Mehmet Şimşek’i dinlerken neler düşündüm?

Osman ULAGAY
Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Pazartesi günü Bloomberg HT’de Açıl Sezen’in sorularına verdiği cevapları ve yaptığı açıklamaları dikkatle dinledim. Türkiye ekonomisinin şu andaki gidişatı ve önümüzdeki dönemde yaşanabilecek gelişmeler konusunda önemli açıklamalar yaptı. Şu anda izlenmekte olan politikaların hedeflenen sonuçlara varacağına bizi inandırmak isteyen bir bakanın söyleyebileceklerini söyledi Şimşek.

Son yıllarda Bakan veya Başkan diye karşımıza çıkartılan soytarılardan sonra Mehmet Şimşek’in birikimine ve deneyimine sahip bir bakanı dinlemek hiç de fena olmadı doğrusu.

Ekonomimiz ne durumda?

Mehmet Şimşek’in açıklamalarıyla ilgili olarak neler düşündüğümü söylemeden önce dünkü gazetelerde dikkatimi çeken bazı başlıkları paylaşmak istiyorum. Dünkü gazetemizde birinci sayfadaki ana başlık şöyleydi: “Tüketim iştahı ithalata yaradı.” Beşinci başka sahifede yer alan Merve Yiğitcan’ın haberinin başlığı da şöyleydi: “Üretimde vites küçülttük, tüketimde gaza bastık.” Bir diğer başlıkta başka bir müjde vardı: “Dizginlemeyen gıda enflasyonu kronikleşiyor.”

AKP’nin tutmayan vaatleri

Meslekdaşımız İsmet Özkul’un 24. sayfadaki “2023 hedeflerine ne oldu?” tablosu ise Adalet ve Kalkınma Partisi’nin(AKP) ne kadar sözünün eri olduğunu ortaya koyuyordu. AKP’nin 2011 yılında açıkladığı iddialı hedeflere göre Türkiye’nin 2023 sonunda ulaşmış olması gereken yer ile 2023 sonunda fiilen ulaştığı yer arasındaki uçurumlar çok çarpıcı. Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta Türkiye’nin kişi başına milli gelirinin 2023 sonunda 13,100 dolara yükseldiğini açıkladı iftiharla. AKP’nin 2011’de belirlemiş olduğu 2023 hedefi ise 25,000 dolardı.

Ekonominin geleceği mi önemli, AKP’ninki mi?

Mehmet Şimşek Pazartesi günü Blomberg HT’de yaptığı açıklamalarda kendi icraat gündemindeki olası gelişmelerle ilgili olarak oldukça iyimser bir tablo çizdi, enflasyonu tek haneli rakamlara düşürme vaadinde bulundu ama yıllardan beri bu hedefin yanına bile yaklaşılamadığını unuttu galiba.

Türkiye tek haneli enflasyonu yıllardan sonra ilk kez 2004 yılında AKP hükümeti sayesinde gördü ama 2016’dan sonra bir daha erişemedi bu hedefe. 2017’den itibaren öne çıkan, ne pahasına olursa olsun hızlı büyüme hırsı ise Sayın Erdoğan’a belki seçim kazandırdı ama Türkiye ekonomisi bundan büyük zarar gördü, sağlıklı büyümeye katkı yapabilecek olan yabancı sermayeyi kaçırdı ve ezeli hastalığı olan enflasyonun pençesine düştü.

Mehmet Şimşek’in zor tercihi

Mehmet Şimşek eğer Türkiye ekonomisi için düşündüklerini gerçekleştirmek istiyorsa öncelikle AKP’nin seçim başarısını değil Türkiye ekonomisinin geleceğini önemsemek zorunda galiba.

 

       

 

 

 

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar