"Seçim bitti, gerçeklere döndük..."

Emre ALKİN
Emre ALKİN PAYLAŞMASAK OLMAZDI

Aslında gerçeklerin içindeydik. Sadece seçim bitince dertlerin biteceğini sananlar vardı. Belirsizlik asıl şimdi başlıyor. En azından yeni bir açıklama gelene kadar.

Bu arada hayat pahalılığı artmaya devam ediyor, cari açık ve kamu açığı da benzer şekilde artıyor. Türk-İş'e göre Ankara'da yaşayan 4 kişilik bir aile için Mayıs ayında açlık sınırı % 2,2 artmış ve 10.362 TL olmuş. Yıllık ise %72,2. Bu arada 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı ise 33 bin 752 TL'ye yükselmiş. Hep söylediğim gibi tek kişinin çalıştığı bir ailede geçinmek neredeyse imkânsız hale geldi. Unutmada, bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti de aylık 13 bin 440 TL’ye yükselmiş durumda. Özetle enflasyonun sebebine inmeden sadece ücret zammıyla bu işin altından kalkmak mümkün değil. 

Seçimler biter bitmez Dolar/TL'nin yükselişe kaldığı yerden devam ettiğini görmekteyiz. Bir ayda %5 artan doların daha da yükseleceğini söylemek falcılık olmaz. Faizler de benzer şekilde hem mevduat hem de kredi tarafında yükseliyor. Ancak, faizin herhangi bir seviyesinden para bulmak kolay değil. Herkes Cuma günü açıklanması beklenen kabine ve ekonomik modele dikkat kesilmiş durumda. 

"Reçetemiz var elbette..."

Oldukça tecrübeli bir yatırımcıyla ayaküstü sohbet ederken, bana "borsa önce yükselir sonra kendi yağında kavrulur" dedi. Bu da gösteriyor ki endeksi hareketlendiren ne varsa yükselecek, sonrası meçhul. Burada da ekonomik model merakla bekleniyor. Çünkü faiz ve dövizin akıbeti belli olacak. 

Dış ticaret tarafından da iyi haber gelmiyor. Dış ticaret Açığı artıyor, eskinden "ihracat rekor kırıyor ama ithalat da" diye serzenişte bulunurduk. Şimdi ise "ihracat ithalattan daha hızlı düşüyor" diyoruz. Bu durumda ekonomi yavaşlarken de cari açık artmaya devam ediyor. Kamu açığı zaten malumunuz. 

Elbette tüm bunların reçetesi var. Belirlenmiş bir takvim dahilinde serbest piyasa şartlarına dönmek, politika faizlerini itidalli ama kararlı bir şekilde yükseltmek, döviz piyasasındaki birikmiş stresi kontrollü şekilde azaltmak lazım. Döviz konusunda sanıyorum böyle bir adım atılıyor ama politika faizleri için belki de yerel seçimlere kadar bir hareket olmayacak. Merkez Bankası ve BDDK'nın kredi koşullarını zorlaştıran hamleleri devam ederse, hem büyüme yavaşlayacak hem de enflasyon yükselecek. İdarenin bunları birini serbest bırakması gerekir ki, aynı anda tüm dertler başımıza gelmesin. Enflasyona odaklanırsak faizleri serbest bırakacağız, büyümeye odaklanırsak piyasadaki para miktarını artırıp kredi koşullarını iyileştireceğiz. Bunun için faizleri düşük tutmaya gerek yok, "para olsun da maliyetine razıyım" diyenlerin sesi duyulmalı. 

Bakalım cuma ya da haftasonu açıklanması beklenen kabine ile yeni model kimleri ve neleri içerecek? Dün Hakan Güldağ ve Barış Esen üstatlarla yaptığımız canlı yayında şunu söyledim: "Model değişmedikçe, isimlerin değişmesinin bir faydası olmayacak". Daha önce atanan ve görevinden alınan ya da görevden affını isteyenlerin piyasada yarattığı olumsuz etkiyi tecrübe ettik. Pırıltılı isimlerle yola devam edilecekse, onların özgür iradelerine alan açılması gerektiğine inanıyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar