Lizbon sahillerinden hüzün öyküleri

Fado şarkılarını tüm dünyaya ulaştıran bir milyondan fazla albüm satışıyla müzik türünün bir numaralı temsilcisi Mariza 3 Ekim’de CSO Ada Ankara’da sahne alacak. Öncesinde, Grammy ödüllerine aday gösterilen ilk Portekizli sanatçı sorularımızı yanıtladı: “Fado sadece acıyı anlatmıyor ama anlattığında da çok derinden hissettiriyor.”

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Lizbon sahillerinden hüzün öyküleri

Hilal SARI

Fado’yu nasıl tanımlarsınız? Bu akımın önemli temsilcilerinden biri olarak, tarihinden bahsedebilir misiniz?

Fado, Portekiz’e özgü aslında dünyada bilinen bir folk müzik türü. Çok eski bir tarihi var. Benim kişisel tarihimde de Fado tanıdığım ilk müzik türü. Portekiz gitarı ve şarkıcının sesinin ön planda olduğu hüznü en iyi anlatan müzik türlerinden biri. Bu nedenle dünya müziği içinde de çok özel bir yeri var. Fado’yu çocukluğumdan itibaren oturduğum mahallede duymaya başladım. Lizbon sahillerindeki öyküleri anlatıyor. Bu müziği dünyaya duyuran isimi Amalia Rodrigues. Ben de müziğimizi dünyada temsil ettiğim için gurur duyuyorum. Hatta kariyerimin 20. yılında onun şarkılarından oluşan bir albüm hazırladım.

Caz, soul ve gospel alanlarında da çalışmalar yaptınız… Fado’ya geçiş süreci nasıl oldu?

Klasik ve geleneksel Fado’ya tutku ile bağlıyım. Tabii ki idol olarak gördüğüm tek bir isim var ki o da Amalia. Hatta ben de geleneksel Fado’ları araştırıp seslendirmeye ve bu misyonu sürdürmeye çalışıyorum. Kariyerim boyunca müzikal dünyamı bilen insanlarla çalışmanın avantajını yaşadım. Daha pop sound’a kayan alt yapılara yer verdiğim albümlerim de oldu. Söz yazarları ve besteciler benim müzikal dünyamı çok iyi bilen, aynı zamanda da yakın çevremden müzisyenler. Örneğin ‘Mundo’ dünya müziği sound’unu taşıyan bir albüm. Farklı tarzları denemeyi seviyorum ama Fado’nun özünden uzaklaşmaya hiç niyetim yok.

Özel hayatınızda nasıl müzikler dinlemeyi tercih ediyorsunuz?

Carlos do Carmo’yu hayranlıkla dinlerim. Bana ilham veriyor. Lenny Kravitz, Miguel Poveda, Tito Paris, Peter Gabriel, Youssou N’Dour gibi isimlerle birlikte müzik yapma şansım oldu onların çalışmalarını da severek takip ediyorum.

Fado akla hüzünü getiriyor ama bu kültürel zenginliği olan müzikte başka ne tür duygular gizli?

Kesinlikle aslında Fado her ne kadar hüznün müziği gibi duyulsa da neşeli ve coşkulu Fado şarkıları da var. Fado sadece acıyı anlatmıyor ama anlattığında da çok derinden hissettiriyor. Fado ifade gücü çok yüksek bir müzik tarzı.

İlham kaynaklarınız neler?

Hayatın ve müziğin kendisi…

Çok kültürlü bir aileden geliyorsunuz… Anneniz Mozambikli, babanız Portekizli… Bunun müziğinize yansıması nasıl oldu?

Yıllar sonra fark ettim ki aslında kullandığım bazı ritimler bana köklerimden geliyor. Brezilya’nın ve Afrika’nın geleneksel şarkılarını da dinliyorum. Geleneksel müzikler içerisinde beni çok etkileyen şarkıcılar var. O müzikleri dinlemek beni köklerime götürüyor.

Uzun ve başarılı kariyerinizde hangi konserler hafızanızda için ‘unutulmaz’ olarak yer aldı?

Kariyerimde unutamayacağım sayısız an var elbette. Portekiz Devleti tarafından Portekiz kültürünü yurtdışında en iyi temsil eden sanatçı ilan edildim. Fado söylediğim ilk zamanlar arkadaşlarıma Amalia’nın kapısını çalacağım ve bana bir şeyler öğretmesini isteyeceğim derdim. Daha sonra Amalia’nın ölümünün ardından onun için düzenlenen bir gecede şarkı söyledim. Fado şarkıcısı olarak Amalia adını taşıyan bir ödül aldım. Sanırım Fado adına en özel anlardan biri buydu.

Genç müzisyenlere nasıl tavsiyeler verirsiniz?

İçlerindeki müziğe sahip çıksınlar ve şarkı söylemenin keyfini sonuna kadar yaşasınlar. Çalışma, disiplini elden bırakmasınlar ve hayallerinden vazgeçmesinler. Çünkü müzik uzun bir yolculuk. İstikrarlı olarak devam ettiklerinde başarı da kendiliğinden geliyor.

HAFTA