AB’de rüzgar ve güneşteki rekor büyüme 11 milyar Euro’luk gaz maliyetini önledi

Rüzgâr ve güneş enerjisi, geçen yılın aynı döneminde AB elektriğinin yüzde 21’ini karşılarken, bu yılın Mart ayından Eylül ayına kadar AB elektriğinin yüzde 24’ünü karşıladı. Böylece toplam üretim 345 terawatt saate ulaştı ve bir önceki yıla oranla 39 TWh’lik rekor bir artış gösterdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
AB’de rüzgar ve güneşteki rekor büyüme 11 milyar Euro’luk gaz maliyetini önledi

Didem ERYAR ÜNLÜ

Avrupa Birliği, enerji güvenliğini güçlendirmek için temiz enerji konusundaki adımlarını hızlandırmış durumda.

Özellikle düşünce kuruluşları bu süreci desteklemek için önemli çalışmalar yapıyor. Ember ve E3G, bu konuda en yoğun çalışan kuruluşlar arasında.

Ember, kömürden temiz elektriğe küresel geçişi hızlandırmayı amaçlayan son teknoloji araştırmalar ve yüksek etkili, politik olarak uygulanabilir politikalar üreten bağımsız, kâr amacı gütmeyen bir iklim ve enerji düşünce kuruluşu.

İklim değişikliği düşünce kuruluşu E3G ise, iklim ortamının sınırlarında çalışıyor, engellerle mücadele ediyor ve güvenli iklim çözümleri oluşturulmasını hedefliyor.

FOSİL GAZA 82 MİLYAR EURO

E3G ve Ember tarafından yapılan yeni bir çalışma, savaşın başlamasından bu yana rüzgar ve güneş enerjisinin AB elektriğinin dörtte birini ürettiğini ve sadece geçen yılki rekor büyümeyle 11 milyar Euro’luk doğal gaz maliyetinden kaçınıldığını ortaya koyuyor. Bununla birlikte, AB bu dönemde elektriğinin yüzde 20’sini sağlamak için fosil gaza tahmini 82 milyar Euro harcadı.

Ember’in kıdemli analisti Dr. Chris Rosslowe, “Rüzgar ve güneş enerjisi halihazırda Avrupa vatandaşlarına yardımcı oluyor. Ancak gelecekteki potansiyeli çok daha büyük” yorumlarını yapıyor.

Rüzgâr ve güneş enerjisi, geçen yılın aynı döneminde AB elektriğinin yüzde 21’ini karşılarken, bu yılın Mart ayından Eylül ayına kadar AB elektriğinin yüzde 24’ünü karşıladı. Böylece toplam üretim 345 terawatt saate ulaştı ve bir önceki yıla oranla 39 TWh’lik rekor bir artış gösterdi.

19 ülke rekor kırdı

Aralarında Fransa (yüzde 14), İtalya (yüzde 20), Polonya (yüzde 17) ve İspanya’nın (yüzde 35) da bulunduğu on dokuz AB ülkesi rüzgâr ve güneş enerjisinde rekor kırdı. Geçen yıla kıyasla rüzgâr ve güneş enerjisindeki rekor artış, 11 milyar Euro maliyeti olan sekiz milyar metreküp ilave fosil gaz ihtiyacının önüne geçti.

Çalışma; AB’nin gaza olan bağımlılığını artıran ve AB’nin yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği hedefl erini engelleyen geçmiş politika tercihlerinin, Avrupa’nın şu anki rekor seviyedeki enfl asyonunun ana nedenleri olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, mevcut rüzgar ve güneş enerjisi kapasitesi, yüksek fiyatlı gaz ithalatını önemli ölçüde önleyerek daha da yüksek bir enfl asyon ve daha derin bir krizi de önlemiş durumda.

E3G ve Ember analizlerinde, Avrupa Komisyonu’nun RePowerEU hedefinin Avrupa’nın yüksek maliyetli gaz ithalatına maruz kalmasını önemli ölçüde ve hızlı bir şekilde azaltarak enerji ve fiyat güvenliğini güçlendirme potansiyeline sahip olduğu sonucuna varıyor. Bunun için, RePowerEU hedefinin AB Üye Devletleri ve Avrupa Parlamentosu tarafından desteklenmesi ve şu anda müzakerelere tabi olan mevzuata konulması gerekiyor. E3G’de enerji sistemi geçişlerine odaklanan Kıdemli Uzman Artur Patuleia, “Sıkı LNG piyasalarının önümüzdeki yıllarda da yüksek gaz maliyetlerini sürdürecek olması nedeniyle hükümetlerin RePowerEU’nun temiz enerji hedefini desteklemesi ve bunu enerji fiyat krizine müdahalenin temel bir unsuru haline getirmesi gerekiyor” diyor.

Rüzgar ve güneş Türkiye’nin enerji bağımsızlığında öncü rol oynayacak

Bundan bir süre önce Amber tarafından yayınlanan bir analiz, Türkiye için yenilenebilir enerji yatırımlarının önemini ortaya koymuştu. Ember’in Türkiye, Ukrayna ve Batı Balkanlardan sorumlu Bölge Lideri Ufuk Alparslan’ın yorumları şu yöndeydi: “Kömür ve doğalgaz gibi fosil yakıtlara bağımlı olmanın ne kadar riskli ve güvenilmez olduğu son aylarda dünyada yaşanan gelişmelerle iyice ortaya çıktı. Buna karşı çözüm, ucuz ve temiz enerji kaynakları rüzgar ve güneş. Rüzgar ve güneş önümüzdeki yıllarda Türkiye gibi enerji kaynakları kısıtlı olan ülkelerin enerjide bağımsızlıklarını sağlamasında öncü rol oynayacak.”

Analizde yer alan yorumlar ise şöyle:

Türkiye 2030 yılına kadar rüzgar ve güneş enerjisinde yapacağı atılımla elektrik üretimindeki dışa bağımlılığını yarıya indirebilir. 2021 yılında elektriğinin yüzde 50’sini ithal kömür ve doğalgaz ile üreten Türkiye, sekiz yıl içinde bu oranı yüzde 25’in altına düşürebilir. Bunu gerçekleştirebilmek için rüzgar ve güneşin elektrik üretimindeki payının tüm kaynaklar arasında en az üçte bir oranına yükselmesi gerekiyor. 2021 yılı itibariyle rüzgar ve güneşin elektrik üretimindeki payı yüzde 13,6 seviyesindeydi.

2030 yılına kadar güneş enerjisi kapasitesinin 40 GW’a ulaşması gerekiyor. İthal fosil yakıtların payını yarıya indirmek için, 8,8 GW seviyesinde olan güneş kapasitesine 2030 yılına dek her yıl ortalama 4 GW’lık kapasite eklenmesi gerekecek. Son yıllarda her yıl yaklaşık 1 GW’lık güneş kapasitesi devreye alınıyor. Halbuki Türkiye’nin yerli panel üretim kapasitesi bunun sekiz katı. Yatırımcıların güneşe ilgisi de çok daha yüksek seviyelerde, öyle ki her yıl düzenlenen güneş enerjisi ihalelerine, ihale kapasitesinin 10-15 katı talep geliyor.

2030 yılına kadar rüzgar enerjisi kapasitesinin en az 30 GW’a ulaşması gerekiyor. Mevcut kapasitesi 11 GW seviyesinde olan rüzgar enerjisinin sekiz yıl içinde yaklaşık üç katına çıkması gerekecek. Bunun gerçekleşebilmesi için her yıl 2,5 GW’lık rüzgar santrali kurulumu yapılması gerekiyor. Ancak Türkiye’de her yıl yaklaşık 1 GW’lık rüzgar kapasitesi devreye alınıyor.