Pandemide üretimi bırakmayan mücevherci, ‘altın çağı’nı yaşıyor

Pandemi sürecinde üretimi bırakmayan mücevher üreticileri, bugünlerde altın çağını yaşıyor. İtalyan firmalar Türkiye'de üretimin yollarını ararken, Türk firmalar ise bu ilgiye rağmen kapasite gerekçesiyle yeni siparişleri kabul etmiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Pandemide üretimi bırakmayan mücevherci, ‘altın çağı’nı yaşıyor

Türk mücevher sektörü, geçen hafta dünya arenasında kendini çok başarılı bir etkinlikle göstermeyi başardı. Informa Markets tarafından 6-9 Ekim tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen Istanbul Jewelry Show, dünyanın her yerinden ziyaretçi akınına uğradı. Dünyanın 5 büyük mücevher fuarı arasında yer alan etkinliğe, yerli-yabancı 1.000 firma katıldı. Türk mücevher sektörünün dünyada bu denli başarılı olmasının ardında, elbette pandemi şartlarını iyi kullanması yer alıyor. Çin, İtalya gibi ülkeler pandemide havlu atarken, Türk üreticiler çalışmayı bırakmadı. Kapanan firma olmazken, yeni firmalar açılmaya devam etti. Üretimi sıcak tutan Türkler, şimdi bunun ekmeğini yiyor. Öyle ki, fuardan edindiğimiz bilgilere göre, İtalyan firmalar Türkiye’de üretim yaptırmanın formüllerini araştırmaya başlamış. Biliyorsunuz, önümüzde yılbaşı, paskalya gibi önemli dönemler var. Mücevher satışının ivme kazanacağı bu dönem için siparişleri artıran alıcılar, fuarda Türk firmalarına öyle ilgi göstermiş ki, bazı Türk firmaları “Artık sipariş almayı bıraktık. Kapasitemiz doldu” demeye başlamış.

“Dünyada büyüyen tek fuarız”

Bu önemli fuarı değerlendirmek üzere Istanbul Jewelry Show Fuar Direktörü Tuğber Yaşa ile görüştüm. Yaşa, 4 günü şöyle anlattı: “Çok mutluyuz, fuarımızı başarıyla tamamladık, hem katılımcı hem de ziyaretçi sayısında hedefe ulaştık. Doğru ziyaretçiyi en iyi şekilde İstanbul’a getirdik. Katılımcılarla yaptığımız yüz yüze görüşmeler, aldığımız cevaplar bizi çok mutlu etti. Bizim, mart ve ekim olmak üzere iki fuarımız var. Mart fuarında iç pazara yönelik firmalar da katılıyor. Ekim fuarında ise tamamen ihracata yönelik firmalar katılıyor. Ama tabii, iki fuarımızda da tek hedefimiz ihracat. Türkiye’ye en çok yabancı ziyaretçi getiren fuarlardan biriyiz diyebilirim.” Fuara, Ortadoğu ağırlıklı olmak üzere gelen ziyaretçilere bu yıl Avrupa, ABD, İngiltere ve Rusya da katılmış. Yaşa, “Katılımcılar, Peru’dan, Porto Riko’dan gelen ziyaretçilerle inanılmaz iş yaptıklarını söylediler. İngiltere’den, Rusya’dan da önemli bir ziyaretçi akını oldu. Bir önceki ekim fuarına göre ziyaretçi sayısı arttı” diyor. Yurt dışındaki rakip fuarların Hong Kong, Las Vegas ve İtalya fuarları olduğu kaydeden Yaşa, “Rakiplerimiz son dönemde hacimsel olarak çok küçüldüler. Biz, katılımcı olarak küçülmeyen tek mücevher fuarıyız” diye ekliyor.

“Üretimde güçleniyoruz”

Tuğber Yaşa, dünyada büyümemizin nedenini de açıklıyor. İtalya ve Çin’in pandemide üretimi durdurduğunu ya da küçülttüğünü söyleyen Yaşa, “Türkler üretimi durdurmadı. Bizim fuarımız tamamen ihracata yönelik olduğu için Türkiye’deki üreticiler olarak biz her anlamda avantajlı durumdayız. Sektörün önü çok açık. Fuardan her ayrılanın çok mutlu olduğunu gördük. Sipariş kapasitesini aşan firmalarımız da oldu” diyor. Fuarla ilgili kısa bir özet yapalım; Katılımcılar fuarda; pırlanta, renkli taş, değerli ve yarı-değerli taş, inci, gümüş, gümüş takı ve gümüş ev eşyası, altın montür, saat, kalıp, vitrin dekorasyon, makine- ekipman ve yan sanayi, kasa, yazılım, lojistik ürün ve hizmetlerini sergiledi. Fuar alanında özel olarak oluşturulan Designer Club’ta tasarımcılar büyük ilgi çeken tasarımlarını ve ürettikleri mücevherleri sergiledi. Bu, onlara yeni fırsatlar sunarken, dünyaya açılmalarını da sağladı.

Emil Güzeliş: Enflasyona rağmen büyürüz

Pırlanta sektörü Türkiye’de son yıllarda çok büyüdü ve halen de büyümeyi sürdürüyor. Bu pazarın hareketlenmesinde önemli yapı taşlarından biri olan Zen Pırlanta’nın patronu Emil Güzeliş’le fuar alanında sohbet ederken, enfl asyonist ortamın yılbaşı satışlarını nasıl etkileyeceğini soruyoruz. Güzeliş şunları anlatıyor: “Türkiye’de, pırlantalı mücevhere doyma noktasından çok uzaktayız. Türkiye’nin sadece yüzde 10’unun pırlantalı mücevheri var. Türkiye, yıllardan beri iyi bir altın üreticisi ve ihracatçısı. Türkiye’de pırlanta ihracatı çok hızlı büyüyor. 10 yıl içerisinde Türkiye’nin dünyanın lider ihracatçısı olacağını düşünüyorum. Çin’i ve İtalya’yı geçeriz. Enfl asyona gelince, kasım ve aralık aylarının çok iyi geçeceğini tahmin ediyorum. Hem adet hem de TL bazında cirosal olarak geçen yıla göre büyürüz. Döviz bazında hemen hemen aynı kalırız. Enfl asyon var ama az önce dediğim sebepten dolayı, yani pırlantada halen doyum noktasına ulaşılmadığı için, satışlar artarak devam ediyor.” Öte yandan Türk firmalarının artık mücevher modasını çok yakından takip ettiğine de değinen Güzeliş, “Artık sarı pırlanta modası başladı” diyor.