Konfrut GAP, narda ‘ÇİFTÇİ SÖZÜ’ ile sürdürülebilir tarım ekosistemini genişletiyor

ŞANLIURFA / EKONOMİ

Konfrut GAP ve Harran Üniversitesi iş birliği ve Nar Üreticileri ve İhracatçıları Derneği’nin desteğiyle düzenlenen Nar Üreticileri Eğitimi, Şanlıurfa ve Adıyaman illerinden 100 ü aşkın nar üreticisinin katılımıyla Şanlıurfa’daki Konfrut GAP Fabrikası’nda gerçekleşti. Türkiye’nin nar üretiminde stratejik öneme sahip GAP Bölgesi’ndeki üreticileri bilgiyle güçlendirmeyi hedefleyen organizasyon’da akademisyenler, ziraat mühendisleri ve nar sanayicileri ile üreticileri sürdürülebilir tarım ekosisteminin genişletecek konuları konuştu. Gün boyu devam eden eğitim oturumlarında; nar bahçesi kurulumu, budama teknikleri, kültürel bakım işlemleri, hastalık ve zararlılarla mücadele yöntemleri, hasat ve kalite kontrol süreçleri gibi birçok başlık detaylı şekilde ele alındı.

"Nar üretiminde dünya liderliğine yükselebiliriz"

Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Konfrut GAP ve Nar Üreticileri ve İhracatçıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Agan, bölgedeki yerel üreticilerle olan uzun soluklu birlikteliklerine, ortak üretim anlayışına ve birlikte büyüme vizyonuna vurgu yaptı. Narla ilgili tesislerinde işledikleri ürün çeşitliliğinin yüksek olduğunu kaydeden Ali Agan, bölgedeki nar üretimini modern teknolojiler ile birleştirerek katma değeri yüksek ürünler üretip ihraç ettiklerini ifade etti. Çifçilerle üretim sürecinde birlikte hareket ettiklerini belirten Agan, “Çiftçilere yönelik başlattığımız sürdürülebilir tarım eğitim misyonumuz genişleyerek devam ediyor. Çiftçilerimiz ne kadar bilinçlenirse aldığımız katma değer de o kadar büyüyor. Katma değeri yüksek ürünlerimiz sayesinde çiftçilerimiz daha çok nar üretimine yöneliyor ve nar üretimi yaygınlaşıyor. Türkiye, narda dünyadaki en büyük 3’üncü üretici konumunda. Bu listede zirveye çıkabilmememiz için hiçbir neden yok. Avrupa’da nar denilince akla ilk Türkiye geliyor. Bunu biraz daha kalite ve tonajla artırabilirsek dünyada nar denilince akla gelen ilk ülke Türkiye olur. Türkiye’nin süper meyvesi olmaya aday en önemli tarım ürünü olan Nar’daki sürdürülebilir tarım potansiyelini artıracak etkinliklerimiz yıl içerisinde devam edecek” dedi.

Nar üretimine güç katacak yeni araçlar yaratılıyor

GAP Projesi’nin Türkiye’nin en önemli projesi olduğunu ifade eden Ali Agan, bölgede tarım alanlarının yüzde 25’inin suyla buluştuğunu aktardı. GAP bölgesinde suyla buluşan arazilerde geleneksel ürünlerden daha katma değerli meyve ürünlerine geçiş olduğunu belirten Agan, “Bölgemiz için nar yetiştiriciliği çok stratejik bir konumda yer alıyor. Urfa ve Adıyaman’da 350’ten fazla çiftçiyle çalışıyoruz. Ziraat mühendislerimiz üretimin her safhasında çiftçilerimize destek oluyorlar. Ürün analizleriyle kaliteyi artırırken çiftçilerimizi doğru bilinçlendirerek kaynak tasarrufu sağlıyoruz. Önceliğimiz nar üretimine güç katacak yeni araçlar yaratmak. Bölgedeki diğer tarım ürünleriyle de ilgileniyoruz. Bölgede çilek ve yer elmasıyla ilgili deneme üretimi çalışmaları yapıyoruz. Eğer bu çalışmalar başarılı olursa bölgemize yeni katma değerli ürünler kazandırmış olacağız” diye konuştu.

"Çiftçi Sözü, üniversite sanayi işbirliğinin en önemli örneği oldu"

Sürdürdükleri Çiftçi Sözü Projeleri’nden de bahseden Ali Agan, şöyle konuştu: “Çiftçilerimizden bir defaya mahsus ve ucuz ürün alalım, üreticiyi kendisiyle baş başa bırakalım mantığı bölgenin kalkınmasının önüne önemli ket vuruyor. Onun yerine sürdürülebilir tarımı yaygınlaştıran bir misyon uyguluyoruz. Çiftçilerimizin en büyük değeri topraktır. Uzman mühendislerimizle birlikte O toprağa nasıl baktığı gerektiğini öğretiyoruz. Sadece kendisinin değil, çocuklarının ve torunlarının da toprağı nasıl sürdürülebilir şekilde işleyeceğini gösteriyoruz. Çiftçi Sözü Projemizde çiftçilerimizle sürdürülebilir tarım sistemini birlikte geliştireceğimizi söylüyoruz. Çünkü endüstri ile çiftçiler arasındaki işbirliği olmadığı sürece sürdürülebilir tarımı sağlayamazsınız. Çiftçi Sözü de bizim çiftçiye şirketimizin onlarla birlikte olduğunun sözüdür.”

“Nar’da yanıklara karşı organik güneş kremi ürettirdik”

Sürdürüldükleri çiftçi projeleriyle, Konfrut GAP toplam nar üretimlerini 2.5 kat artırmayı hedeflediklerini ifade eden Ali Agan, şöyle devam etti: “Şanlıurfa ve Adıyaman’da 350 yi aşkın üreticiyle çalışıyoruz. 2024 yılında Türkiye’de toplamda grup olarak 40 bin tona yakın nar ürünü hasat ettik. Bu hedefimize ulaşmak için dijitalleşme ve innovasyon alanında projelerimiz devam ediyor. Özellikle GAP Bölgesi’ndeki nar üretimindeki en önemli sorunlardan birisi olan güneş yanığı ile mücadele alanına yöneliyoruz. Güneş yanığına karşı kullanılan nar ürünlerinde kullanılan konvansiyonel ilaçlar ihracatta kalıntı problemi ve toplum sağlığına karşı risk yaratıyor. Buna karşı insanlara yönelik doğa dostu güneş kremi üreten bir firmayla işbirliğine gittik. Narlar için insan ve toplum sağlığına zararı olmayan organik besinler ürettik. Üretimi artıracak organik gübreler üzerinde AR-Ge çalışmalarımız devam ediyor. Ayrıca nar üretimini artıracak otomasyon sistemleri üzerinde bir firma ile işbirliği yapıyoruz. Kullandığımız entegre dijital sistemler sayesinde toprak, güneş, hava, nem kontrollerini anlık olarak gerçekleştiriyoruz. Ayrıca sulama işlemlerimiz tek bir tuşa basarak uzaktan başlatabiliyoruz. Uygulamamız sulamanın ve gübrelemenin kalitesi, zararlıların tespiti açısından bize önemli bir avantaj sağlıyor.”

Konfrut Tarım Genel Müdürü Burak Öztürk tarafından gerçekleştirilen kapsamlı sunumda, şirketin “uçtan uca dijital tarımsal tedarik zinciri” vizyonu anlatıldı. Öztürk, Konfrut GAP’ın sadece ürün alıcısı değil, aynı zamanda çiftçinin üretim ortağı olduğunun altını çizdi.

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, konuşmasında üniversite-sanayi-çiftçi iş birliğinin bilimsel ve uygulamalı yönlerini aktararak, bu tür etkinliklerin kırsalda bilgi tabanlı üretimi yaygınlaştırmadaki önemini vurguladı.

Gün boyu devam eden eğitim oturumlarında sunumları Konfrut GAP mühendislerinin yanı sıra Harran Üniversitesi’nin uzman akademik kadrosu gerçekleştirdi. Katılımcı çiftçilerin sahadan getirdikleri sorular ve katkılar, eğitimin interaktif yapısını daha da pekiştirdi.