Ayakkabıda gümrük vergisine ‘parçalı’ çözüm

Artan ithalatla birlikte dış açık vermeye başlayan ayakkabı sektöründe 2023’ün sonunda getirilen ithalat vergileri de çözüm olmadı. Gümrük vergisinin yan sanayide yüzde 30, ayakkabıda ise yüzde 50 seviyesinde seyretmesi üzerine birçok sanayici taban ve sayayı ayrı ayrı getirerek monte etmeye başladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Ayakkabıda gümrük vergisine ‘parçalı’ çözüm

Yener KARADENİZ

Ayakkabıya getirilen dolaylı vergi sonrası taban ve sayanın ayrı ayrı ithal edilerek Türkiye’de birleştirildiği bilgisini veren AYSAD Başkanı Sait Salıcı, bu yolla ithalat maliyetlerinin hileli şekilde düşürüldüğünü söyledi. Salıcı, bu nedenle vergi yerine daha kapsamlı bir yol haritası belirlenmesi gerektiğini belirtti.

İrili ufaklı 5 bine yakın firmanın çatı derneği olan Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Sait Salıcı, yükselen ithalata bağlı olarak dış ticaret açığı vermeye başlayan ayakkabı sektöründe geçen yılın son çeyreğinde getirilen vergilerin hileli bir şekilde ekarte edildiğini söyledi. Yan sanayinde yüzde 30 civarında olan gümrük vergisinin ayakkabıda yüzde 50’leri geçmesi ile birçok sanayicinin taban ve sayayı ayrı ayrı getirerek burada monte ettiğini dile getiren Salıcı, parçalı ithalat ile gümrük vergisi duvarının aşıldığını kaydetti. AYSAD Başkanı Sait Salıcı, bu yıl 70’incisi 1-4 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek Ayakkabı Yan Sanayicileri Fuarı (AYSAF) hakkında bilgilendirme yapmak ve sektörde son dönem yaşanan gelişmeleri aktarmak amacıyla basın mensupları ile bir araya geldi. Söze Avrupa’nın ikinci, Avrasya’nın ise en büyük fuarı AYSAF ile başlayan Salıcı, geçen yıl 22 bin 500 metrekare alanda 400’e yakın firmanın katılımı ile düzenlenen fuarda hali hazırda 18 bin metrekare alanın dolduğunu anlattı.

Yeni bir vergi gündemde

Salıcı, sektörel gelişmelere de değindi. Ayakkabıcıların ilk kez bu kadar zor bir dönem yaşadığını ve son bir yılda hem ayakkabı hem de yan sanayii ithalatında yüzde 100’e varan oranlarda artış yaşandığına dikkat çeken Salıcı, şöyle devam etti: “Ayakkabıda gümrük vergileri referans fiyat üzerinden geçen sene son çeyrekte artırıldı. Saya ve tabanda ise yüzde 10 artı yüzde 20 olmak üzere yüzde 30 civarında bir gümrük vergisi söz konusu. Arada 20 puana yakın fark var. Firmalar taban ve sayayı ayrı ayrı getirerek burada birleştiriyor ve bu şekilde gümrük vergisinden kaçıyor. Ancak kural gereği hem sayayı hem de tabanı aynı firma getiremiyor. Bu konuda ise iki firma imece usulüyle biri tabanı, diğer sayayı getirme sureti ile birlikte iş yapıyorlar. Bu yolla hem maliyet düşüyor hem de kumaşçı, kimya ya da derici ile ayrı ayrı uğraşmıyorlar. Bu da burada istihdamı etkiliyor büyük gelir kayıplarına yol açıyor.” Bu kapsamda bakanlık ile görüşmeler yürüttüklerini ve vergi konusunda bir düzenleme beklediklerini anlatan Sait Salıcı, “Buradaki üreticileri de rahatsız etmeyecek bir vergi getirilmeli” dedi.

Mısır’a giden Suriyeliler döndü

Salıcı, ancak verginin de kanser hastasına verilen bir ilaç gibi geçici bir iyileşme sağladığını vurguladı. Öte yandan sektörde artan maliyetler nedeni ile birçok sanayicinin tesisini Mısır gibi ülkelere taşıdığını hatırlatan Salıcı, “Biz de düşündük ve hatta büyükelçiliğe giderek görüşme de yaptık. Ama orada ekonomi stabil değil. Suriyeli üreticiler gitti ancak onlar bile tutunamayarak geri döndü. Bizim artık rekabet için katma değere teknolojiye odaklanmamız lazım. Teknoloji ithalatı olabilir. Şu an an tek çare o. Yurtdışıdan teknoloji taşıyacaksın” diye konuştu.

Yabancı çalışan ithalatı ayakkabıcılarda çoktan başladı

Birçok sektörde olduğu gibi ayakkabıda da personel en önemli problemlerden biri olarak öne çıkıyor. “Bir iş alsak çalışacak eleman bulamayacağız” diyen Sait Salıcı, “Sektör için bir yol haritası hazırlanmalı ve burada da ilk maddelerden biri personel yetiştirme olmalı. Maaş sorun deniliyor ama konuşmasını bilene 20 bin TL’den fazla ücret verilmesine rağmen eleman bulamıyoruz. İthal eleman gelmeye başladı Türki Cumhuriyetlerden. 7-8 kişi getiriyor ama 7-8 kişiye kimse kiralık ev vermediği için ev satın alan sanayici bile var” dedi. Bilindiği üzere, her ne kadar istihdam açığı bulunsa da bu açığı kapatma formülü olarak öne sürülen yabancı işçide ise bazı sınırlamalar bulunuyor. 15 yıl önce o sınırın cezası var diye aşılmadığını belirten Salıcı, “Ama iş öyle bir noktaya geldi ki o cezaya katlanarak yabancı çalıştırma riskini alanlar var” ifadelerini kullandı.

Ayakkabıda markalaşamama taklitten daha büyük bir sorun

Taklit ya da çakma ürün denilince sadece ayakkabının akla gelmesine yönelik de eleştiride bulunan AYSAD Başkanı Sait Salıcı, taklit ile mücadelede giyimden çantaya, teknolojiden takıya kadar tüm alanlarda topyekun mücadelenin önemine dikkat çekti. Salıcı, “Ayakkabı özelinde asıl sorun taklit değil markalaşamamak. Biz bu konuda 40 yılı deviren 10-12 yerli marka ile toplantı yaptık. ‘Siz neden marka olamadınız, yan sanayi de bir sıkıntı mı var?’ diye sorduk. Kimse yoğurdum ekşi demedi. Hepsi ‘çakma ayakkabı olmazsa markalaşırız’ dediler. E çakma ayakkabı 20 yıl önce de vardı. Günah keçisi aranıyor. Marka konusunda ayakkabıcılar önlerini şapkalarını koyup düşünmeliler. İşler 4-5 yıl önce işler çok iyiydi. Çakma o zaman da vardı. Şimdi ne oldu?” ifadelerini kullandı.