Genç cumhuriyette bankalar sanayileşmenin öncüsü oldu

Mustafa Kemal ÇOLAK
Mustafa Kemal ÇOLAK Kökler ve Kanatlar

Osmanlı İmparatorluğu’ndan, Türkiye Cumhuriyeti’ne neden övünülecek bir sanayi mirasının kalmadığına ilişkin çok şey söylenebilir. Orduya mühimmat ve kıyafet sağlayan fabrikalarla birlikte, gıdadan, tekstilin çeşitli alanlarına, matbaaya uzanan dallarda sanayi envanterine giren az sayıda tesise sahipti 20 yüzyılın başlarında İmparatorluk toprakları. Farklı sektörlerde de varlıkları birkaç tane ile ifade edilen atölyeler mevcuttu.

1830-1890 arasında dönemin ruhu ile parlayan çok sayıda sanayi tesisinin önemli bir bölümünün ömrü kısa sürmüş, Osmanlı’nın son dönemlerinde ihtiyaçlar, ağırlıklı olarak ithalat yoluyla karşılanır olmuştu.

Osmanlı İmparatorluğu'nda sanayiinin gelişememesinin nedenleri arasında sermaye yetersizliği ilk sıralarda yer alır. Müteşebbise cesaret verecek çağdaş metodlarla sunulacak, kaliteli sermaye yokluğunun yanı sıra bilgi eksikliği de dönemin girişimci ruhlarının istenilen oranda ortaya çıkmasına engel olmuştur. Genç Cumhuriyet’in önderlerinin bu eksikliği görüp, imkanlar dahilinde 'sermaye' ve 'akıl' ihtiyacına yanıt verecek adımlar atmalarına ilişkin kısa bir tarih turu atalım dilerseniz.

ZİRAT BANKASI, SOSYAL YAŞAMIN DA PARÇASI OLDU

19’uncu yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu’nda, ticaret ve finansmanda Batılı modellerin benimsenmesiyle birlikte, yabancı bankalar ülke toprakları içinde faaliyet göstermeye başlamıştı. Sonradan, Kurtuluş Savaşı’na ve ardından gelecek kalkınma mücadelesine ve tarım ile sanayiinin, ticaretin önünün açılmasına büyük destekler sunacak Ziraat Bankası da 15 Ağustos 1888’de açılmıştı. Padişah 2. Abdülhamit’in emriyle kurulan Ziraat Bankası, yıllarca ekonomik faaliyetlere hizmet etti. 23 Mart 1916’daki bir yasa ile çiftçilere destek sunmak amacıyla tahvil çıkarmaya, tarımsal işletmelere ortak olmaya da yetkilendirildi. 3 yıl süren Kurtuluş Savaşı’nda, Anadolu’nun dört bir yanından ve Trakya’dan yapılan bağışların Kuva-i Milliye’ye aktarılmasında ön ayak oldu.

1923’te sermayesi artırılan (2 milyon TL’ye çıkarıldı) Ziraat Bankası, düşmandan kurtarılan vatan bölgelerine kredi vermeye başladı. Cumhuriyetle birlikte adeta sosyal yaşamın bir parçası olan bankanın şubeleri (sayıları 300’ü buluyordu) vasıtasıyla 1924’te yaşanan sıtma ile mücadelede ‘kinin’ ilacı dağıtımında rol oynadığını bu vesile ile hatırlatalım.

İŞ BANKASI’NA İLK SERMAYE ATA’DAN

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte daha da derinleşen sermaye ihtiyacı için yeni bankalara ihtiyaç olduğu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve kurmay heyeti tarafından sıklıkla tekrarlanıyordu. Cumhuriyet yönetimine göre tarımsal üretimde ve tarımsal endüstrinin gelişiminde öncü hizmetlerde bulunan Ziraat Bankası'na eşlik edecek yeni bir banka gerekli idi.

Cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankası olan İş Bankası, Atatürk’ün direktifleriyle İzmir Birinci İktisat Kongresi’nde alınan kararlar doğrultusunda 26 Ağustos 1924 tarihinde kuruldu. İş Bankası ilk genel müdürü Celal Bayar’ın liderliğinde iki şube ve 37 personel ile hizmete başladı. Nominal sermayesi 1 milyon TL’ydi. Bu sermayenin fiilen ödenen 250 bin TL’lik bölümü ise bizzat Atatürk tarafından karşılanmıştı. İş Bankası, ilk sermayeye ilişkin anekdotu web sitesinde “Hindistan Müslümanlarının Gazi Mustafa Kemal’e hediye ettiği 600 bin altın liranın Kurtuluş Savaşı’nda harcandığı bilinmektedir. Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu kararıyla; bu paranın 250 bin Lirası ‘Bu sizin paranız’ diyerek Gazi Mustafa Kemal’e iade edilmiştir. İş Bankası kurulurken, bu para ana para olarak kullanılmıştır” şeklinde açıklıyor. 1 milyon lira olarak belirlenen ilk ulusal bankanın sermayesinin dörtte birlik kısmının Atatürk tarafından karşılanması, ekonomik faaliyetlerin güçlenmesinde öncü rol oynayacak bir bankanın kuruluşu için adeta ‘cansuyu’ olur. Bankaya yeni desteklerin sağlanmasına yol açar.

BANKALARIN SANAYİLEŞMEYE HİZMETLERİ

Türkiye sanayisinin gelişmesine, ticari yaşamının kökleşmesine hizmet edecek bankacılık sektörünün o tarihteki diğer gelişmelerini, ekonomist, yazar, ekonomi gazeteciliğinin duayen ismi Faruk Türkoğlu tarafından hazırlanan, DÜNYA tarafından yayımlanan Cumhuriyet Dönemi Sanayiinde Kim Kimdir-Öyküleriyle İz Bırakan Girişimciler kitabından aktaralım. “Cumhuriyetin ilk on yılında Tekirdağ’ın Lüleburgaz’ından Niğde’nin Bor’una kadar pek çok yerde banka kuruldu. Aynı dönemde ilçelerin eşrafı, bazen üst düzey bürokratları da yanlarına alarak sanayi ve şirketler oluşturdu. 1927 yılında çıkarılan Teşvik-i Sanayi Kanunu ile getirilen cömert destekler de girişimci ortakları birlikte iş kurmaya yöneltti. Ancak bunların pek azı başarılı oldu…

Özel sektör eliyle ekonomik büyümenin yeterince gerçekleşemeyeceğini gösteren örneklerin ardından sanayileşmede öncü rolü ister istemez devlet üstlendi. 1930’lu yıllara denk gelen bu strateji değişikliğinde de bankalar en önde görev aldılar. 1932’de fabrika kurma ve işletme yetkisi Sanayi ve Maadin Bankası’ndan alınarak Sanayi Kredi Bankası’na devredildi. Bankanın elindeki sanayi kuruluşları da 5 Temmuz 1932 tarihli yasa ile kurulan Devlet Sanayi Ofisi’ne devredildi. Daha sonra bu iki kuruluş kaldırılarak Sümerbank kuruldu. 30’lu yıllardaki sanayileşme atılımında İş Bankası ve Sümerbank önemli görevler üstlendi. Ziraat Bankası, 1937’de bir iktisadi devlet teşekkülü (KİT) haline getirilerek devletleştirildi. Çiftçinin yanı sıra ticaret ve sanayi dünyasına büyük hizmetlerde bulundu.”

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar