Rekabet korkusu
Eski Yunan’dan Bizans’a, feodalizmin kuşattığı Avrupa’dan, kapitalizmin doğduğu Avrupa’ya ve günümüze değin üretici, satıcı için rekabet hep korkutucu oldu. Korkunun nedeni elbette işyerini kaybetmek, kazancının azalması ya da kârının düşmesidir. Geçmişten bu yana devletler de diğer ülkelere karşı kendi üreticisini, satıcısını korumak için çeşitli yöntemler geliştirdi. İthalat vergileri, kotaları ve teşvikler rekabetten kaçınmak için kullanıldı. Yurtiçinde ise üreticiler kendi aralarındaki rekabeti en aza indirmek için devleti regülasyonlara zorlarken, kendileri de çeşitli yollarla piyasaya giriş engelleri koydular. Feodalizm hüküm sürdüğü ve çözülüş döneminde kentlerde etkin olan lonca sisteminin ana amaçlarından birisi de rekabeti en aza indirgemekti. Bunu da piyasaya giriş engelleri koyarak yaptılar. Osmanlı Devleti’ndeki Ahilik kurumsal yapılanmasının birincil amacı piyasaya girişi zorlaştırmaktı. Böylece fiyatların düşmesini, dolayısıyla kârlarının azalmasını engellemeye çalışırlardı.
Rekabet piyasanın temel dayanağıdır. Rekabeti azaltan hatta piyasayı yok eden de kendisini piyasacı olarak gösteren kapitalizmdir. Bunun nasıl olduğunu anlatmak uzun. Önerim konu ile ilgili okuma yapmanızdır. Devam edelim. Kapitalizmde şirketlerin büyümesi, kimi zaman tekelci, kimi zaman oligopolist firma konumuna gelmeleri devleti ekonomiye ilişkin kararlarda kuşatır. Braudel ifadesi ile “kapitalizm ancak devletle özdeşliğinde, devlet olduğunda başarıya ulaşır”. Bundan dolayı kapitalistler hep devletten yardım ister, koruma ister. Bir taraftan da işler iyi ise devletin ekonomiye bulaşmasını istemez, ancak devlet şemsiyesinin de tepesinde yer almasından asla vazgeçmez. Yıllar önce bu durumu anlatıp, kapitalistlerimiz ne zaman devletten vazgeçecek diye sorduğumda genç bir baba kaynaklı kapitalist ayağa kalkıp, biz devleti istemiyoruz, neden böyle söylüyorsunuz diye söylemime karşı çıkmıştı. Alkış da almıştı, çünkü toplantı işverenlerce düzenlenmişti. O zaman da haklıydım, şimdi de. Genç kapitalisti de az okuduğu için hoş görmüştüm. (Ne yazık ki bu kitle yani okuryazarlığı olup, okumaları olmayanlar devlete, basına, şirketlere, STK’lara, sokağa hatta üniversitelere egemen oldu).
Trump kendine merkantilist
Ancak baba, kapitalist devletler ve büyük kapitalistler de çaktırmadan rekabetten kaçınınca, artık ayıp ediyorsunuz demek gerekiyor. Son olarak bu hafta Çin'le ihracatta baş edemeyen ABD, Dünya Ticaret Örgütü ilkelerini ve ikili anlaşmaları çiğneyerek Hong-Kong'u Çin'e uygulanan yaptırım listesine aldı. Trump, göreve geldiğinden bu yana izlediği “kendime merkantilist” tutumunu bir kere daha ortaya koydu. Kendine merkantilist ile kast ettiğimiz ABD'yi ithalata kapatırken, diğer ülkeleri (başta Çin) ABD mallarına karşı kapılarını sonuna kadar açmalarını istemesidir.
Ülkemizde de özel sektör rekabetten hep korktu. İthal ikameci sanayileşme modelini çok sevmişlerdi. Bundan dolayı 1996 yılında Türkiye-AB Gümrük Birliği uygulamasına geçerken (Ortaklık konseyi kararı 5 Mart 1995) birçok sektör temsilcisi ayrıcalık istedi. Bizim sektör antlaşmaya daha sonra dahil olsun diye adeta hükümete baskı uyguladılar. Hükümet (DYP- SHP koalisyon hükümeti, Başbakan Tansı Çiller) reddetti. Özel sektörün savunusu basitti, rekabet edemeyiz, sanayi batar. Sonuç mu, sanayi batmadı, sanayinin temel direği otomotiv ve dayanıklı tüketim malı üretimi ve ihracatı Türkiye ihracatının motoru oldu.
Hatta 2018 ve 2019 yılında AB ile dış ticarette Türkiye fazla verdi. 2018 yılında dış ticaret fazlası 37 milyon 795 bin dolar, 2019 yılında 8 milyar 813 milyon dolar olurken, bu yıl ilk beş ay da açık verdik, ancak açık sadece 62 milyon 434 dolar oldu.
Rekabet Türk sanayisini batırmadı, tam aksine ona ihracatçı olma şansını verdi. Şimdilerde salgın nedeni ile birçok ülkede uygulamaya giren gümrük vergileri başlangıçta sevinçle karşılanabilir, ancak uzun dönemde fayda/ maliyet analizi iyi yapılmalı.
Bunları söylerken küreselleşmenin rekabette haksızlık yaptığını, Çin gibi ülkeleri sosyal dampinge sürüklediğinide unutmuyoruz. Dolayısıyla Dünya Ticaret Örgütü uluslararası haksız rekabetin önünde barikat olurken, yurtiçinde de Rekabet Kurumu haksız rekabete karşı durmalı. Buna imalat sanayindeki oligopolist hatta düopolist yapıların rekabette yarattığı tahribatı ve enflasyon üzerindeki etkisini araştırarak başlayabilir.
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.