Göze alınan enflasyonla mücadele kolay olmuyor
✔“OVP 2024-2026 açıklandığında Merkez Bankası tahminlerinin plana nasıl
yansıdığını, siyasi iradenin Maruf Buzcugil enflasyonu ne derece önemsediğini göreceğiz.”
Güncel ekonomik sorunlarımızın önemli bölümü artık altında ezildiğimiz yüksek enflasyondan kaynaklanıyor. Türkiye ve dünya uzun süredir genişleyici politikalarla ‘göze alınmış enflasyonun’ yarattığı sorunlarla boğuşuyor. Enflasyon canavarı yaratılan suni para bolluğunda hemen ortaya çıkıyor, ancak onu ait olduğu yere kovalamak için zorlu bir süreç gerekiyor. Türkiye “dezenflasyon” sürecine 1 Ocak 2024’de başlama ya hazırlanıyor. ABD ve Avrupa ise yaklaşık bir yıldır enflasyonla sıkı mücadeleyi kademeli faiz artışlarıyla sürdürüyor. Enflasyonla mücadele geciktikçe katlanılan maliyet de artıyor. FED Başkanı Powel’ın geçen yıl Ağustos’ta artık enflasyonla mücadele vakti geldiğini ilan ederken yaşanabilecek durgunluk ve sıkıntılarla ilgili sözlerini hatırlamakta yarar var: “Enflasyonu düşürebilmek için trendin altında büyüme kaydedilecek bir dönem gerekiyor. Hane halkları ve şirketler bu süreçte biraz acı da çekecek.” ABD enflasyonla mücadelede epey mesafe aldı ancak Avrupa hala durgunluk tehdidi altında bulunuyor. Anadolu deyişiyle hastayken kan tükürüp “kızılcık şerbeti içtim de ondandır” diyenlerin enflasyonla mücadelesi sürüyor.
OVP’de enflasyonla mücadele birinci öncelik olacak mı?
Haziran ayı başında göreve gelen yeni ekonomi yönetimi her fırsatta enflasyonla mücadelenin kaçınılmaz olduğunu dile getiriyor. Ekonomi yönetiminin koordinasyonunu sağlayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, sorumluluğu üstlenen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan hep birinci öncelik olduğunu söylerken, durgunluk endişelerinin de dikkate alındığını hep vurguladılar. Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda hareket edeceğini belirten Başkan Erkan, KKM ve ihtiyati tedbirlerle ilgili adımları takiben 2024 başında “dezenflasyon” sürecinin başlayacağını ilan etti. Merkez Bankası politika faizi üç ayda 16,5 puan artırılırken 2023 yılsonu enflasyon tahmini de daha gerçekçi düzeye yüzde 58’e çekildi. Şimdi bütün dikkatler bu hafta veya en geç önümüzdeki hafta başında açıklanması beklenen Orta Vadeli Plan’da (OVP 2024-2026). Merkez Bankası tahminlerinin OVP hedeflerine nasıl yansıyacağını, faiz artışlarının devam edip etmeyeceğini, plana yansıyan siyasi iradenin enflasyonu ne derece önemsediğini göreceğiz.
Enflasyon canavarı Ağustos’u da sevdi
TÜİK Ağustos ayı enflasyon verilerini bugün açıklıyor. İTO ve Türk-İş’in İstanbul ve Ankara’da yaşayan tüketicileri dikkate alarak hazırladığı yıllardan beri önemli referans kabul edilen veriler, enflasyonun Ağustos ayında da hızla devam ettiğini ortaya koyuyor. İTO’nun İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi Ağustos ayında aylık yüzde 8,8, yıllık yüzde 74,17 artışı gösteriyor. Türk-İş’in Ankara’da yaşayan dört kişilik ailenin Açlık ve Yoksulluk sınırını aylık olarak takip eden araştırmasında “gıda için” yapılması gereken asgari harcama tutarındaki artış Ağustos ayında yüzde 4,63, son 12 ayda ise yüzde 77 olarak hesaplanıyor. Bugün açıklanacak Ağustos ayı verilerinde Merkez Bankası’nın gıda ve enerji fiyatları dışında, enflasyondaki yapışkanlığı temsil ettiğini düşündüğü hizmet sektörü (otel, lokanta, kira vb) verilerine dikkat etmekte yarar var.
Ankara’ya TEKNOFEST gelmiş
Türkiye’deki savunma sanayiinin bugün artık ihtisas OSB’ye ulaşan Ankara odaklı gelişiminin çok eskilere dayandığını hiç unutmamak gerekiyor. TEKNOFEST’in ilk kez Ankara’da yapılması çok olumlu. Bizlere yeniden Ankara’da yapılan eski savunma sanayi fuarlarını ve İDEF’i hatırlattı. Bu fuarların savunma sanayiimizin bel kemiği, ASELSAN, TUSAŞ, HAVELSAN’ın kuruluş yıllarına uzanan geçmişi var. Ankara, küresel düzeyde sayılı savunma sanayii odaklanma merkezlerinden biri haline geldi. Bu anlamda TEKNOFEST de Ankara’ya yakıştı. Ancak bu büyük organizasyon Ankara’nın akıllara durgunluk verecek şekilde bir türlü çözmediği uluslararası fuar merkezi ihtiyacını bizlere bir kez daha gösterdi. Sanayi ve ihracat kenti haline gelen başkentin bu sorunu neden çözülemiyor, “mum dibine neden ışık vermiyor ?” anlamak mümkün değil. Fuar alanının yapılacağı ilan edilen ancak bir türlü ilerlemeyen Esenboğa havalimanı yakınındaki alanın çevresinde arsa spekülasyonu ve rant mücadelesi dikkati çekiyor. Ankara’da TBMM’nin kuruluşuyla aniden başlayan kentleşme ihtiyacıyla beliren arsa spekülasyonu değişik şekiller de devam ediyor.