Etkili 100 kişide Türkiye’nin adı yok

ABD’de yayınlanan Time dergisinin kendi tercihlerine göre belirlediği Dünyanın En Etkili 100 kişisini tanıttığı 29 Nisan sayısında yer alan isimlere bakarken Türkiye’de yaşayan birini aradım boşuna. Yaşadıkları yere göre altı kıtadan 100 kişinin temayüz ettikleri konulara göre sıralandığı 6 grupta Türkiye’de yaşayan tek bir kişinin adına rastlayamadım. Hemen belirteyim ki Time dergisinin etkili bulduğu ve sıralamaya dahil ettiği 100 kişinin büyük çoğunluğunu ABD’de, Kanada’da ve Batı Avrupa ülkelerinde yaşayanlar oluşturuyor. Ama liste bunlardan ibaret değil. Asya, Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde yaşayan etkili insanları saydım. Hindistan, Çin, Tayvan, Japonya, Filipinler, Bangladeş, Srilanka, İran, Katar, İsrail, Rusya, Litvanya, Ukrayna, Polonya, Kolombiya, Brezilya, Arjantin, Ekvator, Nijerya, Uganda, Kenya, Kongo Cumhuriyeti listede yer alan ülkeler. 

Sivil toplumdan keşiflere, spordan eğlenceye 

Time’ın en etkili 100 insan kategorisine girenler arasında Putin’in emriyle öldürülen Alexei Navalny’nin eşi Julia Navalnia’dan iklim değişikliğine karşı etkili mücadele veren Brezilyalı bakan Marina Silva’ya, Gazze faciasında temayüz eden Filistinli fotoğrafçı Motaz Azaiza’ya, NFL futbol liginde yıldızlaşan Patrick Mahomes’e ve Time 100’ün kapağında yer alan İngiliz-Arnavut şarkıcı Dua Lipa’ya kadar farklı alanlarda fark yaratan kişilerin yer aldığı Time 100’de Türkiye’yi temsil eden kimsenin bulunmaması ise ister istemez bir burukluk yaratıyor insanda. Türkiye’de yaşayan, bu yıl bu listede yer alabilecek kimse var mıydı bizde diye düşündüğümde, kadın voleybol milli takımımız dışında kimse gelmiyor aklıma. Belki de ben farkında değilim ama kişi olarak öne çıkan, sorunların ağırlaştığı, savaşların yaygınlaştığı bir dönemde fark yaratacak bir kişi, bir siyasetçi, bir sanatçı, bir barış havarisi göremiyorum etrafta. 

“Türkiye yüzyılı” yeter mi bize? 

Türkiye’yi 22 yıldan beri yöneten anlayış “Türkiye yüzyılı” sloganıyla aklı sıra göz boyamaya, kimsenin fazla ciddiye almadığı başarı öyküleri anlatmaya devam ediyor ama toplum da bu masallara inanmanın sonuçlarını görmeye başladı galiba. ‘Tek Adam’ inadıyla Türkiye ekonomisine beş yıl kaybettiren ve Türk lirasını tağşiş ederek enflasyonu azdıran anlayışın nihayet hatasını kabul ettiği izlenimi var. Dünyada barışın ve dünya ekonomisinin kritik bir dönemece geldiği noktada yeni maceralara sürüklenmeyiz umarım.