci olduğunu belirterek, “Yüzde 23 artış ve 90 milyon dolar ile suni-sentetik spor ve yüzme kıyafetleri ikinci, yüzde 14 artış ve 6.7 milyon dolar değer ile diğer spor yüzme kıyafetleri üçüncü oldu” dedi.

Afrika açılımı sektör ihracatına yansıdı

Hazır giyim ve konfeksiyoncuların ihracatta ana rotasının AB ülkeleri olduğunu aktaran Hayri Uğur, “2019 yılında ülke ihracatının 12.2 milyar dolarlık kısmı bu bölgeye yapıldı. AB ülkelerini, 2 milyar dolarla Orta Doğu ve 953 milyon dolarla Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri takip etti. Türkiye’nin Afrika ülkelerine yönelik açılımı sektöre de olumlu yansıdı. Türkiye’nin hazır giyim ve konfeksiyonda kıtaya ihracatı 2019 yılında bir önceki yıla göre yüzde 15.8 artarak 836 milyon dolara ulaştı” değerlendirmesini yaptı. Uğur, AB dışındaki diğer Avrupa ülkelerine ihracatın da yüzde 6.6 artarak 534 milyon dolara çıktığını söyledi.

Tasarım ve Ar-Ge yatırımına yoğunlaşılmalı

AKİB olarak hazır giyim ve konfeksiyon sektöründe birinci pazarlarının İspanya, daha sonra Almanya, Suudi Arabistan, Fransa ve Hollanda şeklinde sıralandığına işaret eden Hayri Uğur, sektörün emek yoğun yapısı ile istihdama en büyük katkıyı sağlarken, markalaşmaya en müsait sektör olması ile katma değerli ürün ihracına imkân tanıdığını vurguladı. Üretim teknolojisinde kaydedilen ilerlemeler sayesinde Türkiye konfeksiyon sanayinde katma değeri yüksek, markalı ürünlerin üretiminin yanı sıra kalite, verimlilik, özgün tasarım, pazarlama ve sevkiyat kanalları oluşturma yolunda da ciddi mesafe kat edildiğini dile getiren Uğur, “Türkiye’nin diğer ülkelere göre kumaş, aksesuar ve iş gücü alanında önemli avantajları var. Artık, Türk kumaşı ve Türk tasarımı dünya çapında rağbet görür duruma geldi. Başarılı tasarımcılarımız, dünyaca ünlü markalara hizmetlerini ihraç edebiliyor. Sektörümüzün katma değeri yükseliyor. Türkiye, hem kaliteli ürün üretip, uygun fiyat verebiliyor. Hem de hızlı teslim yapıyor. Onun için Avrupa Birliği’nin üçüncü en büyük tedarikçisiyiz” dedi. Uğur, hazır giyim sektörünün ihracat başarısının Türkiye’nin kaliteli ve rekabetçi ürünler üretebildiğini gösterdiğini belirterek, şöyle devam etti: “Geçtiğimiz süreçte yaşanan kur dalgalanmaları, jeopolitik ve finansman sorunları her sektörde olduğu gibi hazır giyim sektöründe de dönemsel olarak sıkıntılar yaşattı. Bu anlamda sektörün küresel pazarlarda rekabet gücünün sürdürülebilir olması için ihracatçılarımızın tasarıma ve Ar-Ge’ye daha fazla yoğunlaşmalarını, pazar çeşitliliğini artırmalarını öneriyoruz.”

“Türkiye, Avrupa için bir fırsat ülkesi”

Hızlı üretim ve lojistik açıdan Türkiye’nin birtakım avantajlara sahip olduğunu söyleyen Hayri Uğur, “Giysi üretimi açısından üç avantaj var; kumaş, aksesuar ve dikim iş gücü. Avrupa pazarı için bu üç faktörün de bir arada olduğu tek ülke Türkiye. Bu coğrafyada bize rakip olabileceği düşünülebilecek Fas, Bulgaristan, Tunus, Portekiz, Romanya gibi ülkeler var. Belki iş gücü temin edebilirler ama kumaşları yok. Avrupa için bu şartları sağladığımız için Türkiye bir fırsat ülkesi” diye konuştu.

Sadece iş gücü değil kaliteli ürün dikebilme özelliği konusunda da Türkiye’nin rakiplerine göre avantajlı konumda olduğunu söyleyen Uğur, “Aksesuarda da çok kuvvetliyiz. Kaliteli kumaş ve aksesuarlar imal ediyoruz. Bunların hepsi bir araya geldiğinde ciddi bir alım potansiyeli oluşuyor. Bununla birlikte Ar-Ge çalışmalarında da güçlenmemizle Türkiye şu anda koleksiyon hazırlayan bir ülke haline geldi. Bu koleksiyonları da satma yoluna giren bir ülke Türkiye. Bu da katma değeri fazla ürünlerin satılmasının yolunu açacak” ifadesini kullandı. İhracattaki kilogram hesabından da bahseden Uğur, “Türkiye ortalaması 1.5 dolar civarındayken konfeksiyon sektöründe bu rakamlar 20 dolar civarında. Bu anlamda çok ciddi bir fark oluşturuyoruz. Teknoloji ihraç eden ülkelerden Almanya ve Japonya’nın genel ihracatlarının bile kilogram fiyatı 3.5-4 dolar iken bizde 20 dolar civarında olması önemli fark yaratıyor” dedi. Firmaların tasarım departmanlarının güçlendiğini söyleyen AKİB Koordinatör Başkanı ve Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Başkanı Hayri Uğur, bu konuda yüzde 50’ye varan desteklerin bulunduğunu belirtti. Devletin geri ödemeli desteklerinin de bulunduğunu kaydeden Uğur, “Yatırımlar daha rahat yapılabiliyor. Teşvik son derece yerinde. Üç yıllık bir teşvik sunuyor. Devamını da bekliyoruz tabii. Ar-Ge ve Ür-Ge’ye önem veren firmaların tasarım departmanları da bir hayli kuvvetli oluyor. Bunun sonucunda da bu firmaların ihracatlarında döviz bazında ciddi artışları oldu. Artan kabiliyetler sonucunda müşterilerin beklentileri de artıyor ve bu da yeni iş birliklerini beraberinde getiriyor” diye konuştu.

Yapay zekânın üretimin her alanında kullanılmaya başladığını kaydeden Hayri Uğur, yapay zekâ uygulamaları sayesinde üretimde hız ve kalitenin arttığına dikkat çekerek “Ürünlerin parçalarının eşleştirilip, dikilmesi esnasında oluşabilecek yanlışlıklar yapay zekâ uygulamaları sayesinde ilgili programlarca dikim işlemi başlamadan tespit edilip engelleniyor. Yapay zekâ uygulamaları, personelin verimliliğinden ikinci kalite ürünlerin sayısının azaltılmasına kadar üretimin her alanında önemli avantajlar sağlıyor. Üreticilerimizin bu tür uygulamaları fabrikalarında hayata geçirmelerinin işlerin sürekliliğini sağlama ve büyütülmesi noktasında avantaj sağlayacağını bilmelerini isterim” dedi.

“Dış ticaret açığının panzehri, kadın istihdamının kapısıyız’

Türkiye genelinde sektörün yaklaşık 18 milyar dolar ihracatına karşın yaklaşık 2 milyar dolarlık ithalatı olduğuna dikkat çeken Hayri Uğur, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün dış ticaret açığının azaltılmasına katkı veren sektörlerin başında geldiğini belirtti. Ülkenin ve bölgenin en büyük sorunlarından olan işsizlik konusunda da istihdam dostu bir sektör olduklarının altını çizen Uğur, binlerce insana iş ve aş sağlayan hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün kadın istihdamı konusunda da fark yaratan bir sektör olduğunu dile getirdi. Uğur, “Ülke olarak iş hayatına dâhil olan kadınların sayısını ne kadar çoğaltabilirsek, kalkınmamız o kadar dengeli ve sağlıklı olur. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, yüzde 60’a yüzde 40 civarında bir oranla kadınların daha çok istihdam edildiği bir sektör. Bu anlamda da ülkemize pozitif katkı veren bir sektörüz” diye konuştu.

“Trendler değiştikçe koleksiyon sayıları da artıyor”

Koleksiyon sayısının gün geçtikçe arttığına değinen Uğur, neredeyse her hafta bir koleksiyon çıkarabildiklerini söyledi. Önceden iki veya dört koleksiyon yapıldığını ifade ederek trendler değiştikçe bu sayının arttığını belirten Hayri Uğur, “Müşteriler mağazaya her girdiğinde yeni bir ürün görmek istiyor. Her seferinde değişik bir ürünle karşılaşınca kalmayabilir psikolojisiyle satın alıyor. İnternet satışları da bu aşamada çok ciddi bir potansiyel. E-ticaret, markaların şu anda yatırım yaptığı ve geliştirmeye çalıştıkları bir alan. Türkiye ile ticaret yapan firmaların E-ticaret artışlarına baktığımızda bir yıl önceye göre yüzde 25’e varan artışlar söz konusu. Tüketiciler E-ticaret’e yönelmiş durumdalar” yorumunda bulundu. Uğur, tüketicilerin var olan markaların e-ticaret sitelerini daha çok tercih ettiğini ifade ederek, “Hazır giyim ve konfeksiyonda moda trendleri üretim ve ihracatı doğrudan etkiliyor. Moda trendlerine baktığımızda erkek dış giyimde fitit dediğimiz vücudu saran, tam oturan giysiler, daha kısa paçalar, minimal çizgileri olan ürünler tercih ediliyor. Kadın dış giyiminde ürün yelpazesi çok geniş. Rahatlık, kolay yıkanabilir ve ütülenebilir olması çok önemli. Özellikle son zamanlarda alt gruplarda çizgiler ve puanlar ön planda” dedi. Dar modellerden bola ve salaşa yönelmenin olduğunu kaydeden Uğur, kir tutmayan, ütüsü bozulmayan, buruşmayan, ıslanmayan ürünlere talebin arttığını vurguladı. Uğur, çevreye duyarlı ürünleri ve kumaşları Avrupalı tüketicilerin tercih ettikleri için potansiyel oluştuğunu dile getirdi.

Sektörde yapay zekâ kullanımı yaygınlaşıyor

Firmaların tasarım departmanlarının güçlendiğini söyleyen AKİB Koordinatör Başkanı ve Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (AHKİB) Başkanı Hayri Uğur, bu konuda yüzde 50’ye varan desteklerin bulunduğunu belirtti. Devletin geri ödemeli desteklerinin de bulunduğunu kaydeden Uğur, “Yatırımlar daha rahat yapılabiliyor. Teşvik son derece yerinde. Üç yıllık bir teşvik sunuyor. Devamını da bekliyoruz tabii. Ar-Ge ve Ür-Ge’ye önem veren firmaların tasarım departmanları da bir hayli kuvvetli oluyor. Bunun sonucunda da bu firmaların ihracatlarında döviz bazında ciddi artışları oldu. Artan kabiliyetler sonucunda müşterilerin beklentileri de artıyor ve bu da yeni iş birliklerini beraberinde getiriyor” diye konuştu.

Yapay zekânın üretimin her alanında kullanılmaya başladığını kaydeden Hayri Uğur, yapay zekâ uygulamaları sayesinde üretimde hız ve kalitenin arttığına dikkat çekerek “Ürünlerin parçalarının eşleştirilip, dikilmesi esnasında oluşabilecek yanlışlıklar yapay zekâ uygulamaları sayesinde ilgili programlarca dikim işlemi başlamadan tespit edilip engelleniyor. Yapay zekâ uygulamaları, personelin verimliliğinden ikinci kalite ürünlerin sayısının azaltılmasına kadar üretimin her alanında önemli avantajlar sağlıyor. Üreticilerimizin bu tür uygulamaları fabrikalarında hayata geçirmelerinin işlerin sürekliliğini sağlama ve büyütülmesi noktasında avantaj sağlayacağını bilmelerini isterim” dedi.

“Dış ticaret açığının panzehri, kadın istihdamının kapısıyız’

Türkiye genelinde sektörün yaklaşık 18 milyar dolar ihracatına karşın yaklaşık 2 milyar dolarlık ithalatı olduğuna dikkat çeken Hayri Uğur, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün dış ticaret açığının azaltılmasına katkı veren sektörlerin başında geldiğini belirtti. Ülkenin ve bölgenin en büyük sorunlarından olan işsizlik konusunda da istihdam dostu bir sektör olduklarının altını çizen Uğur, binlerce insana iş ve aş sağlayan hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün kadın istihdamı konusunda da fark yaratan bir sektör olduğunu dile getirdi. Uğur, “Ülke olarak iş hayatına dâhil olan kadınların sayısını ne kadar çoğaltabilirsek, kalkınmamız o kadar dengeli ve sağlıklı olur. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, yüzde 60’a yüzde 40 civarında bir oranla kadınların daha çok istihdam edildiği bir sektör. Bu anlamda da ülkemize pozitif katkı veren bir sektörüz” diye konuştu.

“Trendler değiştikçe koleksiyon sayıları da artıyor”

Koleksiyon sayısının gün geçtikçe arttığına değinen Uğur, neredeyse her hafta bir koleksiyon çıkarabildiklerini söyledi. Önceden iki veya dört koleksiyon yapıldığını ifade ederek trendler değiştikçe bu sayının arttığını belirten Hayri Uğur, “Müşteriler mağazaya her girdiğinde yeni bir ürün görmek istiyor. Her seferinde değişik bir ürünle karşılaşınca kalmayabilir psikolojisiyle satın alıyor. İnternet satışları da bu aşamada çok ciddi bir potansiyel. E-ticaret, markaların şu anda yatırım yaptığı ve geliştirmeye çalıştıkları bir alan. Türkiye ile ticaret yapan firmaların E-ticaret artışlarına baktığımızda bir yıl önceye göre yüzde 25’e varan artışlar söz konusu. Tüketiciler E-ticaret’e yönelmiş durumdalar” yorumunda bulundu. Uğur, tüketicilerin var olan markaların e-ticaret sitelerini daha çok tercih ettiğini ifade ederek, “Hazır giyim ve konfeksiyonda moda trendleri üretim ve ihracatı doğrudan etkiliyor. Moda trendlerine baktığımızda erkek dış giyimde fitit dediğimiz vücudu saran, tam oturan giysiler, daha kısa paçalar, minimal çizgileri olan ürünler tercih ediliyor. Kadın dış giyiminde ürün yelpazesi çok geniş. Rahatlık, kolay yıkanabilir ve ütülenebilir olması çok önemli. Özellikle son zamanlarda alt gruplarda çizgiler ve puanlar ön planda” dedi. Dar modellerden bola ve salaşa yönelmenin olduğunu kaydeden Uğur, kir tutmayan, ütüsü bozulmayan, buruşmayan, ıslanmayan ürünlere talebin arttığını vurguladı. Uğur, çevreye duyarlı ürünleri ve kumaşları Avrupalı tüketicilerin tercih ettikleri için potansiyel oluştuğunu dile getirdi.

“Dış ticaret açığının panzehri kadın istihdamının kapısıyız’

Türkiye genelinde sektörün yaklaşık 18 milyar dolar ihracatına karşın yaklaşık 2 milyar dolarlık ithalatı olduğuna dikkat çeken Hayri Uğur, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün dış ticaret açığının azaltılmasına katkı veren sektörlerin başında geldiğini belirtti. Ülkenin ve bölgenin en büyük sorunlarından olan işsizlik konusunda da istihdam dostu bir sektör olduklarının altını çizen Uğur, binlerce insana iş ve aş sağlayan hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün kadın istihdamı konusunda da fark yaratan bir sektör olduğunu dile getirdi. Uğur, “Ülke olarak iş hayatına dâhil olan kadınların sayısını ne kadar çoğaltabilirsek, kalkınmamız o kadar dengeli ve sağlıklı olur. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, yüzde 60’a yüzde 40 civarında bir oranla kadınların daha çok istihdam edildiği bir sektör. Bu anlamda da ülkemize pozitif katkı veren bir sektörüz” diye konuştu.

“Inditex, Türkiye’ye büyük önem veriyor”

Merkezi İspanya’da bulunan uluslararası moda topluluğu Inditex’in ihracatın yüzde 12’sini tek başına karşılaması hakkında da yorumda bulunan Hayri Uğur, “Sürekli alım yapmayı düşünen ve bu anlamda da Türkiye pazarından hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğini gösteren bir marka. Yaklaşık 30 milyar dolar ciroları var. Türkiye’den ürün alım hacmi ise yüzde 20. Inditex Grubu, trend belirleyici bir marka topluluğu ve Türkiye’ye çok önem veriyor” dedi. Son dönemde kumaşlarda en çok tercih edilen şeyin dönüştürülebilen ham maddeden yapılan kumaşlar olduğunu kaydeden Uğur, özellikle Inditex’le 2019 yılında yaptığımız ihracatın yüzde 30 kadarı dönüştürülebilir ham maddeden üretilen kumaşlarla yaptığımız ürünlerden oldu” dedi. Uğur, Inditex'in orta vadede ürünlerinin yüzde 90’ını bu kumaşlardan üreteceğini ifade etti.