Mobilitenin yeni metrikleri

Casper yeni ürünlerini tanıtırken bilgisayarının 12 saatlik pil ömrü ile adaptör taşımadan kullanılabilmesine yapılan vurgu, mobilitede teknoloji dışı konuların daha çok konuşulacağını müjdeliyor. Bu, tedarik zincirinin bütünü için geçerli.

Casper’ın uzun bir aradan sonra Mandarin Otel’de gerçekleştirdiği teknoloji günü, bir cep telefonu ve iki laptop üzerinden bilişim pazarının nasıl değiştiğini gözler önüne serdi. Akıllı telefon X40’ta “ana kartını yapabilen üretici” vurgusu ile dikkatimi çeken Casper’ın iş dünyasına ve oyuna yönelik iki laptop modeli ise mobilitenin nasıl değiştiğini ortaya koydu.

C tipi portların artık taşınabilir bilgisayarlarda dominant hale geldiğini bir kez daha vurgulayan modeller, USB ve portföye yeni eklenen HDMI portlara sahip. HDMI, bilgisayardaki yüksek çözünürlüklü video içeriğinin büyük ekran televizyonda da rahatça izlenebilmesini sağlarken USB, muhtemelen harici disk ve eski model diğer çevre birimlerin bağlanması için bir seçenek sunuyor. Eski model diyorum çünkü evdeki Epson yazıcıyı kablosuz ağ üzerinden uygulaması aracılığıyla kullanmaya başlayalı çok oldu. Televizyon izlerken de akıllı telefondan açtığım kanalı kablosuz olarak televizyondan seyredebiliyorum. Daha doğrusu kullanıcı alışkanlığım buna dönüştü. Ancak çözünürlüklerin yükselmesi ile birlikte tam performans için bu tür bağlantıların değeri büyük.

Üretim tarafında ise, evde 15 inçin üzerindeki Toshiba’yı kullanmayı tercih ediyorum. Toshiba bilgisayar üretmeyi bırakmış olsa da, benim tarihi makine yenilenmiş bataryası ve SSD diskinin yanı sıra dört USB, bir HDMI ve hatta ethernet portu ile masaüstü alternatifi olarak çok daha tatmin edici sonuçlar veriyor. İki harici disk ve tarayıcı aynı anda bağlanınca iş ya da eğlence ile ilgili içeriği doğrudan harici disk üzerinde üretmeye olanak tanıyor. Bu, 256 GB’lik dahili diski yormadan çalışmaya olanak tanıyor.

Casper’ın ürünlerine dönersem; dikkat çekici bir diğer nokta, hem USB hem de HDMI portunun bilgisayarın arkasına yerleştirilmiş olması. Bunun nedenlerinden bir bilgisayarın inceliğinin başka alternatif bırakmamış olması ve diğeri de adaptör kullanmaya gerek olmadan bu bağlantı opsiyonlarının sunulmasının istenmesi. Adaptöre yapılan vurgu, Intel’in ve Microsoft’un Apple ile rekabetini çağrıştırıyor. Benzer kategorideki Mac’ler adaptör ile desteklenen C-type kullanmaya geçeli çok uzun zaman oluyor. A4 boyutundaki zarfın içinden çıkan ilk Macbook Air’den beri alternatif ürün için büyük güç harcayan PC’ciler bu savaşlarını sürdürürken görünürlüğü çok artan Intel markasının yanında Microsoft’un adını da geçirmek gerekiyor.

Huawei ile başlayan lansmanlar dizisinde karşımıza çıkan Intel logosu, HP lansmanında “HP ve Intel” ibaresi ile kendisini gösterdi. 13’üncü nesile kadar uzanan işlemciler ve i5 ile i7’nin yanına eklenen i9 seçeneği, Intel’in büyük fabrika yatırımlarının ardından piyasada ne kadar iddialı olduğunu gösterdi. Casper, yan yana koyduğu Intel Core ve NVidia logoları ile bu resmi tamamladı. Tabii firmanın Intel’in bulunmadığı akıllı telefon tarafındaki ürünü ve bunun ana kartını yapabilmesi burada ileri yönde bir ayrışma yaratıyor.

Bağlantı önemli bir tamamlayıcı oluyor

Kablolu bağlantıların yanı sıra kablosuz bağlantı da yeni nesil mobilitenin önemli bir bileşenini oluşturuyor. Casper’ın bahsettiği WiFi7 bağlantı seçeneği, hibrit çalışma alışkanlığının kalıcı hale gelmesi ile birlikte kablosuz internet altyapısı tarafında önemli bir altyapı yenileme trendinin işareti. Bu trend, işle birlikte oyun tarafını da kapsıyor. Hatta oyun tarafının daha önem kazanacağını söylemek mümkün.

Oyun bilgisayarları işi üçe katladı

Bunu Casper’ın iş bilgisayarları 25 bin lira fiyattan başlarken oyun bilgisayarında fiyatın giriş seviyesinin 75 bin lira olmasından anlıyoruz. Tabii miktar/fiyat oyunu olarak bakıldığında bu çok açıklayıcı bir gösterge değil.

Formula 1 otomobillerinin fiyatları ile sokakta giden otomobillerin fiyatlarını karşılaştırmaya benziyor ancak Formula1 bize pistteki teknolojilerin zamanla sokağa taşındığını öğretti. Casper lansmanından aldığımız en önemli ders ise, 12 saatlik pil ömrü sayesinde adaptör olmadan yanında dizüstü bilgisayar taşıyabilmelerinin kullanıcılarının mobilite tarafında en önemli avantajlarından biri olarak görüldüğü. Bu da sağlıklı bir bakış açısı.