Kaptan gitti diye rota değişir mi?

Şeref OĞUZ
Şeref OĞUZ ÖNERİ - YORUM

Merkez Bankası, heterodoks geleneğini bozmadı ve son 5 yılda 5 başkan değiştirme alışkanlığını sürdürdü. Herkes Gaye Erkan’ın gönderilmesinin iyi mi kötü mü olduğunu konuşa dursun, Merkez Bankası’nda kaptan köşkündeki bu değişimin birbirinden farklı 2 temel boyutu olduğu unutulmasın.

Bunlardan biri içeriye dönük; Mehmet Şimşek “benim önerim doğrultusunda” diyerek atadığı yeni kaptan Fatih Karahan’ın rasyonele dönüş sürecinde değil rotayı çevirmek, baş kaptan Şimşek ile daha uyumlu çalışacağından emin. Şimşek’ten rol çalmayacağı, daha akort yürüyeceği söylenebilir.

İkinci boyutu, “dış güçler” ile ilgili… Yurtdışından kaynak arayışında, Şimşek ve Gaye Erkan ikilisine sorulan 3 temel soru vardı; “1-Seçimden sonra var mısınız? 2-Raf ömrünüz ne kadar? 3-Yeni bir Naci Ağbal sendromu yaşar mıyız?” Bu sorular şimdi cevabını buldu gibi; Evet MB başkanı yine değiştirildi.

İKİ SORU İKİ CEVAP

Neden Ağbal sendromu gibi değil?

Değil çünkü Gaye Erkan, faiz politikası yüzünden gitmedi. İtibar suikastına kurban gitti ve her ne kadar “affını istemiş” olsa da ekonomi magazini üslubu yüzünden “görevden alındı.” Burada sorun; Şimşek’ten rol çalarcasına MB başkanlığı haddini aşan söylemleri, magazinel röportajları… Oysa Naci Ağbal, faizleri indirmek için dahi yükseltmek lazım diyerek %17,5’ten %19,5’e çıkardığı faiz yüzünden gönderilmişti.

Yurtdışı algısı bozuldu mu?

Oldukça… Zira ilk tepki zaten “Türkiye, ekonomik türbülansta ve yine guvernörü kovdu” şeklindeydi. Bu üslup, kabul edilebilir olmasa da yabancıların algısını gösteriyor. Bu haliyle “seçilirsem MB başkanını kırbaçlatacağım” diyen Brezilya’daki testereli başkan adayının itibar düzeyine iniveriyoruz. Ancak bizimle daha yoğun temasta olan gruplar; “MB politikasında dramatik değişiklik olmaz” diyebiliyor.

NOT

KENDİ GİTTİ PARADAKİ İMZASI KALDI YADİGÂR

Yeni başkan adeta “rüzgar gibi geçti” ancak arkasında ne eser bıraktı? Bir bakalım. Sanayici; “reeskont vaatleri kulağımızda, Mayıs’a kadar dayanın…” Ticaret erbabı; “bize bir hayrı dokunmadı ama selefi kadar da kötü değildi.” Bankacı; “%8,5’ten aldığı faizi sağ olsun %45’e tırmandırdı ve elimize yüklü bir maliyet bıraktı.”

Emekli; “üzerinde imzası bulunan banknotlardan başka ilişkimiz olamazdı zaten.” Ücretli; “banknotları gıcır gıcırdı ve ATM’lerden adeta bastığı paralar fışkırıyordu.” STK’lar; “ülkenin ilk kadın ve en genç başkanı olması…” Öğrenci; “Valla enflasyon sebebiyle pek bir muhabbet gelişmedi aramızda…”

Aslında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde kurumları yönetenlere dair gözlemler ortaya çıkardı ki “bu sistemde yeri garanti olan sadece CB’nin kendisi...” Gerisi? Her an her biri değiştirilebilir, hiçbir kurumda yönetim geleneği oluşamaz.” Zaten en az 5 yıl görevden alınmaması gereken MB başkanlarının son 5 yılda 5 kez değiştirilmiş olması da bunun göstergesi…

Türkiye’de çok iyi ekonomistler ve Merkez Bankası’nda son derece yetkin insanlarımız vardı. Hâlbuki biz gittik okyanus ötesinden insan devşirdik ama ona da 1 yıl dayanamadık. Böyle bir yapıda Türkiye Merkez Bankacılığı geleneği oluşabilir mi? Bundan sorası mı? MB ile üst yönetim daha akort çalışacaktır. Piyasa da bu değişikliği fazlaca dert etmeyecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar