Karar anında ne düşünüyorsunuz?

Kerem ÖZDEMİR
Kerem ÖZDEMİR KEREM İLE İŞİN ASLI

Türkiye’de teknoloji, dijitalleşme ya da iş konularında karar süreçleri, rahmetli Ferhan Şensoy’un Ferhangi Şeyler’deki terzi hikayesi gibidir. Babanın eski ceketi terziye götürülüp şöyle olsun, böyle olsun diye tarifler yapılır. Sonunda terzi -bunu yapmak mümkün olmadığı için- yeni bir top kumaştan parça kesip isteneni diker. Medyada çalıştığım dönemde böyle dikiş yapmaya alışmıştım; kendimden çok kumaş gitti.

Philip Morris International’ın Future Mark yarışmasında belki de ilk defa var olan kumaşla iyi bir elbise dikme ve içimde en ufak bir kuşku kalmadan kapıdan çıkma fırsatım oldu. Sunumlarını dinlediğimiz dokuz startup’ın ya da şirketin tümü ödülü hak ediyordu. Büyük bir holding yöneticisi olsaydım, tümüne yapacak iş verebilirdim. Tabii bir süre sonra, “biz bunu içeride yapabiliriz” diyen orta kademe yöneticilerimin “verimlilik” projelerine de aynı şekilde saygı gösterip bu startup’larla çalışmayı bırakmak zorunda kalırdım. Kendi yağımızla kavrulur ve ortalama performansla çalışırken birilerinin dünya çapında marka olmasının önünü açamadan emekli olurdum.

Daha küçük bir şirkette yönetici olarak çalışsaydım ve bu işlerden anlayan kadrom olmasaydı, çözümü test etmek istediğimi söyleyip PoC kurdururdum. Sonra bunu Ar-Ge’ye (Arakla Getir) devreder bunu öğrenip daha ucuza nasıl yapabileceğimizi bulmalarını söylerdim. Hayatta böyle şeyler yapmadım ama Türkiye normlarına atıfta bulunmak istedim. Durum budur ve durumun böyle olması nedeniyle Future Mark’ta yaptığımız işin farklı olduğunu düşünüyorum.

Sunumları izlerken belli bir noktada kararımı vermeye çok yaklaştım ama yine de son ana kadar daha iyi not verebilecek biri çıkar mı diye beklemeyi tercih ettim. Bence jüri üyelerinin ya da karar vericilerin görevi, bir şeyden etkilenmek değil, soğukkanlı bir katil gibi hedefini son ana kadar konsantrasyonunu kaybetmeden beklemektir. Bunu yapmayanlar hak yemiş olurlar ki bu suçtur. Toplulukla beraber hareket ederek gizlenmek ya da düzenleyici otoritenin övgüsünü kazanmak için kendisini eğip bükmek de aynı suçun devamıdır. Hele hele çıkar için kararını satmak rahmetli babamdan öğrendiğim kadarıyla bunların çok daha üzerinde bir suçtur.

Pivony’nin kısa tanıtımı ve birikimimin kesiştiği nokta

Bunları, yaptığımız işin farkını ortaya koymak için yazıyorum. Birinci seçtiğimiz Pivony şirketi üzerinden anlatmaya devam edeyim. Karar ortak olmakla birlikte ben kendi gerekçemi anlatmak istiyorum ve bunun Pivony’nin kendisiyle fazla bir ilgisi yok. Konunun müsebbipleri, Netlog, akademisyen Andrew McAfee ve yarışmanın yapıldığı Mext’te bizi laboratuar turu yaptıran Milas’tır. Önce Pivony’nin tanıtımına yer vereyim. Şirket kendisini şöyle tanıtıyor: “Pivony: Pivony’yi kullanan Müşteri Deneyimi profesyonelleri, müşterileri, rakiplerin müşterileri ve pazar hakkında eyleme dönüştürülebilir içgörüleri 30 dakikadan daha kısa sürede elde edebilmektedir. Pivony, gelişmiş NLP, NLU ve AI teknolojilerini kullanmaktadır. Kod gerektirmeyen bir platformdur ve zengin kullanıcı arayüzleri ile veri görselleştirmesi sağlamaktadır.”

Netlog ve Andrew McAfee ne öğretti?

Netlog, Yıldız Holding şirketi olduğu dönemde kurumsal kaynak planlaması (ERP) yazılımını çevre ülkelerdeki müşterilerinin kendi dillerindeki arayüzlerle zenginleştirerek büyük başarı sağlamıştı. İran’da Farsça, Suriye ve Irak’tan Arapça sipariş alan şirketin Türkiye’deki sisteminde bunlar Türkçe görünüyordu. Muazzam kolaylaştırıcı bir teknoloji kullanımı olmuştu. Pivony’nin Türkçe, İngilizce ve Arapça dahili dil desteğinin yanında Google ile entegrasyonu sayesinde çok daha geniş bir etki alanı bulunuyor.

McAfee, ürün geliştirme çevriminin, ürünü müşteri yorumları ile sürekli mükemmelleştirmeye dayandığı ile ilgili analizi ile Pivony’nin yaptığı iş bire bir örtüşüyor. Müşteri istihbaratı analitiği Pivony’nin yaptığı iş, McAfee’nin Tesla ile Volkswagen arasındaki fark olarak belirttiği şeyi açıklıyor. Volkswagen’in iki yılda çözemediği mobil yazılım güncelleme sorunu ile Tesla’nın bir medya eleştirisinin gereğini iki haftada yerine getirip “bunu test edin” demesi, aradaki farkı açıklıyor. Pivony, bu istihbarat desteğini medyaya gerek bırakmadan yapıyor. Son olarak Mext ile bitireyim. Milas, tur sırasında McAfee’nin anlattıklarını kendi etkileyici diliyle herkese belletti. İnovasyon Münih’te de olsa gidip görmek lazım ama Ataşehir daha yakın. Üstelik Pivony’nin “Close the Empathy Gap with Pivony” sloganında empati uçurumunu kapatma vurgusunda olduğu gibi inovasyon uçurumunu kapatmaya hizmet edecek bütün araçları sergiliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar