2023, Avrupa ve ABD’de resesyon yılı olacak

Enerji krizinin giderek derinleştiği ve Brüksel’in elektrik piyasasına müdahaleye hazırlandığı Avrupa’da 2023 yılının resesyon yılı olması bekleniyor. ABD için de resesyon öngörüleri artıyor ve ABD’li ekonomist Steve Hanke’ye göre resesyonun suçlusu Fed’in benzeri görülmemiş parasal genişlemesi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
2023, Avrupa ve ABD’de resesyon yılı olacak

Hilal SARI

Avrupa’nın enerji krizinin sadece 2022 kışı değil, 2023 ve ötesinde de devam etmesi beklenirken, uzmanlar 9 Eylül’de enerji bakanları acil toplanan Avrupa Birliği’nin 2023 yılında doğalgaz kaynaklı bir resesyon yaşayacağını öngörüyor. Alman yatırım bankası Berenberg 2023’te Euro Bölgesi GSYH’sinin yüzde 1,5 daralacağını öngörüyor ve enflasyon beklentisini yüzde 5’ten yüzde 6,1’e yükseltti. Berenberg Başekonomisti Holger Schmieding Financial Times’daki habere göre “Doğalgaz fiyatlarındaki artışlar Avrupa ekonomilerine yeni ağır bir darbe vuruyor. Tüketiciler ve şirketler için yükselen fiyatlar resesyonu derinleştirecek ve enflasyon görünümü daha da kötüleştirecek” değerlendirmesini yaptı.

“Pandemi öncesine dönmesi zor olacak”

Capital Economics Avrupa Başekonomisti Andrew Kenningham da 2020 yılına göre 14 katına çıkan doğalgaz fiyatlarının büyüme üzerindeki etkisinin ‘uzun vadeli’ olacağı konusunda uyardı. Kenninghem “özellikle metal ve kimyasal gibi sektörlerde Avrupa’nın rekabetçi gücünü kalıcı olarak kaybedebileceğini ve pandemi öncesi büyüme trendine dönmesinin zor olacağını” söylüyor.

“Enerji krizi birkaç kış devam edebilir”

Avrupa’nın en büyük enerji şirketlerinden Shell Plc’nin CEO’su da Avrupa’nın enerji krizinin “sadece bu kış değil gelecek kışlarda da” devam edebileceğini öngörüyor. CEO Ben Van Beurden, Norveç’te gerçekleştirdiği basın toplantısında “Birden fazla kış devam edebilecek bir kriz ve alternatif kanalların altyapı inşası sürerken, verimle tasarruf yapmamız, sanayiden kesip hanehalklarına yönlendirmemiz gerekebilir” diye konuştu. Bunun kolay bir iş olacağını söylemenin ‘fantezi’ olduğunu belirten Van Beurden “Gerçekle yüzleşmek zorundayız” ifadelerini kullandı. CEO Van Beurden geçen ay yaptığı açıklamalarda da enerji pyiasasının muhtemelen sıkı kalmaya devam edeceğini, arz tarafında kısıtlar olacağını ve fiyatların sadece bu yıl değil gelecek yıl da volatil seyrini sürdüreceğini söylemişti. Tesla CEO’su Elon Musk da aynı konferansta yeşil dönüşüm için kısa vadede petrol ve doğalgaz kullanılması gerektiği görüşünü paylaşmış “Aksi takdirde medeniyet çökecektir” demişti.

TTF müdahale ve stoklarla düştü, endişelerle tekrar yükseldi

AB ülkeleri 9 Eylül’de enerji bakanlarının acil toplanacağı zirvede elektrik piyasasına tavan fiyat uygulaması konusunda bir karar alabilir. Öte yandan Rus gaz tekeli Gazprom’un Avrupa’ya akışları tekrar yükseltmeyeceğine ilişkin endişeler, çarşamba günü işlemlerde 242 Euro/MWh’ye kadar gerileyen TTF fiyatını tekrar 284 Euro/MWh düzeyine kadar yükseltti. Müdahale ihtimali ve AB üyelerinin gaz depolarındaki doluluk düşüşte etkili olmuştu.

“Resesyon kesin, soru ne kadar uzun ve ağır olacağı”

ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) son şahin mesajları, resesyon bulutları nedeniyle merkezlerden güvercin bir U-dönüşü bekleyen küresel yatırımcıları daha da tedirgin ediyor. Dolar ve euro likiditesinin enflasyonla mücadele amacıyla istikrarlı şekilde azaltılması, birçok uzmana göre Atlantik’in iki yakasında da ekonomik acıları artıracak unsurlar olarak görülüyor. Pictet Wealth Management analistleri salı günkü müşteri notunda Euro Bölgesi için şu değerlendirmeyi yaptı: “Bir konu çok net: Avrupa’da resesyon kaçınılmaz görünüyor. Tek soru ne kadar süreceği ve ne kadar ağır olacağı”.

Gaz krizi pariteye de ayak bağı oluyor

ECB'den gelen sıkılaşma mesajlarıyla piyasaların 75 bps faiz artırım beklentisi güçlendi (yüzde 50 ihtimal veriliyor) ve parite salı günü tekrar 1'in üzerini test etti ancak Euro için görünüm enerji krizi nedeniyle çok parlak değil. Kuzey Akım 1’in bugün tamamen kapatılması ve planlandığı gibi 2 eylülde tekrar faaliyetine başlamayacağına ilişkin endişeler pariteye ayak bağı olmaya devam ediyor. Saxo Bank Foreks Stratejisti John Hardy, paritede yaşanan kısa süreli yükselişleri “ECB mesajları çok daha agresif fiyatlandı son birkaç oturumda ve biraz da doğalgaz fiyatlarındaki gerileme etkili” ifadeleriyle açıklıyor. UniCredit analistleri ise Almanya’da yüzde 7,9 ile beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verisi öncesi “Artan doğalgaz fiyatları enflasyonda zirvenin hala görülmediğini” vurguladı. Avrupa Komisyonu’nun Ekonomik Beklenti Göstergesi ağustos verisi de beklentilerin üstünde kötüleşerek 97,6’ya geriledi. Sanayi Güven Endeksi ağustosta 3,4’ten 1,2’ye gerilerken (beklenti 1,5) Tüketici Güveni de -24,9’la tarihi dip seviyesinde. Almanya için harmonize TÜFE temmuzdaki yüzde 8,5’ten ağustosta yüzde 8,8’e yükselmiş durumda. Verilerin ardından parite TSİ 15:52 itibariyle 1,00 düzeyinde işlem gördü. Dolar endeksi 20 yılın zirvesinden çok uzaklaşmış değil ve yıl başından bu yana yüzde 13’ün üzerinde yükselerek geçtiğimiz günlerde 109,478 düzeyine kadar çıktı. TSİ 15:53 itibariyle endeks 108,66 düzeyinde. 2 yıllık ABD tahvillerinde getiri yüzde 3,437 düzeyine kadar çıkarak 2007 yılındaki düzeyi de aştı.

“2023’te ‘whopper’ boy bir resesyon olacak, suçlusu Fed!”

Rus gazına ve petrolüne bağımlılığı olmayan ABD’de de resesyon öngörüleri çoğalıyor. Son olarak ünlü Johns Hopkins Üniversitesi’nden ünlü ekonomi profesörü Steve Hanke, ABD ekonomisinin 2023’te resesyona gireceğini öngördü ve bunun suçlusunun Fed’in kendisi olduğunu vurguladı. Son aylarda para arzının durakladığını ve bunun muhtemelen ekonomik bir yavaşlama getireceğini belirten Hanke “2023’te whopper boy bir resesyonumuz olacak. Stagflasyon dönemi göreceğiz ve enflasyonun yüksek olmasının - 2023 ve hatta 2024’te yüksek seyretmeye devam edecek olmasının sebebi - Fed’in bezeri görülmemiş parasal genişlemesidir. (Fed Başkanı Jerome Powell’in) Anlamadığı şey, bu noktada bile enflasyonun nedenlerinin ne olduğunu anlamaması. Hala arz sorunlarından bahsediyor.” diyor. Hanke aşırı parasal genişlemenin her zaman uzun süren enflasyonla sonuçlandığını hatırlatarak bilançosu 9 trilyon dolara yaklaşan Fed’in COVID’in başında benzeri görülmemiş bir genişlemeye gittiğine de dikkat çekiyor.