Sorun mevduat faizinin düşüklüğü değil, enflasyon hedefine güvenmemek

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ

Önümüzdeki bir yılın resmi enflasyon tahmininin yüzde 24.7 olduğunu söylesem eminim şaşırırsınız. Resmi tahmin diyorum, çünkü bu oran Merkez Bankası’na ait. Herhangi bir metinde yer almayan bu orana oturup birkaç basit hesap yaparak ulaşmak mümkün. Bu oranı nasıl hesapladığımı anlatacağım.

Peki önümüzdeki bir yılda enflasyon resmi olarak bu düzeyde tahmin edilirken yine Merkez Bankası verilerine göre yüzde 53.25 olan net mevduat faizine niye burun kıvrılıyor?

Tüm sorunumuz bu soruya verilecek yanıtta gizli.

Yüzde 53 faiz tartışma götürmeyecek bir gerçek, bankalar bu faizi veriyor. Ama gerçek olmayan, gerçekleşeceği konusunda büyük kuşku duyulan yüzde 24.7’lik enflasyon. Aksi olsa, yüzde 24.7’ye güvenilse herkes mevduata hücum eder, zaten o faiz de aşağı gelirdi. Böyle bir durumda geçen hafta yoğun olarak yaşandığı gibi kimse ne döviz büfelerinin önünde kuyruk olurdu, ne kuyumcuların önünde...

Önümüzdeki bir yıllık dönem için öngörülen enflasyon ve bu dönem için verilen faizi detaylı olarak ele almadan önce reel faiz hesabında yapılagelmekte olan yanlışa değinelim.

Biri geçmiş dönem, biri gelecek...

Mevduat faizi ile enflasyon oranının kıyaslaması yapılırken düşülen çok belirgin bir hata var:

Açıklanan son enflasyon oranı ile vaat edilen faizi kıyaslamak...

Açıklanan enflasyon artık geride kalmış dönemdeki durumu gösteriyor. O dönem bitti gitti!

Vaat edilen faiz ise gelecek dönemi, örneğin bir yılı kapsıyor.

Gerçek zamanlı ve gerçek oranlı bir örnek verelim...

Yıllık enflasyon oranı TÜFE’ye göre yüzde 67. Şubat itibarıyla oluşan son oran bu. Bu oranın gerçeği yansıtıp yansıtmadığı tartışması apayrı bir konu.

Yapılmakta olan yorumlar üç aşağı beş yukarı hep aynı:

“İşte resmi enflasyon bile yüzde 67. Üstelik yıllık oranın mayısta yüzde 74-75’e çıkacağı kabul ediliyor. Oysa verilen faiz kaç, en fazla yüzde 50 civarı. Demek ki çok ciddi bir negatif faiz var...”

İlk bakışta doğru izlenimi veren bir değerlendirme.

Ama bu temelden yanlış bir değerlendirme.

Yüzde 67, “mart 2023-şubat 2024” dönemini kapsayan bir yıldaki fiyat artışı.

Vaat edilen yüzde 50 faiz ise “mart 2024-şubat 2025” dönemini kapsayan faiz.

Yani sonuçta tümüyle farklı iki dönem için karşılaştırma yapılmış oluyor.

Yıllık faizin hangi düzeyde bulunduğunu da tam olarak verelim. Merkez Bankası’nın tüm bankaların ortalamasını gösteren verilerine göre 1 Mart itibarıyla yıllık bileşik faiz bir aya kadar vadede yüzde 44.56, üç aya kadar vadede yüzde 53.25, altı aya kadar vadede yüzde 50.61, bir yıla kadar vadede yüzde 41.55, bir yıl ve daha uzun vadede yüzde 40.45; tüm vadeler ortalamasında ise yüzde 47.82 düzeyinde bulunuyor.

Mevduatın ağırlıkla 32 gün vadeli olarak tutulduğunu göz önünde bulundurursak faizi yüzde 53.25 olarak almak yanlış olmaz.

Yüzde 53 faiz mi var, hangi banka veriyor” diye itiraz edenler olabilir. Unutulmasın bu bileşik faiz. Basit yüzde 45-46 faizin yüzde 5 stopaj düşüldükten sonraki bileşiği yüzde 53’ü aşıyor.

Şu günlerde bankaların çoğunun 32 gün vadeli mevduata uyguladığı faiz de zaten yüzde 45-46 dolayında. Ancak bu faizin yıllık yüzde 53 getiri sağlayabilmesi, mevduat hesabının her ay aynı orandan yenilenmesiyle mümkün. Gelişmelere göre basit faiz yukarı gider ya da aşağı çekilirse yüzde 53 de tabii ki değişir.

Ama şu anki durumda basit faiz yüzde 45-46, bileşik faiz yüzde 53...

Enflasyonun bir kat fazlası faiz!

Gelelim başlıkta ve girişte değindiğimiz detaya...

Mevduat faizi belli, bir ay vadelinin yıllığı yüzde 53.

Bu oran nasıl mı enflasyonun bir kat fazlası olur?

Ben demiyorum, Merkez Bankası örtülü biçimde bunu vaat ediyor. Şöyle:

- Merkez Bankası’nın bu yılki enflasyon tahmini kaç?

- Yüzde 36!

- Evet; şimdi bak, iki ayda yüzde 11.5 artış olduğuna göre kalan on ayda ne kadar artış bekleniyor; ben söyleyeyim, yüzde 22.

- Nereye varacaksın böyle?

- Dur sabret; 2025 enflasyon hedefi de yüzde 14 olduğuna göre ocak-şubat artışı yüzde 2.2 varsayılıyor demektir. Yani bu yıl on aydan yüzde 22, 2025’in ilk iki ayından yüzde 2.2; toplamı ne eder, yüzde 24.7.

- Şu durumda marttan itibaren önümüzdeki bir yılın enflasyonu yüzde 24.7 mi olacak diyorsun?

- Ben demiyorum ki, Merkez Bankası diyor. Bu yıl yüzde 36’da kalınamasa ve üst sınır olan yüzde 42’ye çıkılsa bile o durumda da bu yılın kalan on ayı için yüzde 27, ekle üstüne ocak ve şubatın yüzde 2.2’sini, toplam yüzde 30 ediyor.

- Yani sen diyorsun ki önümüzdeki bir yıldaki enflasyon yüzde 25, bilemedin 30 olacak; neyine yetmiyor yüzde 53 mevduat faizi!

- Aman sakın! Ben bir kere kimseye bu faiz neyine yetmiyor diyemem, ikincisi de bu tahmini tümüyle Merkez Bankası’nın öngörülerine dayandırdığımı bir kez daha söyleyeyim. Merkez Bankası’nın verilerine herkes ulaşabilir ve bu hesabı herkes yapabilir.

Temel sorun, güven!

İşte veriler ortada. Önümüzdeki bir yılda “Merkez Bankası’nın tahminlerine göre” enflasyon yüzde 25, en fazla yüzde 30 olacakken bu dönem için verilen yüzde 53 net faize burun kıvrılıyorsa siyasiler başta olmak üzere ekonomi yönetimi ve tabii ki Merkez Bankası; herkes şapkasını önüne koyup düşünmek durumunda.

“Biz ne yaptık da vatandaşı ilan ettiğimiz hedeflere, tahminlere böylesine güven duymaz hale getirdik” diye...

Düşünsenize eğer önümüzdeki bir yıl için resmi olarak tahmin edilen yüzde 25 dolayındaki enflasyonda kalınacağına güvenilse yüzde 53 faiz çok iyi bir kazanç demek. Enflasyon düştükçe faizin de düşmesi muhtemel ya o durumda git yaklaşık yüzde 42’den bir yıl vadeli mevduat hesabı açtır, kendini garantiye al!

Ama vatandaş geçmişten dersini çıkardı!

Ne bir aydan uzun vadeli mevduatı ve faizi tercih ediyor, ne önümüzdeki bir yılda enflasyonun öyle yüzde 25’lere, 30’lara düşeceğine inanıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
ALAATTİN AKTAŞ YAZDI 30 Nisan 2024