Marka oluşturamıyorsan marka al
Önümüzdeki dönemde sıkça dile getireceğimiz ihracat devlet yardımlarından bir tanesi de Pazar Araştırması ve Pazara Giriş Desteği Hakkında Tebliğ’de yer alan, ileri teknolojiye sahip yurt dışı şirket ve yurt dışında yerleşik şirkete ait marka alım desteği. Diğer bir deyişle Türk firmalarının yurtdışında oluşmuş markaların satın alınmasına ilişkin bir destek ki, markalarımızın sayısını arttırmak için önemli bir fırsat sunuyor. Hani şu benim meşhur Ü.M.İ.T.’in M harfi, yani markalaşmanın ta kendisi.
Destek kapsamında ileri teknolojiye sahip ve teknoloji transferi sağlayacak yurt dışında yerleşik şirketlerin alımına yönelik mali ve hukuki danışmanlık hizmetlerine ilişkin giderler, şirketler için %75 oranında ve yıllık 500 bin ABD Doları’na kadar destekleniyor.
Yurtdışı marka alan firmalarında, ilgili Karar kapsamında destekten yararlanan diğer ihracatçılarımız gibi tıpkı kira, danışmanlık, tanıtım harcamalarının %50 oranında desteklenmesi gerektiği, marka alım giderlerine ilişkin faiz giderlerinin de %50 oranında desteklenmesinin çok daha yararlı olacağı yönünde görüşler bir hayli fazla. Desteğin üst sınırı, borçlanılan para birimi cinsinden puan bazında kredi desteği olmamalı, 30 milyon TL’ye kadar ödenen faiz giderlerinin %50’si desteklenir şeklinde olmalı düşüncesi de hakim. Zira gerçekten bir marka alımı olacak ise, 30 milyon TL’nin kaç dolara denk geldiğini hesaplamak, gerekçenin nedenini de ortaya koymak için yeterli.
Kredi faizlerinin son derece değişken olduğu düşünüldüğünde, toplam harcama üzerinden destek verilmesinin daha uygun olacağını söylemek mümkün. Bahse konu destek, yurtdışından bir markayı satın almak isteyen firmalar için önem arz etmekte. Ancak bu destekle anaparaya ilişkin bir yarar söz konusu olmayıp, yalnızca faizi kapsama aldığı için yarattığı sonuç pek de avantaj sağlamıyor. İnce hesaba göre destek oranı anapara büyüklüğüne göre % 20’lerde seyretmekte.
Markalaşma ihtiyacımız için, oluşmuş seçkin markaları ülkemize katmak son derece önemli ve bu yöndeki destek de bir hayli yararlı. Geçtiğimiz gün İhracat Genel Müdürümüze de bu konudan bahsettim. Kendisi son derece vizyoner bir bakış açısına sahip olduğu için, eminim gelen bu talepleri ve değerlendirmeleri dikkate alacaktır. Hani bir destek sağlıyorsak, “mış gibi” olması yerine gerçekten fayda sağlamasını hedeflersek, hiç de fena yapmamış oluruz.