Orta Vadeli Programda korumacılık devam ediyor

Sercan BAHADIR
Sercan BAHADIR Gümrükte Gündem

2026-2028 yıllarına ilişkin Orta Vadeli Program (OVP) geçtiğimiz hafta yayımlandı. OVP, önümüzdeki 3 yıla ilişkin makro politikaların belirlenmesi açısından önem taşıyor ve ilkeler, büyüme hedefleri ve bütçe tahminleri gibi konularda temel politika dokümanı olarak dikkate alınıyor. Bir anlamda önümüzdeki 3 yıllık dönem için bir niyet/pozisyon belgesi olarak düşünülüyor. Bu nedenle, OVP’de yer alan bilgiler oldukça önem arz ediyor.

OVP’de hem dünyadaki hem de ülkemizdeki makro ekonomik gelişmeleri özetleyen çok detaylı bir bölüm yer alıyor. Bir önceki OVP’de dünyadaki son gelişmelerin akademik bir dille detaylı bir şekilde açıklandığı görülüyor. Genel görünüm açısından bu bölümlerin de dikkatlice takip edilmesi kritik bir konu olarak öne çıkıyor. Nitekim, küresel ticarete yönelik tespit ve tahminlere oldukça detaylı yer veriliyor.

Küresel ticarette yavaşlama bekleniyor

Enflasyon oranlarının birçok ekonomide hedef seviyelere yaklaşması ve bazı ülkelerde iktisadi faaliyette yavaşlamanın belirginleşmesi, küresel finansal koşullarda sınırlı bir gevşemeye neden oluyor. Bununla birlikte; ticaret politikalarındaki belirsizlikler, özellikle büyük ekonomiler arasında devam eden tarife savaşları ve korumacı eğilimler, küresel ekonomik görünüm üzerinde baskı oluşturuyor. Bu duruma ek olarak jeopolitik gelişmeler, emtia fiyatlarındaki oynaklık ve tarife savaşları eklenince küresel ticarette bir yavaşlamanın olacağı ve 2026 yılında küresel ticaret artış oranının %3’ten %2’ye düşeceği tahmin ediliyor.

Orta Vadeli Programda korumacılık devam ediyor - Resim : 1

Dış ticarete yönelik OVP neleri vaat ediyor?

Ticaret Bakanlığı, OVP’ye ilişkin yaptığı duyuruda önümüzdeki 3 yıllık dış ticaret politikasını özetle duyurdu. Duyuruda, gelecek yıllarda dış ticarette odaklanacağımız konular aşağıdaki şekilde sıralandı:

- İhracatta rekabetçiliğin artırılması

- Yeni pazarlarda güçlenme

- Yerli üretimin korunması

- İthalat bağımlılığının azaltılması

- Dış ticarette iş süreçlerinin kolaylaştırılması

Bu bağlamda, OVP’de gümrük birliğinin güncellenmesine de yer verildiği görülüyor. Özellikle, bağımsız serbest ticaret anlaşması yapamıyor olmak ihracat pazarlarını genişletme anlamında oldukça dikkat çekiyor. Bu nedenle, gümrük birliğinin güncellenmesine yer verilmesi önem taşıyor.

Yeni planda, küresel ticarette artan korumacılık eğilimini ve ticaret savaşlarını bir fırsata dönüştürülmesine yönelik bir yaklaşıma yer verildiği görülüyor. Bu bağlamda, küresel ticarette artan korumacılık eğilimlerinin dikkatle takip edileceği, ortaya çıkan fırsatlardan azami düzeyde istifade edilirken söz konusu gelişmelerin beraberinde getirdiği risklerin dengeli ve etkin bir yaklaşımla yönetileceği belirtiliyor. Ayrıca, yüksek katma değerli ve yoğun ihracat artışını teşvik eden kritik ürün ve teknolojilerde ithalata bağımlılığın azaltılacağı, hizmetler sektöründe ise ülkemizin potansiyelinin daha etkin şekilde kullanılacağı ifade ediliyor.

Artan korumacılık eğilimlerinin doğurduğu risk ve belirsizlikleri yönetmek için mevcut ticaret anlaşmalarının derinleştirilmesi ve potansiyel ihracat pazarlarına yönelik yeni ticaret anlaşmalarının müzakere edilmesine yönelik ticaret diplomasisi araçlarının etkin bir şekilde kullanılacağı vurgusu oldukça önemli. Bu noktada, Suriye ve Amerika Birleşik Devleri gibi iki kritik örnek, ülkelerle ticaretin artırılması açısından diplomasinin önemini ortaya koyuyor.

Buna ek olarak, ithalat bağımlılığı ile arz güvenliği konusuna aynı başlıkta yer verilmesi kritik bir konu olarak öne çıkıyor. Son yıllarda arama ve üretim faaliyetleri sayesinde ekonomiye kazandırılan rezervlerin ithalat bağımlılığını azaltmaya katkısının sürdürüleceği görülüyor. Bu doğrultuda, ithalatın makroekonomik çerçevedeki hedeflerle çelişmeyen seviyelerde kalmasını teminen arz güvenliği göz önünde bulundurularak, enerji ve diğer kritik emtialar gibi unsurların yurt içinde üretimi teşvik edilecek ve tüketim malı ithalatına olan talebin sınırlandırılacağı belirtiliyor.

Son olarak, dış ticarette iş süreçlerinin ve ihracat işlemlerinin kolaylaştırılmasını teminen gümrük idareleri ile gümrük kapılarının işlem kapasiteleri artırılmasının ve hem fiziki hem de teknolojik altyapıların yerli kullanım imkânları gözetilerek geliştirilmesinin yeni dönemde plana dahil edildiği görülüyor.

Ne yapılmalı ya da yapılmamalı?

OVP’de korumacılığa çok net yer veriliyor olması dış ticaret uygulamaları açısından en önemli konu olarak öne çıkıyor. Dünya ticaretinde yoğun ticaret savaşlarının yaşandığı bir dönemde bundan farklı bir yaklaşım beklemek doğru olmayabilir. Ancak, dış ticaret yapımızın ithalata bağımlılığının hammadde ve girdi tedariğinden oluşması nedeniyle korumacılıkta çok dikkatli olmamız gerekiyor. Bu konuda dikkatli olunmaması ve aşırı korumacılıkla sonuçlanması durumunda üretim, istihdam ve ihracat olumsuz etkilenebilir.

Korumacılığa sadece ithalatta ek bir vergi olarak bakmamak gerekiyor. Tarife dışı engel olarak kullanılan birçok uygulama ile yerel üreticiler korunabiliyor. Gözetim veya kayıt belgesi, standart kontrollerle gümrükte kontroller gibi araçlar, korumacılıkta ek vergiden daha da önemli hale geliyor. Bu nedenle, arz güvenliği ile ithalat bağımlılığını azaltma hedefine ulaşırken üreticileri ve üretici-ihracatçıları odak noktaya koymak büyük önem taşıyor. Arz güvenliği ile ithalat bağımlılığının azaltılması adına üreticiler ve üretici-ihracatçılar dikkate alınarak bir denge sağlanması gerekiyor.

Diğer tarafta dış ticaret işlemlerinde kolaylaştırma ihracat için çok net ifadeler içerirken ithalatta buna yer verilmediği görülüyor. Genel OVP’de, ihracat ile birlikte dış ticaret açığının azaltılması hedefleniyor. Ancak, bu hedefe ithalatı zorlaştırarak ulaşılmaya çalışılması üreticileri/ihracatçıları olumsuz etkiliyor. Özellikle gümrükte kontrollerde diğer kurumlar tarafından aranan izin ve uygunluk belgelerinin alım süresinin uzunluğu gümrük işlemlerinin arzu edilen hızla sonuçlanmasını de engelliyor. Bu noktada, tek çözümün Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü (YYS) uygulamasının diğer kurumlar tarafından tanınması olduğunu belirtiyoruz. Eşya odaklı kolaylaştırma yerine şirket odaklı kolaylaştırma bu sorunu aşabiliyor. Her kurum kendi kriterlerine göre bir YYS oluşturabilir ve bu kriterleri sağlayarak hak eden şirketlerin kontrolleri daha geç ve daha az olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
TAREKS yenileniyor 06 Ağustos 2025