Rahmi Koç: Babamız bize örnek olmak için çok şeyden fedakârlık etti
Rahmi Koç, babası Vehbi Koç'u anlattı...
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, babası Vehbi Koç’u, Şubat 2015 tarihli Bizden Haberler dergisi için kaleme aldığı yazıda anlatmıştı. İşte o yazı...
Bu fotoğraf, 22 Ağustos 1986’da sıcak, aydınlık ve güzel bir günde Büyükdere’deki Vehbi Koç’un yazlık evinin bahçesinde çekilmiştir. O gün tüm ailenin bir arada olduğu bir davet vermiştik.
Vehbi Bey, aile birliğine çok önem verirdi. Demokratik idare tarzını, biz çocukları için de uygulamış, bizler arasında hiçbir zaman ayrım yapmamıştır. Hatta doğumlarımız bile Ankara Keçiören’deki bağ evimizde aynı ebe hanım ile aynı odada olmuştur. Aynı eğitimleri almışızdır.
Annemiz ve babamız, aile kavgalarının, adil olmayan paylaşımdan kaynaklandığını sıklıkla dile getirirlerdi. Cumartesileri katıldığımız yemeklerde, babamız, dağılan aileleri bize misal olarak gösterir, bunlardan alınacak çok dersler olduğunun altını çizerdi. Bizler de, babamızın tavsiye ve nasihatlarını içimize sindirirdik.
Zaman zaman görüş ayrılıklarına düşsek de bu, içimizde kaldı, hiçbir zaman dışarıya sızmadığı gibi, daima bir orta yol bulundu. Çok şükür çocuklarımız da aynen bizlerden gördükleri gibi aile birliğine uygun hareket ediyor, biz dört kardeşin başardığı gibi ahenk içinde çalışmaya devam ediyorlar.
Ben de kardeşlerim gibi, babamdan çok şeyler öğrenerek iş hayatında yetiştim. Tüm hayatımda olduğu gibi Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı kendisinden devraldığım 1984 yılından, vefat ettiği 1996 yılına kadar, daima onun fikirlerine ehemmiyet verdim ve görüşlerini aldım. Bana dediklerini bazen yaptık, bazen yapmadık. Kendisi de kararlarımız ile her zaman mutabık olmayabilirdi ama saygıyla karşılardı. Her sabah saat 08.30’da kendisini telefonla arardım. Rahmetli telefonda çok konuşmayı sevmezdi. Hatırını sorardım, talimatlarını alırdım ve telefon hemen kapanırdı.
Babamız bütün hareketleri ile bize örnek olmak için çok şeyden fedakârlık etti. Gayet muntazam bir hayat yaşadı. Her konuda fevkalade disiplinliydi, sigara içmesinden, uyku saatine; yürüyüşünden, tasarrufa kadar… Lüzumsuz masrafa tahammülü yoktu. Bunun sebebi de birçok varlıklı ailenin sıfıra indiğini gördüğündendi. Ayağını, yorganından, bir metre kısa uzatırdı.
Yaşam felsefesini özetlerken de bunu vurgulamıştır: “En lüks hayatı yaşayabilir, en lüks yerlerde oturabilir, en lüks arabalara binebilirdim. Bunların hiçbirini yapmadım. Çocuklarıma ve iş arkadaşlarıma kötü örnek olmak istemedim. Davranışlarımdan dolayı pişmanlık hissine hiç kapılmadım. Hayata bir daha gelsem, yaptıklarımı aynen tekrarlar ve devam ettiririm.”
İş felsefesi de, “Ben alacaklarımı, alamayabilirim fakat borçlarımı, son kuruşuna kadar ödemeliyim” idi.
Kendisinin ileri görüşlülüğü, kanunlara riayet etmesi, gayet dikkatli ve temkinli hareket etmesi, Ailemizi ve Koç Topluluğu’nu bugünlere taşımıştır ve Koç ismini, en kıymetli varlığımız haline getirmiştir. Şimdi geriye dönüp baktığımda babamın nasihatlarının ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha görüyorum.