Yanlış faiz dolandırıcının işini kolaylaştırır

Servet YILDIRIM
Servet YILDIRIM Ekonominin Halleri

Hikâyeyi duymayan kalmadı. Futbol ve iş dünyasından bazı ünlü isimler bir bankacı tarafından yüksek getiri vaadiyle kandırılmış ve fena halde dolandırılmışlar.  Medyada bu ünlü futbol adamlarının nefes kesen yatırım maceralarını soluksuz okurken aklıma faiz tartışmaları geldi.

Bu olay ilk defa bizde olmuyor. Geçmişte de birçok yerde yaşandı. Pek çok örneği var. Mesela Amerika’da ünlü banker Bernie Madoff yıllık getirilerin tek hane olduğu bir ortamda yatırımcılarına çift haneli getiri sunduğu için binlerce yatırımcıyı kandırabildi. Hem de bu Ponzi oyununu 40 yıl sürdürdü, yakalandığı an itibariyle 65 milyar dolarlık bir fon yönetiyordu. Ama ortada böyle bir para yoktu. Türkiye’de de geçmişte banker vakası gibi yüksek getiri arayan birçok kişiyi mağdur eden olaylar yaşandı.

İşin denetim ve düzenleme tarafı önemlidir ve üzerinde ayrıca durulması gerekir ama bir de uygulanan politikanın bu tür dolandırıcılıklara zemin hazırlaması var. Bu da meselenin ayrı bir boyutudur. Piyasalarda yatırımcıların ve tasarruf sahiplerinin önemli bir kısmı her zaman yüksek getiri arayışındadır. Eğer bir ekonomide faizler çok düşük, hatta reel olarak negatifse ve denetleyici-düzenleyici kurumlar da uyuyorsa o ülkede yüksek getiri arayanları çekmeye yönelik dolandırıcılık için potansiyel var demektir. 

Türkiye’de de son birkaç yılda buna uygun bir ortam vardı. Türkiye para politikasında yaklaşık iki yıllık bir sıra dışı dönem yaşadı. Kimisi buna “akıl tutulması dönemi” diyor ama biz sıra dışı diyelim. Bu dönemde bozuk enflasyon görünümüne ve artan tehdidine rağmen politika faizi hızlı ve uzun süreli bir şekilde aşağı çekildi. Böylece enflasyon patlatıldı, Türk lirası değersizleştirildi, ülkede dolarizasyon teşvik edildi. Faizler baskılanınca parasını Türk lirası mevduatta ya da diğer tasarruf araçlarında tutanlar enflasyon karşısında kaybettiler. Tasarrufları negatif reel faiz oranında eridi.

Bu dönemde para politikası gücünü; Merkez Bankası itibarını ve faizler ise göreliliğini ve bir ölçüde anlamını kaybetti.

İşin kitabında yazar. Böylesi bir ortamda reel faizin uzun bir süre negatif olması ekonomideki tasarruf ve harcama tercihlerini değiştirir. Halkın tasarruf alışkanlığında döviz ve altının ağırlıklı yer tutması, gayrimenkul ve otomobil piyasasının cazip hale gelmesi, bazı varlıkların yastık altında tutulması gibi sonuçlar yaratırken farklı davranışları da tetikler. Tasarruf sahibini başka alanlara yöneltir. Futbolcuların olayında ya da Çiftlik Bank gibi diğer dolandırıcılık vakalarında olduğu gibi yüksek getiri vaatlerine yöneltir. Kurbanının bekleyen dolandırıcının işini kolaylaştırır.

Merkez Bankası’nın Mayıs sonundan bu yana yaptığı arttırımlar ve özellikle geçen haftaki beş puanlık faiz arttırımından sonra Türkiye’de hem politika faizi hem de diğer faizler daha anlamlı bir seviyeye gelmeye başladı. Bu önemli bir gelişmedir çünkü çok net gördük ki; faizler olması gereken yerlerden çok farklı seviyelere çekildiği zaman bunun ekonomide ve davranışlarda ciddi yan etkileri olabiliyor.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Çare “Mali Kural” 16 Mayıs 2024