Ukrayna’nın işgalinin ekonomiye etkileri

Ömer Faruk ÇOLAK
Ömer Faruk ÇOLAK EKONOMİ ATLASI

Putin, pazartesi gecesi ağzındaki baklayı çıkardı ve "Bu ülkelere (eski SSCB üyesi ülkeleri kast ediyor) SSCB’den ayrılma hakkı vermek, Rusya’nın temeline döşenen bir mayındı. Donbas Bölgesi tarihsel olarak Rusya'nın bir parçasıdır" dedi. Bu sözden sonra sürekli Rusya’ya sevecen görünmeye çalışan, belirsiz, ne olduğu anlaşılamayan yaptırımlar geveleyerek yanıt vermeye çalışan NATO ve AB şimdi nasıl bir tepki gösterecek merakla beklenmekte.

Rusya 2014 yılında da Kırım’ı ilhak etti. Şimdi de adım adım Ukrayna’nın geri kalanını yutmaya çalışıyor. Rusya, böylece 21. yüzyılda ülkelerin topraklarını ilhak ederek büyüyen bir imparatorluğa dönüştü. Rusya’nın, Ukrayna’nın iki bölgesini daha ilhak etmesi ve ardından Ukrayna’yı işgal etmesiyle birlikte yaşanacak olası sonuçları şöyle özetleyebiliriz:

  • Rusya ve Ukrayna’nın zengin enerji, buğday, nikel ve diğer temel gıda kaynaklarına bağımlı olan ülkeler, fiyat artışlarıyla karşı karşıya kalacak.
  • Pandemi tarafından hırpalandıktan ve tedarik zinciri tıkanıp fiyatlar sıçradıktan sonra, küresel ekonomi, Avrupa sınırında silahlı bir çatışmayla başka bir öngörülemeyen yola girmiş olacak.
  • ABD tarafından uygulanacak olası yaptırımlar ve Rusya'nın misilleme potansiyeli, hisse senedi getirilerini aşağı çekecekve gaz fiyatları daha çok yükselecek.
  • Rus birliklerinin düpedüz saldırısı, enerjive gıda fiyatlarında baş döndürücü artışlara neden olabilir, enflasyon korkusu yatırımcıları korkutabilir, bu küresel ekonomilerde yatırım ve büyümeyi tehdit edebilir.
  • Tüm bu olası etkilere rağmen Covid-19’un neden olduğu kadar yıkıcı olmayacak. Rusya, 146 milyon nüfusu ve devasa bir nükleer cephaneliğiyle kıtalar arası bir dev ve aynı zamanda nükleer enerjinin önemli bir tedarikçisi.  Ancak, üretimde bir güç merkezi olan ve karmaşık tedarik zincirleriyle yakından örülmüş Çin'e göre Rusya küresel ekonomide küçük bir oyuncu.

Rusya, büyük bir benzin istasyonu

  • Örneğin İtalya, Rusya’nın yarısı kadar nüfus ve daha az doğal kaynağa, ancak Rusya’nın iki katı büyüklükte bir ekonomiye sahip.  Polonya, Avrupa Birliği'ne Rusya'dan daha fazla mal ihraç ediyor. Harvard Üniversitesi’nden Jason Furman’ın ifadesiyle "Rusya, petrol ve gaz dışında küresel ekonomi açısından önemsiz bir ülke. Aslında Rusya, büyük bir benzin istasyonu.”
  • Avrupa, doğalgazının yaklaşık yüzde 40'ını ve petrolünün yüzde 25'ini Rusya'dan alıyor. Avrupalıların zaten yükselmiş olan ısınma ve gaz faturaları daha da yükselecek.
  • Rusya dünyanın en büyük buğday tedarikçisidirve Ukrayna’yla birlikte toplam küresel ihracatın yaklaşık dörtte birini yapıyor. Bazı ülkelerin (Mısır ve Türkiye'nin) toplam buğday ithalatının yüzde 70'inden fazlasını Rusya yapıyor. Bu, ekonomik krizin ortasında olan ve yüzde 50'ye yaklaşan enflasyonla, hızla yükselen gıda, yakıt ve elektrik fiyatlarıyla mücadele eden Türkiye'yi daha da zorlayacak.
  • Uzun zamandır “Avrupa'nın ekmek sepeti” olarak bilinen Ukrayna, buğday ve mısır ihracatının yüzde 40'ından fazlasını, daha fazla gıda kıtlığı ve fiyat artışlarının toplumsal huzursuzluğu körükleyebileceğine dair endişelerin olduğu Orta Doğu veya Afrika'ya gönderiyor. Örneğin, yüzyıldan fazla bir süredir en yıkıcı ekonomik krizlerden birini yaşayan Lübnan,buğdayının yarısından fazlasını, aynı zamanda dünyanın en büyük ayçiçeği ve kolza tohumu yağı ihracatçısı olan Ukrayna'dan alıyor.
  • Pandemi döneminde görüldü ki bir bölgedeki küçük kesintiler çok uzaklarda büyük aksamalara neden olabiliyor. Gaz, buğday, alüminyum veya nikel gibi münferit kıtlıklar ve fiyat artışları, hala salgından kurtulmak için mücadele eden bir dünyada kartopu etkisi yaratabilir.
  • ABD’de Merkez Bankası Fed, Ocak ayındaki yüzde 7,5’le 40 yılın en yüksek enflasyonuyla karşı karşıya ve önümüzdeki ay faiz oranlarını yükseltmeye başlaması bekleniyor. Avrupa'daki bir çatışmanın yol açtığı yüksek enerji fiyatları geçici olabilir ancak ücret-fiyat sarmalına ilişkin endişeleri besleyebilir.
  • Ayrıca, paladyum, alüminyum ve nikel gibi temel metallerin olası kıtlığı, hâlihazırda salgından zarar gören küresel tedarik zincirlerinde başka bir aksamaya neden olabilir. Dahası enflasyon korkuları körüklenebilir.
  • Örneğin, otomotiv egzoz sistemlerinde, cep telefonlarında ve hatta diş dolgularında kullanılan paladyumfiyatı, dünyanın en büyük metal ihracatçısı olan Rusya'nın küresel pazarlardan çekilebileceği korkusuyla son haftalarda yükseldi. Çelik ve elektrikli araba akülerinin yapımında kullanılan nikelin fiyatı da yükseliyor.
  • Biden yönetiminin Rusya'ya karşı düşündüğü, SWIFT(uluslararası ödeme sistemi) erişiminin kesilmesi veya şirketlerin Rusya'ya Amerikan yapımı bileşenler içeren herhangi bir şey satmalarının engellenmesi gibi bazı yaptırımlar, Rusya’yla iş yapan herkese zarar verebilir.      

 

Rusya’nın ithalatımızdaki payı 2021’de %16,7

Türkiye bu süreçte hükümet olarak da kamuoyu olarak da “gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım” pozisyonunda. Bazıları Rusya’yı sosyalist sanırken, NATO’yu emperyalist kefeye oturtuyor. Hata.

Türkiye dış ticarette zaten Rusya ve Çin’e teslim olmuş durumda. 2021 yılı verilerine göre Türkiye’nin toplam ihracatı içinde Rusya’nın payı %2,5, Çin’in payı %1,6 iken, toplam ithalatı içinde Rusya’nın payı %16,7, Çin’in %11,6. Bu ülkeyle dış ticaret açığımız ise 51,8 milyar dolayında.Kaynak: TÜİK veri tabanı.

Türkiye son yirmi yılda dış ticarete konu olmayan inşaat sektörüne kaynak ayırmak yerine yenilebilir enerjiye kaynak ayırsaydı, imalat sanayiinde ara malı ve tarım sektörüne kaynak ayırsaydı, ne Rusya’ya enerji ve tarım ürünü bağımlılığı ne de Çin’e ara malı bağımlılığı olurdu. 

Bilginin yerini aksak inanç alınca yanılmak da, yok olmak da normal.

Okuma Önerisi: İktisat ve Toplum Dergisi, Ocak-2022 ve Şubat -2022 sayıları.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Banka Aşkı 24 Nisan 2024
Enflasyonun bedeli  03 Nisan 2024
TCMB çıplak 20 Mart 2024
İktisatçılar korosu 28 Şubat 2024