Çelebi Havacılık güvenlik izinlerinin iptal edilmesi üzerine Hindistan’a dava açtı
Türk havacılık firması Çelebi Hava Servisi A.Ş., Hindistan'daki iştiraki Celebi Airport Services India'ya verilen güvenlik izinlerinin iptali sonrası mahkeme yoluna başvurdu. Şirket, kararın “keyfi, gerekçesiz ve hukuki sürece aykırı” olduğunu savundu
Türkiye merkezli yer hizmetleri firması Çelebi, Hindistan hükümetinin güvenlik iznini iptal etmesinin ardından Delhi Yüksek Mahkemesi’nde dava açtı.
Hindistan Sivil Havacılık Güvenliği Bürosu (BCAS), geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Pakistan’a verdiği destekten sonra kamuoyunda oluşan tepkiyi takiben, Çelebi’nin Hindistan’daki tüm faaliyet izinlerini iptal etti. Gerekçe olarak ulusal güvenlik gösterildi.
Davanın arka planı
Pakistan ve Hindistan arasında artan gerilim sırasında Türkiye’nin İslamabad yönetimini destekleyen açıklamaları, Hindistan’da diplomatik ve ticari tepkilere yol açtı. Bunun üzerine Türkiye ile ilişkili birçok alanda boykot çağrıları yapıldı.
Çelebi’nin Hindistan’daki iştiraki olan Çelebi Airport Services India ve Çelebi Delhi Cargo Terminal Management’a ait tüm güvenlik izinleri iptal edildi ve çalışanları başka firmalara yönlendirildi.
Çelebi'nin yüzde 65'i yabancı yatırımda
Çelebi, Delhi Yüksek Mahkemesi’ne sunduğu dilekçede, Kasım 2022’de beş yıllığına yenilenen güvenlik izniyle faaliyetlerine devam ettiğini, toplam 3 bin 791 çalışanın tek tek güvenlikten geçtiğini ve herhangi bir suistimal bulunmadığını belirtti.
Şirket ayrıca yüzde 65’lik hissesinin Kanada, ABD, BAE ve Batı Avrupa merkezli yatırımcılara ait olduğunu, dolayısıyla Türkiye hükümetiyle doğrudan bir bağı bulunmadığını da vurguladı. “Ulusal güvenlik” ifadesinin belirsizliğine dikkat çeken şirket, kararın gerekçesiz olduğunu savundu.
Davaya bakan Delhi Yüksek Mahkemesi’nin vereceği karar, jeopolitik gerilimlerin özel sektör sözleşmeleri üzerindeki etkisine dair önemli bir emsal teşkil edebilir.
Bu durum, yabancı şirketlerin sadece kendi hükümetlerinin dış politikalarından dolayı cezalandırılıp cezalandırılamayacağına dair temel bir hukuki soruyu da gündeme getiriyor.
Bir sonraki duruşma 21 Mayıs’ta yapılacak.