ABD Doları kısa vadede güçlenmeye uzun vadede zayıflamaya aday

Erhan ASLANOĞLU
Erhan ASLANOĞLU Ekonomi ve Piyasalar

Küresel ekonomide makroekonomik gidişat ve para politikalarında önemli değişimlerin yaşandığı bir dönemdeyiz. Bu gelişmelerin döviz kurları ve pariteler üzerinde önemli etkiler yaratması da kaçınılmaz oluyor. Özellikle Fed’in sürpriz olmayan fakat piyasa beklentilerinin üzerine çıkan şahin tutumu dolar endeksi ve pariteler üzerinde ciddi etki göstermeye başladı.

Geçtiğimiz Kasım ayında 1,15 seviyelerinde olan Euro /Dolar paritesi 1,07 seviyelerine, 93 seviyesinde olan dolar endeksi 102 seviyelerine gelmiş durumda. Kısa vadede bir paranın değerini belirleyen temel faktörler paranın fiyatı, yani faizi ve miktarıdır. İki ay önce yüzde 0 olan Fed politika faizi muhtemelen yılsonunda yüzde 2,5 seviyesine veya üzerine ulaşmış olacak. Aralık ayında hem Fed kurul üyelerinin hem piyasanın 2022 sonu için politika faizi beklentisi yüzde 0,75 idi. Beklentiler çok hızla yukarı gitti, muhtemelen daha da gidebilir. Yakın geçmişte, 2013 yılında tahvil alımını bitirdikten yıllar sonra bilanço küçültmeye başlayan Fed, şimdi bu geçişi 2-3 aya indirmiş görünüyor. 9 trilyona gelen Fed bilanço büyüklüğünün bir yıl içinde 1,1 trilyon dolar küçüldüğünü göreceğiz. ABD Doları’nın hem fiyatı hızla artıyor hem de miktarı azalıyor. Güçlenmenin en önemli nedeni bu durum. Diğer önemli rezerv para Euro’ya baktığımızda, yüzde -0,40 olan politika faizinin yılbaşında 0’a gelme ihtimali var. Avrupa Merkez Bankası (AMB) 10 trilyon dolara yaklaşan bilançosunu küçültmeye başlasa bile çok ufak adımlar atacak gibi görünüyor. Önümüzdeki bir yılda Fed ile AMB arasındaki bilanço büyüklüğü ve faiz farkı birkaç ay öncesine göre daha pahalı ve daha kıt ABD doları şeklinde ortaya çıkmış olacak.

Doları Euro karşısında güçlendiren bu fiyat ve miktar değişiminin yanında, pariteyi etkileyen bazı makro değişkenlerin de kısa vadede dolar lehine olduğunu görüyoruz. Bunlardan birisi büyüme diğeri risk algısı diyebiliriz. ABD’nin büyüme ve işsizlik oranı Euro bölgesine göre çok daha iyi durumda. Rusya –Ukrayna savaşına bağlı olarak bu yıl küresel büyüme tahminlerinde aşağı yönlü revizyonlar yapılıyor. En az etkilenmesi beklenen ülkelerden birisi ABD. Görece güçlü büyüme performansı doları güçlendiren diğer bir faktör oluyor. ABD’nin savaş bölgesine uzak olması da risk algısını düşük tutuyor ve doların güçlenmesine katkıda bulunuyor. Bu anlamda Euro bölgesi, İngiltere, Asya, Japonya daha büyük risklerle karşı karşıya.

Tüm bu göstergeler ABD Doları’nın kısa vadede güçlenmesinin devam etme ihtimalini arttırıyor. Euro/Dolar paritesi 1’e doğru gerileyebilir. ABD’de 1980’lerin başında enflasyon yüzde 15’lere geldiğinde dolar endeksi 150’nin üzerine çıkmış ve 100’lere dönmesi 7-8 yıl almış. Şu anda yaşanan enflasyonun o günden bugüne en yüksek oranda olduğunu düşünecek olursak, doların 100’ün üzerinde daha da güçlenme potansiyelinin az olmadığını söyleyebiliriz.

Bununla birlikte, orta ve uzun vadede doların zayıflama ihtimalini arttıran çok sayıda faktör de bulunuyor. Bir paranın değerini belirleyen iki önemli faktör ülkenin cari açığı ve bütçe açığıdır. Her ikisi de yerel paranın değeri, makroekonomik istikrar ve enflasyon açısından riskler içerir. ABD’nin bu yıl beklenen cari açığının GSYİH’ya oranı -3,4. Euro bölgesinde beklenen fazla ise yüzde 2,4. ABD’nin beklenen bütçe açığının GSYİH’ya oranı yüzde 7,5. Euro bölgesinde beklenen açık oranı 4,3. Euro bölgesinin vergi gelirinin GSYİH’ya oranı yüzde 45 iken, ABD’de bu oran yüzde 31. Genelde olduğu gibi zaman içerisinde bu oranların Euro bölgesi lehine gelişme olasılığı yüksek.

Zaman içerisinde ABD Doları’nın aleyhine olabilecek bir başka gelişme Rusya –Ukrayna savaşının alternatif ödeme sistemleri ve rezerv para gelişimini hızlandırma olasılığı diyebiliriz. Tüm bunlara ilaveten, AB’nin sosyal devlet olması, sağlık, eğitim, işsizlik desteklerinin gücü, gelir dağılımı sorununun görece az olması, mutluluk endekslerinde AB ülkelerinin en üste, ABD’nin 19. sırada olması, AB’de ortalama yaşam 82 yıl iken, ABD’de 78 olması, en zengin yüzde 1’in ABD’de toplam servetin yüzde 19’una, AB’de 11’ine sahip olması gibi faktörler AB’nin sosyal, siyasal ve refah anlamında daha istikrarlı olabileceğine işaret ediyor.

Özetle, orta ve uzun vadede doların zayıflamasını, Euro’nun güçlenmesini daha olası görüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
TL değerli mi? 28 Şubat 2024