Şans Sohbetleri: İşinizi 15 Mayıs'a bırakmayın

Ekonomist Ali Ağaoğlu ve gazeteci Hakan Güldağ bu hafta Şans Sohbetleri’nde piyasada iyice hissedilen döviz likiditesindeki kuruluğu değerlendirdi. Seçim sonrası sürecin iyi yönetilmesinin kritik önemde olduğunu vurguladı. Petrol ve emtia piyasalarını ele alan ikili, gelişmeleri Türkiye için 'iyi haber' olarak yorumladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Güldağ: Denizli’deydim geçen hafta. Sanayicilerle konuşuyoruz, 'döviz bulamıyoruz' diyorlar. "Bugün yine bulamadık, kurudu ortalık" dediler. İş kontrolden çıktı diye düşünülüyor. "İş yapmanın tadı kalmadı" diyenler de oldu. Kahramanmaraş'taki sanayicilerle konuşuyoruz onlar da aynı durumda. Çoklu kur, ikili kur meselesi adeta kalıcı hale geldi. 21,40'tan bozdurmuş getirdiği Euro'yu bir ihracatçı, hammadde almak için bankaya gittiğinde 21,97'den alabilmiş. 'En az 60 kuruş fark yiyoruz' diyorlar. Pek çok işlemde fark 1 lira. Tavsiye istiyor iş insanları...

Ağaoğlu: Tavsiye verilecek zamanları geçtik galiba. Biz ilk sohbetlerimizde tahvil bono piyasasında likidite kuruluğu demiştik. şimdi de tahvil piyasasındaki likidite kuruluğuna benzer döviz piyasasında da bir likidite kuruluğu problemi ortaya çıktı.

Güldağ: Yabancıların 10 yıl kadar önce 57-58 milyar dolara kadar çıkan tahvil, bonodaki payları 1 milyar dolara indi. Borsada 70 milyar dolar olan yatırımları 23-24 milyar dolara geriledi. İthalatımız hala ihracatın hayli üzerinde. Hem dış ticaret, hem de cari açık veriyoruz. Turizmden gelecek döviz de imdada yetişmedi henüz...

Ağaoğlu: Döviz bir şekilde Merkez Bankası tarafından temin edildiği sürece var. Peki, Merkez kaynakları sonsuz mu? Hayır değil. Bu riski gördüğü zaman insanlar buna karşı kendilerince önlem almaya çalışıyorlar mı? Evet. Ama bu işleyiş bizi 4 farklı kura getirdi.

Güldağ: Dört farklı kur mu?

Ağaoğlu: Beraber sayalım. Bir, Merkez Bankası'nın tabela kuru, iki bireylere ve tüzel kişilere bankaların sattığı kur, üçüncüsü Tahtakale’deki kur, dördüncüsü de ihracatçıların yüzde iki farklı sattıkları resmi kur.

Güldağ: Arjantin'e benzetiliyor ya...

Ağaoğlu: Orada 17 kur var bildiğim. Arjantin’deki kur mekanizması ile Türkiye ile ilgili kur mekanizması arasında majör bir fark var. Arjantin kuru teşvik ve vergi unsuru olarak kullanıyor. İthalatçının kuru pahalı, vergi koymak yerine kuru yüksek tutuyorlar. İhracatçıyı teşvik etmek için kuru yüksek tutuyorlar. Farklı bir yöntem izliyorlar.

Güldağ: O da sıkıntılı...

Ağaoğlu: Çalışır mekanizma değil...

Güldağ: Faizi, yani paranın fiyatını bir kez doğru belirleyemeyince, dövizin fiyatı da doğru olmuyor... Ağaoğlu: Her zaman ve daima aslolan faizdir. Tabii, kur tarafında arz-talep dengesi de çok önemli. Şu anda arz kısıtlı, talep artıyor. O zaman da iş Merkez Bankası'nın rezervlerne kalıyor.

Güldağ: Revzerlerdeki erime hızlı...

Ağaoğlu: Bunu da bildiği için piyasa katılımcıları, tedirginlik biraz daha artıyor. Yani bu tabela kurunu seçime kadar illa 20'nin altında tutacağız deyip bir baskı uyguluyorsunuz, iş arka tarafta başka sorunları biriktiriyor.

Güldağ: Ve kur makası büyüdükçe bankalara yarıyor diyenler yine arttı...

Ağaoğlu: Bu da yanlış. Evet bankalara yarıyor da bankalar bunu sonsuz hacimde yapıyor olsalar amenna. Bugün koca bir banka günlük 50 milyon dolarlarla iş yapabiliyor. Limiti var. Yani 0,70’ten, yaklaşık 2 milyon gelir. En büyük banka yapsa yapsa bu kadar kar eder. Az değil ama dile pelesenk olacak kadar büyüklükte bir rakam değil. Sanayicinin döviz bulamamasının bir sebebini de söyleyeyim. Saat 10-10:15 arasına sıkıştı piyasa. Sadece 15 dakika... Hazinenin belki de en rahat dönemi ama tabii öykünecek bir şey değil.

Güldağ: KKM de çok büyüdü. 100 milyar doları geçti. Faize, kura bir anda dokunamazsın diyorsun ya, KKM'ye de el süremezsin. Ateşten gömlek... Bir tür 'KKM rejimi kurduk' biz. Her şeyi, 'aman döviz çıkmasın' diye oraya odakladık. Ürperme geliyor, heybedeki turpun büyüklüğünü gördükçe...

Ağaoğlu: Hakikaten heybedeki turp büyüyor. İster şu andaki mevcut Cumhur İttifakı çoğunluğunu sürdürsün, hatta Mehmet Şimşek’in adı çok sıkça geçti, o bile gelse, birikmiş sorunlar büyük ve daha da büyüyor. Doğru teşhis- tedavi problemi bence...

Güldağ: En azından konunun 'faiz sebep, enflasyon netice' basitliğinde olmadığını anladık sanırım... Ağaoğlu: Bu bir stok problemi değil bu bir akım problemi. Yani akut değil kronik bir problem ve bunu bir seferlik bir çözümle, yani Suudi Arabistan’dan 5 milyar dolar, Katar’dan 15 milyar dolar, hatta IMF’ten 50 milyar dolar getirip, işi çözeceğiz gibi bir yaklaşım asla derdimize deva olmaz, olmayacak da.

Güldağ: Millet İttifakı gelirse, fark nerede ortaya çıkacak sence...

Ağaoğlu: Cumhur İttifakı gelirse hani faiz tarafında görece olarak daha sınırlı, belki Millet gelirse biraz daha yüksek bir seviyeden başlayabilirler ama her iki tarafın da ben çok radikal, kırıcı, sert önlemler almasını beklemiyorum. Neden dersen, şu andaki ekonomik kırılganlığımız had safhada, ne yaparsanız yapın ya şirket iflaslarına, ya işsizliğe yol açacaksınız ya da büyümede çok ama çok ciddi sıkıntı yaşayacaksınız. Depremin etkilerinin hissedildiği bir dönemde bu kadar radikal ve sert olamazsınız ve olmamalısınız.

Güldağ: Keza faiz ve kurda da... Faizi yükseltiriz, yabancı sermaye gelir, sonrası Allah kerim dersek yanlış...

Ağaoğlu: Zarar verir. Şimdi bazı seviyeler var, 25 dolar konuşuluyor.

Güldağ: O makul, daha neler var...

Ağaoğlu: Biliyorum 35 diyenler var, 50 diyenler var. Yapmayın, etmeyin. Bir soru sorayım; dolar/TL’yi şu anda 3 katına çıkarsanız, hangi derdinizi çözer? Hiçbir derdinizi çözmediği gibi var olan derdimizi de en az ikiye katlar. Bir de piyasa cephesinde çok nahoş bir durum vardır, o da bir fiyatı gördüğü zaman piyasa unutmaz. 15 Mayıs gününü iyi yönetmek gerektiği konusunda tarafların çok ciddi düşünmesi gerekiyor. Çünkü orada herhangi bir kur, rastlantı sonucu dahi olsa, ekran arızasından bahsetmiyorum, ama dişe dokunur büyüklükte bir işlem gerçekleşmişse ve o işlemin kuru her neyse o insanların akıllarına nakşedilecek onu geri getirmeniz çok zor olacak. O yüzden bu çok ciddi ve bence çok dikkat edilmesi gereken bir nokta. Farklı bu seçim. Daha önce hiç hissetmediğimiz, bilmediğimiz birtakım olayların yaşanma ihtimali olan bir seçim sonrası dönem bizi bekliyor. Borsa yatırımcısıysanız da, sanayiciyseniz de işinizi 15 Mayıs'a bırakmayın.

Güldağ: Ee, ne diyelim, durgun suda herkes kaptan.

Petrolde düşüş bizim için güzel haber, Batı Teksas 67-70, Brent'te 75 dolar bandı olur

Güldağ: Petrolde yine hareketli günler var. Bizim faturayı etkiliyor. Geçen sene 100 milyar dolardan fazla ödemişiz. Bu sene muhtemelen yüzde 90 artmaz ama petrol fiyatlarının nasıl bir seyir izleyeceğinden tam da emin olamıyoruz...

Ağaoğlu: Bizim için iyi haber şu, özellikle OPEC’in bir sürpriz üretim kesintisi haberi vardı, 3 Nisan’da... Petrol fiyatları çok sert yükselmişti. Yani 31 Mart'tan o günkü Batı Teksas petrolünün kapanışı 75,75'ti. 3 Nisan'da 78,5'tan başladı, 81,5’e kadar çıktı. Sonrasındaki günlerde de 83,5’lere kadar yükseldi. Batı Teksas için konuşuyorum.

Güldağ: Ama ondan önce de 70 doların bile altına gelmişti...

Ağaoğlu: Evet, çok radikal olarak düşüşle 65 dolar, 64,5 dolara kadar. Tam da Amerika'da Başkan Biden'ın açıklamış olduğu stratejik petrol rezervlerini tamamlama seviyesi 67- 72 dolardı. O bölgeye kadar düşmüştü.

Güldağ: Amerika rezerv tamamlamaya başladığı sırada mı?

Ağaoğlu: Belki de tam başlamadılar ama niyet açıklanmıştı. Zaten öyle hurra deyip gidip piyasadan alabileceğiniz bir rakam değil. Çünkü fiziksel petrol aldığınız için bunun birçok aşaması var, bugünden yarına da yapılabilen bir şey değil. Kontrat alarak yapamıyorsunuz. Fiziksel petrol gerçekten meşakatli bir iştir.

Güldağ: Senin ülkeler üstü manipülasyon dediğin hadisede bir çatlak var mı?

Ağaoğlu: Yok, üretimi kesiyorlar ancak bu manipülasyon yalnız çalışmıyor. Çin tarafında beklenen büyümenin olmaması, Ukrayna -Rusya Savaşı'ndan sonra Rusya'ya getirilen yaptırımlara rağmen petrolün halen daha Hindistan ve Çin üzerinden normal fiyata yakın satabiliyor olması işin arz tarafında istenen etkiyi yaratmadı.

Güldağ: Ya talep tarafı...

Ağaoğlu: Talep tarafında iki problem var; faizler, Fed’in faizleri, ki 2-3 Mayıs’ta son bir 25 baz puanlık artışla Fed duracak beklentisi, piyasayı da buraya getirdi. Fakat arkasından şimdi piyasada, yavaş yavaş benim başından beri savunduğum faizler duracak ama hızla inmeyecek, yatay gidecek beklentim daha fazla konuşulmaya başlandı.

Güldağ: Piyasa sonbaharda Fed faiz indirir senaryosunu fiyatlıyor...

Ağaoğlu: Yok, öyle çok da hızlı inmeyecek, çünkü son açıklanan konut satışları olsun, diğer veriler olsun… Evet etkilemeye başladı faiz ama henüz daha arzu edilen tarzda hızlı bir etkilenme olmadığını söylüyor, özellikle istihdam tarafı. Bu da faiz indirimleri ertelenecek, talebi olumsuz etkileyecek bu durum diye bir düşüş var. Bu bizim için güzel haber, bu kadar olumsuzlukların içinde…

Güldağ: Daha düşer mi peki?

Ağaoğlu: Evet daha Batı Teksas petrolünün 67-70 dolar olmasını bekliyorum. 70 diyelim. Brent için de yaklaşık 75 dolarlık bir seviyeden söz edebiliriz. Ve hatırlarsan ben 75 dolara düşecek demiştim 85-90'lardayken. Sebep faizdi. Faiz patikasına ilişkin algılar birçok yere de sirayet ediyor.

Gümüş 24’e kadar geriler, sonra yeniden yükselir

Güldağ: Bu altına, gümüşe ne oldu?

Ağaoğlu: Bakma sadece altın-gümüş düşmüyor, gelişmeler altın ve gümüşe de sirayet ediyor. 2000 doların altına düştü, altın şu anda 1982, yine tarihi de belirtelim 28 Nisan, şu anda saat 12:40. 24,84’te de gümüş.

Güldağ: Nedir faizle ilgili endişeler mi?

Ağaoğlu: Ne olacak, aynen.

Güldağ: Ne bekliyorsun bu durumda?

Ağaoğlu: Gümüşün 24 dolara kadar gerilemesini, ondan sonra yeni bir yükseliş yaşamasını bekliyorum ki bu altını çok büyük ihtimalle 1935- 1945 bölgesine kadar getirecek diye düşünüyorum. Hatta teknik analize bakınca 1930’lara kadar altının inmesini bekliyorum. Bu sadece altın ve gümüşte değil, tarımsal emtia tarafında da çok ciddi düşüşler var, şeker hariç.

Güldağ: Şeker niye hariç?

Ağaoğlu: Şekerde Hindistan'dan kaynaklanan ihracat kotalarının azaltılması ile ilgili haber var, önemli bir şeker ihracatçısı Hindistan.

Güldağ: Ya 'doktor' bakır?

Ağaoğlu: Bu durum doktor bakır için de geçerli. Faiz tarafında patikanın daha uzun süre yüksek kalacağı fikri yavaş yavaş satın alınıyor. Şimdilik iyi haber. Çünkü dışarıdan gelecek bir fiyat baskısı Türkiye için azalmış demektir.

Güldağ: Bu kadar sıkıntılar içinde iyi haberlere de ihtiyaç var doğrusu. Ben de deprem bölgesinde ihracatın geçen yılın yüzde 80'ine ulaştığı bilgisini paylaşayım. 11 ildeki ihracat... Ama Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman henüz negatif ayrışmaya devam ediyor.