ABD’de ekonomi okudu, Romanya’da çiftçilik yaptı

Mustafa Kemal ÇOLAK
Mustafa Kemal ÇOLAK Kökler ve Kanatlar

Dünya ticareti, tarihi bir dönüşüme hazırlanıyor. Doğaya saygılı üretim, ticaretin temellerini sil baştan değiştirecek. Ticaretin altın kuralları haline gelecek olan çevre dostu üretim arayışı, şimdilerde hemen her şirketin gündeminin ilk sırasında yer alıyor.                   

Kayhan Ailesi’nin öncülüğünde 1971 yılında Söke’nin ilk modern tekstil fabrikası olarak kurulan Söktaş Tekstil'in, çevreye saygı çerçevesinde geliştirdiği uygulamalarını çok önceden başlattığını ifade edebiliriz. İplik fabrikası olarak kurulan, zaman içerisinde iplik boya, dokuma ve terbiye tesisleriyle birlikte dünyanın sayılı entegre tesislerinden biri haline gelen Söktaş’ta arıtma tesisi 1985 yılında devreye alınıyor. İlk günden itibaren enerji, su başta olmak üzere kaynak kullanımı, Söktaş’ın en önem verdiği konuların başında geliyor.            

Daha çok bir dönem TÜSİAD başkanlığı da yapan (1997-1998) Muharrem Kayhan ile kardeşi Hilmi Kayhan üzerinden takip ettiğim Söktaş’ın kuruluş hikayesi aslında, Kayhan Kardeşler’in babaları Muzaffer Kayhan ile dedeleri Hilmi Fırat’a kadar uzanıyor. Baba Muzaffer Kayhan öncülüğünde hizmete giren Söktaş’a Hilmi Fırat da sermaye desteği veriyor.              

Doğa sevgim, 100 yıllık çiftçi ailesi olmamızdan

Yani bugün Söktaş’ın icrai faaliyetlerinin başında CEO olarak bulunan Muzaffer Turgut Kayhan, şirkette dördüncü kuşağı temsil ediyor. Söktaş Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Kayhan’ın oğlu Muzaffer Turgut Kayhan, şirkette bir yıldır CEO olarak görev yapıyor. Lise eğitimini İzmir Amerikan Koleji’nde ve ABD'de devam ettiren Kayhan, üniversite eğitimini Boston’da ekonomi alanında aldı.           

Kendisi ile ofisinde gerçekleştirdiğim görüşmemizde öncelikle belirtmeliyim ki karşımda doğa aşığı, tarımsal üretime tutku ile bağlı bir yönetici profili gördüm.          

Yaşar Holding’te bir yıl staj yapan Kayhan, ailenin hayvan yemi üreten şirketinde ilk mesaisine başlıyor.             

Kayhan ailesinin tarım alanında da önemli yatırımları var. Romanya’da 20 bin dönüm arazi üzerinde, hububat ve yağlı tohumlar üretimi ve ticareti yapan şirkette de 7 yıl boyunca çalışıyor Muzaffer Turgut Kayhan. Bir çiftçinin yapacağı her iş, Kayhan’ın da günlük uğraşları arasına giriyor. Traktör sürmeden, çapaya, gübre atmadan, ekime elinden her iş geliyor. 37 yaşındaki Kayhan, o günlere ilişkin, “Çiftçilik, ailemizin en azından 100 yıllık geçim kaynağı. Belki de genlerimizden gelen bir duygu ile doğaya ve tarıma büyük bağlılığım var” diyor.

7 yıllık Romanya mesaisinin ardından, Söktaş’a geçen Kayhan’ın ilk görevi, şirketin uzun süredir yürüttüğü sürdürülebilirlik faaliyetlerini kurumsallaştırdığı bölümün birim müdürlüğü oluyor. Yanı sıra İtalya ofisinin kuruluşu, özel dikim alanı, bu yılın başında satılan Hindistan yatırımının da sorumluluğu Muzaffer Turgut Kayhan üzerinden yürütülüyor.

SAÇ TELİNDEN İNCE KUMAŞ ÜRETİYOR

Söktaş Grubu’nun en temel gündemleri arasında daha az su ve enerji kullanımına yönelik uygulamalar var. Son dört yıllık yatırımlarla su kullanımı yüzde 20 oranında azaltılmış. Kömür kaynaklı enerji tedariğinden çıkılıyor. Yenilenebilir enerjiye ağırlık veriliyor. Arıtmadan çıkan suyun tamamının üretime yöneltilmesi için çalışılıyor. Yılda 10 milyon metre üretim kapasitesine sahip Söktaş’ın ince kumaş imalatında dünya çapında iddiası bulunuyor. Saç telinden daha ince iplikten üretilen 300 numara kumaşın metresi, 55 Euro’ya kadar çıkabiliyor. Söktaş’ın üretim gücünü gösteren bu özel kumaşların doğal olarak özel müşterileri bulunuyor.

Pamuğa damlama suyu getirecek     

Söke Ovası’nda 3 bin dönüm üzerine pamuk ekimi yapan Söktaş, ülkemizde ilk kez olarak 500 dönüm de pamuk üretimini damlama suyu ile gerçekleştirecek. Yatırımı bu yılki ekime yetiştireceklerini söyleyen Muzaffer Turgut Kayhan, “Damlama suyu ile üretimi ilk etapta bin dönüme çıkaracağız” dedi.

Tom Ford’un Zegna dışındaki tek tedarikçisi

Söktaş, İtalyan ortaklığı ile üst segment gömlek üretimi yapıyor. Zegna, Tom Ford, Hugo Boss, Massimo Dutti, Gucci gibi markalara yönelik üretim gerçekleştiriliyor. Tom Ford’un Zegna dışındaki tek üretim hakkı, Söktaş’ın ortağı olduğu Fabula Tekstil’de bulunuyor. Muzaffer Turgut Kayhan, yakın zamanda ABD’de de büyüyeceklerini söyleyerek; “Yanı sıra bize ait Giza House markamız altında çoklu giyim ürünü üretim ve satışını yapıyoruz” diyor.

Söktaş’ın ayrıca kişiye özel gömlek dikimi imkanı sunan, e ticaret kanalı üzerinden satış yapan Ligne Off icielle markası bulunuyor. Söktaş Tekstil, dünya üzerinde 800 terziye özel kumaş satışı yapıyor. Bu sayının 300’ünün Türkiye’de olduğunu belirtelim.

Rejenerasyon metodu ile üretilen pamuktan kumaş 2.5 kat daha yüksek fiyattan satılıyor         

Söktaş Tekstil, pamuk üretiminden, kumaşa hatta hazır giyime kadar üretim süreçlerinin tamamına hakim bir sistem ile faaliyet yürütüyor. Nazilli Pamuk Araştırma Enstüsü ile tüm hakları kendisine ait pamuk cinsleri geliştiriyor. Kullandığı pamuğun yüzde 20’sini kendisi üreten Söktaş Tekstil’in kişiye özel pamuk üretimi yaptığını da belirtelim. Rejeneratif tarım adı verilen, doğanın döngüsü içinde yürütülen, daha az su ve gübre ihtiyacı duyan üretim metoduna 3 yıl önce başlamış Söktaş Tekstil.

Toplam 3 bin dönüm arazide pamuk üretimi yapan Söktaş’ın, yaklaşık 300 dönüm tarlada rejeneratif üretim metodunu uyguladığını söyleyen Muzaffer Turgut Kayhan, yürüttükleri özel tarımın ayrıntılarını şu şekilde açıklıyor: "Daha sürdürülebilir bir pamuk üretimi yaptığımız Söke Ovası’nda, pamuk üretimi öncesi buğday ekilir. Yani yılda çift üretim yapılır. Biz ise yalnızca pamuk ekimi yapıyoruz. Toprağa önce yüksek azot barındıran yonca tipi bitkiler ekiyoruz. Çıkan ürün toplanmıyor, direk toprakta kalıyor. Topraktaki gübre bu bitkiler oluyor. Gübre ihtiyacınız sıfıra düşüyor. Pestisit olmuyor. Toprağın üzeri kapalı olduğu için yabancı ot bitmiyor. İçi nemli kaldığı için altındaki pamuğa gerekli 15 santimlik alan doğal döngü içinde değerleniyor. Toprağın içindeki canlı yaşam ve mineraller artıyor. Ekilen pamuk doğanın sunduğu değerlerle büyüyor.”

Rejeneratif pamuk üretiminde, biyoçeşitlilik olduğu gibi yerinde kalıyor. Su kullanımı yüzde 75 oranında azalıyor, işçilik ihtiyacı da çok azalıyor. Pamuk özel makinalarla toplanıyor (Talep edilen makinanın da Söke’de yerli imal edildiğini belirtelim). Rejeneratif üretim metodundan elde edilecek kumaşın, pamuğun daha tarlaya ekilmeden, müşterisinin hazır olduğunu belirten Kayhan, “Organik tarım bana uygun gelmiyor. Sertifika vs konularında çok suiistimal edildi. Biz doğanın döngüsüne müdahale etmeden pamuk üretimi yapıyoruz. Ekim yapılmadan müşterisinden ödemesi geliyor. Sattığımız kumaşın metresi ortalama 5.5 Euro iken, bu özel pamuğun metrekaresi 7.5 Euro’dan, 12 Euro’ya kadar çıkan fiyatlarla satılıyor” dedi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar