Hissedilen enflasyon ve hissedilen göç
Hissettiğimiz ama sayısal değer olarak şimdiye kadar ulaşamadığımız hep merak ettiğimiz enflasyon ve göç gibi sıkıntılarla ilgili veriler gelmeye başladı.
Vatandaşların, ekonomi çevrelerinin yıllardır yakındığı TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon oranı ile altında ezildiğimiz enflasyon arasında büyük fark var yakınmaları nihayet karşılık buldu. TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon oranıyla vatandaşın hayat pahalılığı olarak hissettiği enflasyon arasında en az 2 kat fark bulunduğu uzmanların ekonomi yönetimine yaptığı sunumlara yansıdı. EKONOMİ’nin aldığı bilgilerden sonra elbette TÜİK’in yüzde 64,7 olarak açıklanan 2023 enflasyonunu en az yüzde 129 olarak hissettiğimizi düşünebiliriz. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken önemli bir konu var. Ekonomi yönetimi hissedilen enflasyonu kafaya takmışken, TÜİK’in samimi analizleri sunumlara yansımışken, “Bak ENAG’ın açıkladığı orana geldiler,” kolaycılığına başvurmamak gerekiyor.
Masa başında aylık enflasyon hesaplayan ve iddialı şekilde açıklayan ancak, son 3 yıldaki veri serilerini paylaşmayan, veri kapsamını açıklamayan ENAG ile TÜİK’i aynı kefeye koymak akıl işi değil. Yanı sıra ENAG’ın varlığının TÜİK’in veri güvenliği tartışmasını canlı tutarak önemli bir işlevi yerine getirdiği de bir gerçek. Çok yüksek enflasyon TÜİK ve ENAG verilerini biraz birbirine yaklaştırırken Ekonomi yönetiminin dezenflasyon süreci öncesinde “hissedilen enflasyonu” artık dikkate alıyor olması sevindirici bir gelişme. Çok kolay eleştirebildiğimiz TÜİK’in, 81 il ve 228 ilçede her ay yaklaşık 27 bin 411 işyerinden 564 bin 710 fiyat derlediğini, 500 hastane ve bin özel okuldan veri aldığını, Türkiye çapında 5 büyük marketin kasa kayıtlarını ve 5 bin 246 konutun kira kontratlarını izlediğini de unutmayalım.
ANKARA’DA HİSSEDİLEN GÖÇ 600 BİNİN ÜZERİNDE
Hissettiğimiz enflasyon gibi tanıklık ettiğimiz farkında olduğumuz ancak sayısal verilerine tam hakim olamadığımız olgulardan biri de Ankara’nın aldığı göç. Bugüne kadar sohbetlerde duyduğumuz kaynağı belli olmadığı için kuşkuyla yaklaştığımız Ankara’ya göç verileri de güvenilir kaynaklardan damlamaya başladı. Uzun bir süredir konut kira ve satış değeri artışında İstanbul’u sollayan ve tarihi rekorların kırıldığı Ankara’da bu gelişme kentin bir yılda aldığı hızlı göçe bağlanıyor. TÜİK uzmanları Ankara’daki kira artışının doğrudan Ankara’nın aldığı göçe bağlı olduğunu söylüyorlar. Henüz ellerinde kesin veri olmamakla birlikte 500 binden fazla kişinin kalıcı göç ettiğini düşünüyorlar. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise Ankara’da hızla artan su tüketimi kayıtlarından kente göçün 600 bin kişinin üzerinde olduğunu düşündürdüğünü söylüyor. Bu göçün en önemli nedeni elbette geçen yıl 6 Şubat’ta yaşadığımız ülkemizi acıya boğan deprem felaketi. Ankara depremden etkilenen vatandaşlarını gerçek anlamda bağrına basmış durumda. Elbette bu ani göç Ankara yaşamını hareketlendirir ve zenginleştirirken bir yandan da eğitim, sağlık ve ulaşıma kadar çok ciddi altyapı sorunlarını gündeme getirdi. Önümüzdeki yerel seçimler öncesi, bu sorunlara çözüm önerenleri, çabaya girişenleri yakından takip edeceğiz.
ANKARA’DA BİLİNEN ADAYLAR YARIŞIYOR
31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerin sonucu en çok merak edilen büyükşehirlerin başında Ankara geliyor. Ankara seçime tanıdığı bildiği adaylarla giriyor. Yerel yönetim kariyerine başladığı Beypazarı’nda iki dönem belediye başkanlığı yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş CHP’den ikinci dönemi için aday. Ankara’nın tanınmış yerel yöneticisi Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, daha önce 3 kez aynı görevde bulundu. Ak Parti Büyükşehir adayı Altınok, Keçiören Belediye Başkanlığı’ndan gelen Melih Gökçek ile milliyetçi muhafazakar camiadaki rekabetiyle anıldı. Siyasete MHP’de başlayıp CHP’de çok geniş bir siyasi yelpazeye hitap etmeye başlayan Mansur Yavaş, bu kez milliyetçi muhafazakar oylara hakimiyetiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından tercih edilmiş dişli bir rakip ile karşılaşacak. Elbette ki Ankara’daki seçimin en renkli siması Etimesgut Belediye Başkanı adayı tiyatro adamı, oyuncu Erdal Beşikçioğlu. Ankaralılar Beşikçioğlu’nu sadece sevilen televizyon dizilerinden tanımıyorlar. Beşikçioğlu’nun tek başına sahneye koyup oynadığı tek kişilik “Bir Delinin Hatıra Defteri" oyunu Ankara’da aylarca kapalı gişe oynadı. Ankaralılar bu oyunu izlemek için günler öncesinden bilet kuyruklarında internette nöbet tuttular. Beşikçioğlu’nun kurduğu tiyatro atölyesinin de değişik tiyatro oyunlarını sahnelediğini, genç sanatçılara kucak açtığını hatırlatmakta yarar var.