Asya’da sürdürülebilir tahvil ihraçları 69,1 milyar dolarla rekor kırdı

DİDEM ERYAR ÜNLÜ

Ülkelerin iklim krizi ile mücadele politikalarını iddialı taahhütlerle güçlendirmesi ve düşük karbon ekonomisine geçiş süreçlerinin hızlanması, sürdürülebilir finansman ihraçlarında ciddi bir büyümeye yol açıyor.

Asya-Pasifik bölgesinin, çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) kriterleri odaklı tahvil ihracı bu yıl 69,1 milyar dolarlık rekor seviyeye ulaştı. Böylece, Asya-Pasifik bölgesindeki (Japonya hariç) ESG odaklı ihraçlar, ilk kez ABD’yi geride bırakmış oldu.

Londra Menkul Kıymetler Borsası Grubu (LSEG) iştiraki ve finansman piyasaları veri sağlayıcı şirketi Refinitiv, 69,1 milyar dolara ulaşan ESG odaklı yatırımların yüzde 70’ini yeşil fonların; yüzde 20’sini de sürdürülebilirlikle ilgili fonların oluşturduğunu açıkladı. Bölgedeki ESG odaklı tahvil ihraçlarının yüzde 51,3’ü Çin’e ait. İkinci sırada ise yüzde 21,2 ile Güney Kore geliyor.

Yetkililer Asya’daki bu eğilimin devam edeceğini ifade ederken, büyük küresel yatırım bankaları ESG ile ilgili tahvil anlaşmalarına odaklanmak amacıyla ekiplerini güçlendirmeye başlamış durumda.

Tüm dünyada geçen yıla kıyasla 2 kat arttı

Refinitiv geçtiğimiz Mayıs ayında yaptığı açıklamada, 2021 yılının ilk çeyreğinde sürdürülebilir finansman ihraçlarının geçen yılın aynı dönemine göre iki kat artış gösterdiğini açıklamıştı. Refinitiv verilerine göre, yılın ilk çeyreğinde, dünyada 460 sürdürülebilir finansman ihracı gerçekleştirildi ve söz konusu ihraçlar 287 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Sürdürülebilir finansman ihraçları bu artışla küresel borç sermaye piyasalarının yüzde 11,5’ini oluşturdu.

Uzmanlara göre, gelecek 10 yılda tüm finansman araçları sürdürülebilir olacak ve sıfır karbon ekonomiye geçiş planı bulunmayan fosil yakıt şirketleri finansmana erişemeyecek. Örneğin Moody’s yılsonu itibarıyla sürdürülebilir finansman ihraçlarının toplam küresel borç ihraçlarının yüzde 10’unu oluşturacağını öngörüyor. Büyümenin bu hızla devam etmesi durumunda, sürdürülebilir finansman ihraçlarının yıllık büyüklüğünün 650 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor.

İklim krizinin finansal etkileri raporlanacak

Asya-Pasifik bölgesi ekonomileri COVID-19 pandemisinin etkisinden kurtulurken, küresel yatırımcılardan gelen bol likidite ve artan talepten yararlanarak ESG planlarını hızlandırıyorlar. Yatırımcılar ve diğer tüm paydaşların talepleri de bu yönde şekilleniyor.

İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik Hong Kong ve Singapur gibi birçok Asya hükümetinin ve finansal regülatörlerin temel gündem maddesine dönüşüyor. Bölgede faaliyet gösteren şirketlerin de neden oldukları çevresel etkiyi şeffaf bir şekilde raporlamalarına yönelik yeni düzenlemeler devreye giriyor. Örneğin Hong Kong’da finansal kurumlar ve borsada işlem gören şirketler 2025 yılından itibaren iklim krizinin iş süreçlerinde yol açtığı finansal etkiyi raporlamak zorunda kalacaklar.

“YEŞİL YIKAMA” RİSKİ

Refinitiv verilere göre, Asya-Pasifik bölgesinde bu sene 234 adet ESG odaklı fon ihracı gerçekleşti. Bu oran geçen senenin aynı dönemine kıyasla üç kat daha fazla. Öte yandan ABD’de ihraç sayısı 86 oldu ve 53,1 milyar dolar seviyesine ulaştı. ESG piyasasının geleneksel lideri konumunda olan AB’de ise, ESG odaklı fon ihracı 248,1 milyar dolara ulaştı. Bu oran geçen seneki miktarın 3 kat üzerinde. Bu arada uzmanlar, Çin ve diğer Asya- Pasifik piyasalarındaki ESG odaklı ihraçların “yeşil yıkama” riski içerebileceği; bazı şirketlerin çevresel verilerini abartabileceği uyarısında bulunuyor.