Adana’ya gitmek için öyle çok sebep var ki!

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK

“Adana’ya gidek mi? Kebabından yiyek mi? Şalgamından içek mi? He ya gardaş gel gidek.” Türkünün sözleri dilimden düşmedi Adana seyahatim boyunca. 6. Uluslararası Adana Lezzet Festivali’ndeydim geçtiğimiz hafta…

Adana Lezzet Festivali, gastronomi için yapılacak etkinlikler için önemli ve iyi bir örnek… Her gittiğim şehirde söylediğim, önerdiğim yöntem Adana’da da uygulanıyor, kentin tüm dinamikleri birlik ve beraberlik içinde çalışarak festivale hayat veriyor. Ve tabii ki kent kazanıyor. Birbirinden farklı yüzlerce ürün ve lezzetin sunulduğu festivalde 667 bin misafir ağırlanmış, 261 bin 500 kg et, 196 bin 800 litre şalgam tüketilerek üç gün boyunca Adana ekonomisine ciddi katkı sağlandı.

Adana Valiliği’nin öncülüğünde Adana Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, odalar ve sivil toplum kuruluşları elele vermişti. Adana Merkez Park’ta 180 dönüm üzerine kurulu alanda yapılan açılışta mangal ateşinin yakılma törenine Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Adana Valisi Süleyman Elban, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, ilçe belediye başkanları, siyasi parti, odalar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katılmıştı.

Bu yıl “Geçmişten Geleceğe Miras: Mutfak” temasıyla yapılan Adana Lezzet Festivali'nde, kente özgü Adana kebabı, analıkızlı çorbası, mumbar ve şırdan dolması gibi lezzetlerin de aralarında bulunduğu tam 140 çeşit yemek, yerli ve yabancı turistlere tanıtıldı.

Adana sadece kebaptan ve beyran çorbasından ibaret değil. Zengin bir mutfağı var. Adana gastronomisini bilen biri olarak bunu sürekli yazıyor, gittiğim yerlerde anlatıyorum. Adana’da yaşamış medeniyetlerin, halkların mirası onlarca lezzet var. Festivalde mutlu olduğum anlar arasında bunu anlatan çalışmalardan birini, Adana Büyükşehir Belediyesi’nce yayınlanan, Prof. Dr. Muna Yüceol Özezen’in kaleme aldığı “Geleneksel Adana Arap-Alevi Mutfağı” kitabını edinmek bulunuyordu. Kendisiyle tanışma ve sohbet etme imkânı bulduğum hoca, “yoksul bir toplumun zengin mutfağı” olarak tanımlanan geleneksel Adana Arap-Alevi mutfağını tarih, din ve coğrafya ekseninde değerlendiriyor, mutfak kültürünü aynı zamanda bir filoloji olarak ele alıyor. Bu önemli akademik çalışmanın konuyla ilgilenen herkesin kütüphanesinde bulunması gerektiğini düşünüyorum.

Adana’da her zamanki gibi Hilton Oteli’nde kaldım. 32 yıllık Hilton Worldwide Otelleri deneyimi olan Adana ve Mersin HiltonSA Otelleri Genel Müdürü Abdurrahman Toprak’la artık ritüel haline gelen sabah kahvemizi içip uzun uzun sohbet ettik. Otelin Executive Şefi Hakan Coşkun’la “Hafta” ekimiz için yaptığımız söyleşiyi de önümüzdeki haftalarda yayınlayacağım. Hakan Şef 13 aydır Adana’da ve otelin yeni menüsünde önemli dokunuşları var, onları Gastrosohbet’imizde bulacaksınız.

Açılış töreni sonrasında festival alanı ziyaretçilerini ağırlamaya başlarken Adana HiltonSA’da da yapılan paneller gastronomi dünyasını bir araya getirdi. Adana Lezzet Festivali İçerik Koordinatörü Ebru Koralı güçlü bir program hazırlamıştı. Konferanslar şu başlıkları taşıyordu: “Geleceğin Tarım Uygulamaları”, “Yerel Mutfağın Korunmasına Akademilerin Yaklaşımı”, “Tadında Anadolu, Sürdürülebilir Yaşam İçin Sürdürülebilir Beslenme”, “Şerbetliler”, “Coğrafi İşaretli Ürünlerin Gastronomik Deneyime Dönüşümü”, “İncili Gastronomi Rehberi Adana’da”, “Adana Mutfağı, Gastronomi ve Turizmin Değer Yaratan Birlikteliğinde Yeni Hedefler”, “Sürdürülebilir Restoran Mümkün Mü?”, “Güney Kore Tanıtımında Gastronominin Rolü” ve “Adana’nın Eşsiz Tadı.”

Paneller süresince yerli ve yabancı konuk şefler, gastronomi dünyasının önemli isimleri ve iş insanları coğrafi işaretlerde ürün pazarlama, gastronomi turizminde destinasyon yaratmak, sürdürülebilir gastronomi ilkeleri gibi konulara odaklanarak Adana’nın mutfak mirasına ışık tutacak bilgiler verdiler. Salonunun fuayesinde Adanalı butik üreticilerin ve STK’ların katıldığı mini bir fuar da yer alıyordu. Burada tadım yapmak da mümkündü.

Adana Lezzet Festivali Organizatörü Haluk Özsevim’in özenli çalışmaları, organizasyonun aksaksız yürümesini sağladı.

Festival alanında bir Gastro Lezzet Sahnesi kurulmuştu. Onun yanı sıra Genç Şefler Yarışması, çeşitli konser ve gösteriler de programdaydı. Festival kapsamında “Adana’nın Kültür Mirası” başlıklı bir konuşma yapmak için kente gelen tarihçi İlber Ortaylı büyük ilgi gördü. İnsanlar saatler önce etkinliğin yapılacağı yere gelip beklemeye başladılar. Tabii ki Masterchefler Somer Sivrioğlu, Mehmet Yalçınkaya, Danilo Zanna’ya da yoğun ilgi vardı.

Bir günümü Merkez Park’taki standları dolaşmaya ve tadım yapmaya ayırdım. Önleri tıklım tıklımdı, uzun kuyruklar oluşmuştu…

Uçağa gitmeden önce Habib Usta’ya uğradık. Küçük acurlardan yaptığı turşu, çiğ köfte ve final yaptığımız Adana kebap gerçekten çok iyiydi. Farklı yer arayışında olanların denemesini öneririm…

Her zamanki gibi Adana’dan mutlu ayrıldım. Ne güzel ki Adana sanatıyla, sinemasıyla, kültürüyle, tarihi ve doğasıyla, enfes lezzetleriyle, festivalleriyle konuşulan bir kent… Bu nedenle de gitmek için çok sebep var…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Muş izlenimleri… 17 Mayıs 2024
Esnaf lokantaları 05 Nisan 2024