Kuruçeşme Çiftliği, yerli ırk Halep keçisini korumaya aldı

Murat Ulusoy, evde kendi dondurmasını yapmak için başladığı çalışmaları büyütüp keçi çiftliği kurdu. Adana’daki Kuruçeşme Çiftliği’nde hem dondurma üretimi için gerekli keçi sütü elde ediliyor, hem de nesli azalan Halep keçisi koruma altında tutuluyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Kuruçeşme Çiftliği, yerli ırk Halep keçisini korumaya aldı

Eray ŞEN / ADANA

Adana’nın tanınmış tekstilcilerinden Ulusoy Ailesi’nin üyesi Murat Ulusoy, tarımsal gıda üretimine yönelik kurduğu Kuruçeşme Çiftliği’nde dondurma, süt ve et ürünleri üretiyor. Kuruçeşme Çiftliği’nin ürünleri ülke genelinde ‘iyi’ gıda ürünleri satılan 150 noktada tüketici ile buluşuyor. 140 dönümlük çiftlikte 400 sağmal Halep keçisinden yılda 220 ton süt işlediklerini belirten Ulusoy, “Aynı zamanda Türkiye’de yok olma tehlikesi altındaki bu keçi ırkının da korunmasını sağlıyoruz” dedi.

Adana’nın Karaisalı ilçesine bağlı Salbaş köyündeki çiftliğin kuruluşunu hikayesini anlatan Murat Ulusoy, başlangıç noktasının ‘dondurma merakı’ olduğunu söyledi. Üniversite eğitimi sonrası yaklaşık 15 yıl, aile şirketi Ulusoy Tekstil’de çalıştığını belirten Ulusoy, “Farklı bölümlerde çalıştım, yöneticilik yaptım ancak gıda alanına ilgim daha eskiye uzanır. Öğrencilik yıllarımda evde dondurma, peynir, tereyağı yapardım. Şimdiye kadar hep kendi yaptığım süt ürünlerini tükettim” dedi. Dondurmanın ise özel ilgi alanı olduğunu ifade eden Ulusoy, bu ilgisinin zamanla profesyonel üretime yöneldiğini ve dondurma keçi sütünden yapıldığı için keçi çiftliği kurmaya karar verdiğini söyledi. Yaklaşık 11 yıl önce Kuruçeşme Çiftliği’nin kurduklarını aktaran Ulusoy, şöyle devam etti:

“Halep keçisinin gen kaynağı olarak sadece biz kaldık”

“Her keçi ırkı ve sütünün yapısı, aroması farklıdır ve bazı türler toplum olarak bizim damak zevkimize uymaz. Bizim çiftlikte Halep keçisi var. Türk dondurması üretilen bölgelerde bu keçi türü kullanılıyor. Yurt dışında ise keçi sütünden dondurma yapan olmaz, çünkü oradaki ırkların sütü kokar, ondan tatlı çıkmaz. Bizim keçimizin sütü kokmadığı için dondurmaya uygun. Öncelikle bunu düşünerek Halep keçisinde karar kıldık. Ayrıca; Halep keçisinin nesli azalıyor. Devletin üretme çiftliğinde bir miktar var ancak çok sağlıklı değil. Türkiye’de bizim dışımızda dört tane daha damızlık çiftliği vardı, onlar Halep keçisini bıraktı. Bu türün gen kaynağı olarak tek biz kaldık. Buna çok dikkat etmemiz lazım, bir ırk kaybolduğu zaman sonsuza kadar kaybolur.”

Yerli ırkın önemine dikkat çeken Ulusoy, “Öncelikle, bu bölgenin hastalıklarına dirençli, iklim şartlarına uyumludur. Mesela Saanen keçileri Adana’nın sıcağına dayanamıyor, bizim keçiler ise 40 derecede güneşlenmeye çıkıyor” diye konuştu. Şu anda çiftlikte sağmal olarak 400 baş hayvan bulunduğunu 15 erkek keçiyi de damızlık olarak bıraktıklarını anlatan Ulusoy, ürün çeşitliliği konusunda şu bilgileri verdi: “Toplam 140 dönümlük çiftliğin 120 dönümünü keçiler otlak olarak kullanıyor. Yılda 220 ton süt işliyoruz. Üretim tesisimiz, süt üretimi ve mandıra olarak iki bölüm. Sütten dondurma dışında, tulum, kızartmalık peynir, teneke peyniri gibi ürünler yapıyoruz. Bu konuda geleneksel tarifl er üzerinden gidiyoruz, Adana, İç Anadolu, Edirne, Trakya bölgelerinin peynirleri gibi Anadolu damak tadına uygun üretim yapıyoruz. Ayrıca et üretimine de girdik, paketlenmiş halde oğlak kavurma satıyoruz ve sucuk üretiyoruz. Dondurma, et ve süt olarak üç başlıkta, 25 çeşit ürünümüz var ve bunlar, İstanbul, Ankara’da iyi gıda ürünleri satan butik işletmelerde tüketici ile buluşuyor. Toplamda 150 noktada varız. Online olarak da satışa başladık.”

“Keçileri yok etmek bu topraklara kötülüktür”

Afyon tarafından Yörük asıllı bir aileden geldiğini ve Kuruçeşme Çiftliği’nin bulunduğu Adana’nın Karaisalı ilçesinin de bir süre öncesine kadar keçi ile geçinen Yörükleri ile tanındığını anlatan Murat Ulusoy, şöyle devam etti: “Burası eskiden keçileriyle ünlü bir havzaydı. Yerel yönetimlerin Avrupa Birliği ile yaptığı bir proje kapsamında yerel keçileri halkın elinden aldılar, onlara Saanen keçileri verdiler. Burada Saanen keçisinin yetişmeyeceğini Avrupalı bizden daha iyi biliyordu. Yörük halkın ekonomik dayanağı keçiydi ve keçisi elinden alınanlar şehre göç etti. ‘Keçiler ormanları yok ediyor’ yalanı ile keçiler yok edildi. Gerçekte ise keçiler ormanda otladığı zaman otları çöpleri yer ve yangının yayılmasını önler. Bu durum İspanya’da bilimsel olarak kanıtlanmış ve devlet yangınları önlemek için ormanlık alanlarda keçi sürülerini teşvik etmiştir. Biz şimdi Karaisalı’nın keçi ekonomisini tekrar canlandırmaya çalışıyoruz. Elimizdeki keçileri çevre halkına verip, onlardan sütünü almayı planlıyoruz. Meraya erişimi olan üreticileri tercih ediyoruz. Piyasada yerli ırktan üretim yapan nadir keçi çiftliklerinden biriyiz ve en büyüğüyüz.”

Bu konularda ilginizi çekebilir