Çocukları geleceğin dünyasına şirketler hazırlıyor

Ekonomik, sosyal, çevre ve toplumsal sorunlar karşısında en kırılgan grubu oluşturan çocuklar için, sorumluluk alan şirket sayısı artıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Çocukları geleceğin dünyasına şirketler hazırlıyor

EYYÜP KARAGÜLLÜ

Son dönemde depremler, salgınlar, savaşlar, iklim değişikliğinin getirdiği sorunlar çocukları çok daha kırılgan hale getiriyor. EKONOMİ gazetesi olarak 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için hazırladığımız araştırma, çocuklara yönelik eşitsizliği ortadan kaldırmak için çalışan şirket sayısının hızla arttığını ortaya koyuyor.

Bugün 23 Nisan… Dünya nüfusunun eşitsizliğe en fazla maruz kalan, korunmaya en çok ihtiyaç duyan kesimi olan çocukların yeryüzündeki tek bayramının günü…         

TBMM’nin açılış gününün, Atatürk tarafından çocuklara armağan edilmesinden bu yana geçen 104 yılda, Türkiye’de ve dünyada çocuklara yönelik eşitsizlikleri azaltma yönünde kuşkusuz büyük adımlar atıldı. Ama eğitim, sağlık gibi temel hizmetlere erişimden çocuk işçiliğine uzanan istatistik listesi iyimser olmamızı sağlamaktan çok uzak görünüyor. Üstelik son dönemde yaşanan göçler, yerinden edilmeler, iklim değişiklikleri, salgınlar, çatışmalar, savaşlar da çocukları çok daha kırılgan hale getirmiş durumda.         

UNESCO verilerine göre dünya genelinde 244 milyon çocuk okula gitme imkanından mahrum. UNICEF ise hala yılda 4.9 milyondan fazla çocuğun beş yaşına gelmeden hayatını kaybettiğini hesaplıyor. Dünya çapında 18 yaşın altındaki evliliklerin sayısının 640 milyona ulaştığı tahmin ediliyor. Her yıl 12 milyon kız çocuğu isteği dışında evlendiriliyor. 2030’a kadar birçok ülke çocuk evliliğini sonlandırma taahhüdünde bulunmuş olsa da, Birleşmiş Milletler’in (BM) yayınladığı 2023 tarihli rapora göre mevcut hızla gidildiği takdirde çocuk yaşta evliliği ortadan kaldırmak için 300 yıl gerekebilir.         

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise 160 milyon diğer bir deyişle her 10 çocuktan birinin halihazırda çocuk işçi olarak çalıştığını hesaplıyor. Kuruma göre bu çocukların yaklaşık yarısı sağlıklarını ve gelişimlerini etkileyen tehlikeli işlerde çalışıyor ve sayıları 79 milyonu buluyor. Üstelik 2016’dan bu yana çocuk işçiliğindeki azalma eğilimi durmuş durumda.    

Bu tablonun Türkiye görünümü de farklı değil. Üstelik 11 kentimizde büyük yıkıma yol açan Şubat 2023 depremleri, istatistikleri çocuklar aleyhine tepetaklak etmiş durumda. BM Çocuk Hakları Komitesi, 2 Haziran 2023 tarihinde açıkladığı gözlem raporunda depremin 2.5 milyon çocuğun barınma sorunu da dâhil olmak üzere aşırı yoksunluk yaşadığı ve temel hizmetlere erişemediği yazıyor. UNICEF Türkiye ise 4 milyon çocuğun eğitiminin kesintiye uğradığını hesaplıyor. Avrupa İstatistik Ofisi ise deprem öncesinde dahi Türkiye’de çocuk refahında önemli bir gerileme yaşandığını ve yoksulluk riski altında olan çocukların, toplam çocuk nüfusuna oranını yüzde 34,2 olarak tahmin ediyordu.       

Diğer taraftan deprem etkisinden bağımsız olarak resmi ve bağımsız kaynakların verilerine göre 280 bin ila 1.5 milyon arasında çocuk, okul çağında olmasına rağmen eğitim almıyor. Çocuk işçiliğinde ise Türkiye, yaklaşık 30 yılı aşkın süredir verdiği mücadelede istikrarlı bir ilerleme kaydetmiş olmasına rağmen TÜİK’e göre halen 700 binden fazla çocuk işçi bulunuyor.

Sürdürülebilir kalkınma için

Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi 1990’da imzalayan Türkiye için bu istatistiklerin iyileştirilmesi, Avrupa Birliği ülkelerine kıyasla oldukça genç bir nüfusa sahip (nüfusun yüzde 26›sını çocuk) olduğu göz önüne alındığında daha da kritik bir hale geliyor.         

1970 yılında Türkiye’de toplam nüfusun yüzde 48,5’ini çocuklar oluştururken, 1990 yılında yüzde 41,8’ini meydana getiriyordu. Nüfus projeksiyonlarına göre çocuk nüfus oranının 2030’da yüzde 25,6, 2040’ta yüzde 23,3, 2060’ta ise yüzde 20,4 olacağı öngörülüyor.         

Her ne kadar örneğin Avrupa Birliği ülkeleri kadar dramatik noktalara ulaşmasa da toplam nüfusumuzda yaşa dayalı bu değişim süreci, üzerinde durmamız gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Yaşlanan nüfus, hemen her alanda etkisini gösterecek, üretimden, verimliliğe, kaynak kullanımına kadar değişik alanlarda sonuçlar doğuracak. Bu açıdan, geleceğimiz olan çocuklarımıza ilişkin duyarlılığımızı daha da artırmalı, daha iyi yetişmeleri gerektiği fikri üzerine daha fazla eğilmemiz gerekiyor.           

Diğer taraftan 2030 ve 2053 hedeflerine giden yolda, çocuk eşitsizliğinin azaltılmasının önemi giderek belirgin hale geliyor. Bugün 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nın yedisi, 232 spesifik göstergeyle ölçülen 169 somut hedefin 45’i ise doğrudan çocuklara yönelik eşitsizliklerin giderilmesini amaçlıyor. Açlık ve yoksulluğun önlenmesi, sağlık ve eğitim hizmetlerine eşit erişim gibi konuların ötesinde iklim değişikliği, atık yönetimi ve enerji tasarrufu gibi konularda çocukların bilinçlendirilmesi kritik bir misyon haline geliyor. Çünkü geleceği şekillendirecek çocuklar olacaksa onların kurulan bu yeni dünyaya hazır olmaları gerekiyor. Bu da, bugüne kadar daha çok sivil toplum örgütleri ve kamundan beklenen çocuklara yönelik eşitsizliklerin ortadan kaldırılması konusunu, şirketler için de bir sorumluluk alanı ve sosyal etki yaratabilecekleri bir sürdürülebilirlik aracı haline getiriyor. 

Çocuklara değer katan şirketler

Bu bakış açısıyla EKONOMİ Gazetesi olarak dünyanın tek çocuk bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda eğitimden, spora, sağlığa, iklim değişikliğine, bedensel ve zihinsel gelişime çok çeşitli alanlarda yürütülen çalışmalara ilişkin bir araştırma gerçekleştirdik. Örnek olması, ileriki dönemlerde sayılarının ve kapsam alanlarının büyümesinde ilham oluşturması için bir listeleme yaptık. Öncelikle belirtmemizde yarar var ki, listemiz bu alanda gerçekleşen projelerin tamamını kapsamıyor -sadece araştırmamızda ortaya çıkan şirketler üzerinden yürütülen çalışmalar... Çok daha geniş bir ağ üzerinde yürüyen çalışmaların, ancak bilgisine ulaşabildiğimiz bölümüne yer verebiliyoruz. Diğer taraftan listede yer alan projelerin uzun soluklu olmasına özen gösterdik, yani sadece 23 Nisan veya Dünya Çocuk Günü özelinde yapılmış projeleri kapsam dışında bıraktık.           

Kapsamı bu şekilde daraltmamıza rağmen listemizde 111 şirket, 180’i aşkın projeyle yer alıyor. Bu projelerin önemli bir kısmında şirketler, çocuklara yönelik çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hareket etmeyi seçiyor ki, bu da projelerin daha uzun soluklu olmasına imkan vermesi açısından olumlu. Aralarında 20 yılı deviren çalışmaların olduğu listemizde yer alan projelerin ağırlığını eğitim, teknoloji, sağlık ve iklim değişikliği oluşturuyor. Buna ek olarak listemizle ilgili sevindirici gözlemlerden biri; şirketlerin, 11 kentimizi vuran Şubat depremlerinden etkilenen yaklaşık 4 milyon çocuğun temel hizmetlere erişiminde n, depremin psikolojik etkilerini azaltmaya kadar uzanan bir yelpazede sorumluluk üstlenmiş olmaları.         

Her türlü riske karşı savunmasız olan çocukların korunması, kız -erkek ayrımı yapılmadan eğitim almaları, her türlü barınma sorunlarının çözülerek huzurlu bir ortamda yetişmeleri, yaşam kalitelerinin yükseltilmesi çözmemiz gereken öncelikli konuların başında yer almak zorunda…

“Çocuklarımıza aydınlık bir gelecek sunmak görevimiz” 

Bağımsızlık milletimizin en büyük servetidir 

● Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” için yayımladığı mesajında milli iradenin ve bağımsızlığın önemine işaret etti. TBMM’nin doğum günü olan 23 Nisan’ı büyük bir gurur ve sevinçle kutladıklarını belirten Hisarcıklıoğlu, “Egemenlik ve bağımsızlık milletimizin en büyük servetidir” dedi. Hisarcıklıoğlu, şu görüşleri paylaştı: “Ulusal egemenliğimizin simgesi TBMM’nin açılışı, sadece kurtuluş mücadelemizde değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaş uygarlık yolculuğunda da en önemli kilometre taşlarından birisi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan’ın çocuklar için bayram olmasını isterken çok önemli mesajlar vermiştir. Aydınlık geleceğimiz ve onun teminatı olarak gördüğümüz millet egemenliğine dayanan vazgeçilmez değerlerimiz, şüphesiz çocuklarımızın ellerinde şekillenecek ve korunacak. Türk iş dünyası adına, TBMM’nin açılması ve Cumhuriyet’imizin kurulması yolunda hayatlarını ortaya koyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını bir kez daha şükran ve minnet duygularımızla anıyor, milletimizin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyorum.” 

“Bilimsel, nitelikli eğitim tüm çocukların hakkı”

● Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı mesajında, “Geleceğin bilim insanları, girişimcileri, çalışanları, sanatçıları, sporcuları ve liderleri olacak çocuklarımızın, ülkemizde sağlıklı, mutlu, güven içinde oldukları ve potansiyellerini ortaya koyabildikleri bir ortamı sağlamak hepimizin sorumluluğudur” ifadelerine yer verildi. TÜSİAD’dan yapılan açıklamada, iş dünyası olarak insanı odağa alan, gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir geleceği genç nesillere miras bırakmak için çalışmaya ve işbirliklerini güçlendirmeye devam edecekleri aktarıldı. Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenlik ve demokrasi üzerine kurulu sağlam temellerinin simgesi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 104. kuruluş yıl dönümü kutlanılan açıklamada, Cumhuriyet’le kazanılan değerlerin egemenliğin temeli olduğu vurgulandı. Gelecek nesillere olan güveni ve inancı ifade etmek üzere bu önemli günü çocuklara armağan eden Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Cumhuriyet’in kurucu kuşaklarını saygı ve minnetle andıkları ifade edilen açıklamada, her çocuğun iyi olma hali ve mutluluğu için evrensel insan hakları odağıyla ve fırsat eşitliğini esas alarak, kapsayıcı sosyal politikalar uygulanmasının büyük önem taşıdığı kaydedildi. Çağın gerekliliklerine uygun, evrensel ve ulusal değerleri harmanlayan, farklılıklara saygılı, bilimsel temellere dayalı nitelikli bir eğitimin tüm çocukların hakkı olduğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Çocuk yoksulluğu, çocuk işçiliği ve çocuk yaşta evlilikler başta olmak üzere, toplumsal eşitsizliklerin çocukları etkilediği tüm olumsuz koşulları ortadan kaldırmak için de kamu, sivil toplum, özel sektör işbirliklerini güçlendirmeye devam etmeliyiz. Geleceğin bilim insanları, girişimcileri, çalışanları, sanatçıları, sporcuları ve liderleri olacak çocuklarımızın, ülkemizde sağlıklı, mutlu, güven içinde oldukları ve potansiyellerini ortaya koyabildikleri bir ortamı sağlamak hepimizin sorumluluğudur. İş dünyası olarak insanı odağa alan, gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir geleceği genç nesillere miras bırakmak için çalışmaya ve işbirliklerini güçlendirmeye devam edeceğiz. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun.” 

“Bu ülkenin gerçek sahipleri çocuklardır” 

● Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, “Bu gün bize, tarihimizin en zor dönemlerinde bile yitirmediğimiz bağımsızlık ve özgürlük tutkusunu hatırlatır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk bu kıymetli günü çocuklara armağan ederek, onlara egemenliğimize ve bağımsızlığımıza sahip çıkma görevi vermiştir” dedi. Çocukları bu ülkenin gerçek sahipleri ve geleceği teminatı olarak gördüklerini vurgulayan Akkol, şunları kaydetti: “Güzel yarınlarımızın müjdecisi çocuklarımıza verebileceğimiz en değerli hediye, zor zamanlarda bile yılmadan, yorulmadan ayakta durmayı öğretmektir. Aynı zamanda, çocuklarımızı geleceğe bugünden hazırlamak da her zamankinden büyük önem taşımaktadır. Bizler, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek sunabilmek için her zaman olduğu gibi var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, şahsım ve konfederasyonumuz adına, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize saygı ve minnetlerimi sunuyorum.”

“Çocuklarımızın geleceğini aydınlık kılmalıyız” 

● Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) açıldığı 23 Nisan 1920’nin, “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır” düşüncesi ışığında, ülkenin bağımsızlığının ve milli iradenin hakimiyetinin tüm dünyaya ilan edildiği tarih olduğunu belirtti. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, bu tarihi günü “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” ilan ederek dünya çocuklarına armağan ettiğini hatırlatan Palandöken, şu ifadeleri kullandı: “Çocuklarımız, ulusal egemenliğimizi nesilden nesle aktararak sürdürecek ve istikbalimizin teminatı olacaktır. Bizlere emanet edilen bu güzel ülkeyi daha yaşanabilir kılmak ve daha güzel yarınlara taşımak için çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmeli, onların geleceklerini aydınlık kılmalıyız. Bu duygu ve düşüncelerle sevgili çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı ve TBMM’nin açılışının 104. yıl dönümünü en içten duygularımla kutluyorum. İstiklal Harbi’mizin Başkomutanı, Cumhuriyet’imizin kurucusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyorum.” 

“Meclis’imiz istikbalimizin en büyük güvencesi” 

● Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran da Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde ve Cumhuriyet’e giden yolda önemli kararların merkezi olan TBMM’nin, açıldığı günden bu yana millet iradesinin yansımasının simgesi olduğunu belirtti. TBMM’nin, Cumhuriyet’e giden yolda milletin iradesinin ortaya konduğu, önemli kararların alındığı bir merkez ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin de temeli olduğuna işaret eden Baran, şunları kaydetti: “Meclis’imiz dün olduğu gibi bugün de milletin iradesinden aldığı güçle demokrasimizin ve istikbalimizin en büyük güvencesi. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, diyerek egemenliğin tek meşru kaynağı ve sahibinin Türk milleti olduğunu dünyaya ilan eden Mustafa Kemal Atatürk, TBMM’nin açıldığı 23 Nisan gününü, çocuklarımıza armağan ederek, onlara duyduğu güveni ve inancı gösterdi. Türk iş dünyasının temsilcileri olarak ecdadımızın savaş alanlarındaki zaferlerini, barış ortamı içinde üretimde, ticarette, ihracattaki başarılarla taçlandırmaya gayret gösteriyoruz. Etrafında savaş ve çatışmaların yaşandığı bir coğrafyada yer alan ülke olarak, çocukların aç ve susuz kalmadığı, saldırılarda, savaşlarda ölmediği, huzur dolu bir dünyanın özlemini çekiyoruz. Bu süreçte, çocuklarımıza aydınlık gelecek sunmak, onlara temiz su, hava ve gıdanın yer aldığı sürdürülebilir bir dünya bırakmak hepimizin ortak görevidir. Bu anlamlı günü milletimize armağan eden Kurtuluş Savaşı’nın Başkomutanı, TBMM’nin ilk Başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile bu toprakları vatan yapan tüm şehitlerimizi rahmet, gazilerimizi minnetle anıyor, daha güzel, daha güçlü yarınların teminatı biricik çocuklarımızın bayramını kutluyorum.