Bana hep işin başında ve işin içinde eğitim verdi

Tuncay Özilhan'dan, babası Hacı İzzet Özilhan'ı anlattı...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Bana hep işin başında ve işin içinde eğitim verdi

Babam, uzun yıllar birlikte iş yapabilmenin temelini dürüstlük olarak tanımlardı. Dürüstlükleri sayesinde hem Kamil Bey ile ortaklıkları bunca yıl devam etti. Çalışanların haklarına saygı göstermek, hep anlaşmadan, uzlaşmadan yana olmak, işlerimizi ortak akılla yürütmek, çalışıp kazanırken insanımıza, vatanımıza da kazandırmak hep onların bize aktardığı değerler.

Babam Hacı İzzet Özilhan, Kayseri’nin Develi ilçesinde dünyaya gelmiş ve genç yaşta babasının yanında çalışmaya başlamış. Sonra İstanbul’a taşınarak, 1950 yılında, kendisi gibi genç bir işadamı olan Kamil Yazıcı ile ortak olarak bugün Anadolu Grubu’nu oluşturan ticaret ve sanayi şirketlerini kurmaya başlamış. Ülkemizin sanayileşmesinde birinci kuşağın en önemli isimlerinden olan babam ve Kamil Bey, Anadolu insanının girişim gücüne ve başarma azmine olan inançlarının bir ifadesi olarak grubumuza Anadolu Grubu adını vermişler. 1979 yılında kurdukları Anadolu Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı ile de ülkemize 50’nin üzerinde kalıcı eser kazandırmalarının yanı sıra eğitim ve sağlık alanında günümüzde de devam eden ve toplumumuza önemli katkılar sağlayan projelerin temellerini attılar.

Babam işini çok seven, gece gündüz çalışan bir insandı. Bazen onu günlerce göremezdik ama her geldiğinde bana mutlaka bir hediye getirdiğini hatırlıyorum. Yoğun çalışma hayatına rağmen, bizlerle yakından ilgilenirdi. Annem Türkan Özilhan ile 61 yıl süren evliliğinden iki çocuk ve 5 torun sahibi oldu. Çocuklarının ve torunlarının iyi bir eğitim almasına ve özellikle de yabancı dil öğrenmelerine çok önem verirdi. Bizlerin de işlerin içinde olmamız, işi temelden öğrenmemiz için özel bir çaba gösterirdi.

Ben henüz daha Tepebaşı’ndaki bakkal dükkanındayken çocuk yaşlarımda ona yardım etmeye başladım. Tahtakale’de ithalat yapmaya başladıkları yıllarda da beni yanında götürür, özel olarak ilgilenirdi. Ben dükkanın önünde tezgah açar, mağazadan aldıklarımı satardım. Sonradan öğrendim ki, babam, hevesim kırılmasın diye esnafa parasını kendi verir, benim tezgahımdan alışveriş yaptırırmış. Gün sonunda da ben tüm kazandıklarımı kâr zannederken, o bana “Hayır, maliyeti çıktıktan sonra kalan şu kadarı senin kârın, onunla da yeni mal alırsın” derdi. Bana hep işin başında ve işin içinde eğitim verdi.

Toptancılıktan ithalatçılığa, sonrada da sanayiciliğe geçtiler. Babam ve Kamil Bey birbirini çok iyi tamamlayan iki ortaktı. Her zaman cesur kararlar aldılar. Türkiye’nin koşullarına, gidişatına uygun atılımlar yaptılar. Otomotiv sektörünün ardından, bira ve kırtasiye işlerine girerek, dünyaca ünlü büyük markalarla ortaklıklar kurarak ülkemiz adına çok önemli girişimlerde bulundular. Babam, 1997 yılında 9’ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından Devlet Üstün Hizmet madalyası ile ödüllendirildi.

Bana da her zaman cesur olmayı öğrettiler. Daha ortaokulun birinci sınıfındayken bir gün cebime para koydu, gereken her türlü öğüdü verdi ve beni tek başıma Fransa’ya yolladı. On sekiz yaşımdayken beni yönetim kurulu toplantılarına almaya başladılar. Onların kararlarını, iş yapış şekillerini genç yaşta gözlemledim. Babam, uzun yıllar birlikte iş yapabilmenin temelini dürüstlük olarak tanımlardı. Dürüstlükleri sayesinde hem Kamil Bey ile ortaklıkları bunca yıl devam etti hem de her zaman iş ilişkilerinde ve uzun süreli ortaklıklarda tercih edildiler. Çalışanların haklarına saygı göstermek, hep anlaşmadan, uzlaşmadan yana olmak, işlerimizi ortak akılla yürütmek, çalışıp kazanırken insanımıza, vatanımıza da kazandırmak hep onların bize aktardığı değerler. Onların eseri olan Anadolu Grubu bugün 70. Yılına ulaştı ve geleceğe emin adımlarla ilerliyoruz. 22 Haziran’da aramızdan ayrılışının 6. yıldönümünde babam Hacı İzzet Özilhan’ı her zaman olduğu gibi saygı ile anacağız. Bu vesileyle de aramızdan ayrılan tüm babaları rahmetle anıyor ve herkesin Babalar Gününü kutluyorum.