Çelik'ten 6'lı Masa'ya: Bu paralel bir mekanizma olur
AK Partili Çelik, "Diyorlar ki, cumhurbaşkanı seçildikten sonra, Altılı Masa'yla birlikte Türkiye'yi yönetecek. Türk devlet sisteminde ve Türk anayasal düzeninde, devlet mekanizmasında cumhurbaşkanının ülkeyi yönetmesinde ya da geçmişte başbakanın ülkeyi yönetmesinde altılı masa diye bir mekanizma yok. Bu paralel bir mekanizma olur." dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde gazetecilerle bir araya geldi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmayı hatırlatan Çelik, bu konuşmanın, son derece üzücü ve vahim olduğunu dile getiren Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanı'mıza 'tiran' ya da 'diktatör' şeklinde ifadeler kullanmayı, Türkiye'nin dışındaki kara propaganda merkezleriyle paralel bir biçimde Sayın Kılıçdaroğlu yürütmeye devam ediyor. Türkiye'nin seçilmiş cumhurbaşkanına 'tiran' ya da 'diktatör' gibi ifadeler kullanmak hiç kimsenin haddine değil, bunu şiddetle kınadığımızı bir kere daha belirtmek istiyorum." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun siyasi okur yazarlığı olmadığı için "tek kişilik hükümet" tabirini bir türlü anlayamadığını iddia eden Çelik, şöyle devam etti:
"Tek kişilik hükümet tabiri, hukuki ve siyasi olarak bir kişinin yönetiminden bahsetmiyor. Başkanlık sistemlerinde cumhurbaşkanı seçildiği andan itibaren hükümetin kurulması anlamına gelir. Parlamenterler sistemde ise seçildikten sonra Mecliste bir güvenoyu süreci söz konusu oluyor. Cumhurbaşkanı tarafından atama oluyor, daha sonra Meclisten oy alması gerekiyor. Aradaki farka dikkat çekmek için başkanlık sistemleri için 'tek kişilik hükümet' tabiri genelde kullanılır. Bu şekilde baktığınızda da her zaman görüldüğü gibi bütün başkanlık sistemlerinde başkan seçildiği andan itibaren hükümet kurulmuş demektir. Bu son derece net bir durumdur. Buna rağmen sürekli bunu gündeme getirmesi, politik okur yazarlığının olmadığının yeni bir ifadesi olarak önümüze gelmiştir."
Kılıçdaroğlu'nun, konuşmasındaki "Gazi Meclis" ile ilgili sözlerini de eleştiren Çelik, Kılıçdaroğlu'nun bu konuda ortaya koyduğu polemiğin hiçbir şekilde affedilir tarafının bulunmadığını söyledi. Ömer Çelik, şöyle devam etti:
"Milletvekillerimize de dönüp, 'Sizin nasıl milletvekili seçildiğinizi biliyoruz.' dedi. Evet, bütün Türkiye, dünya biliyor. Hür ve demokratik seçimlere girdiler, milletin oyunu aldılar ve milletvekili oldular. Ama kendisinin nasıl genel başkan olduğu konusu halen Türk siyasi hayatının en gizemli, en spekülatif konularından biri olmasına rağmen başkalarının seçimi hakkında bu derece konuşması tam bir basiretsizliktir, haddini aşmaktır. Bizim milletvekillerimiz, Meclisin diğer milletvekilleri gibi hür ve demokratik seçimlere girdiler, demokratik bir yarış neticesinde milletvekili oldular. Bunun tartışmaya açılması, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı'nın kendi oturduğu koltuğun meşruiyetini tartışmaya açması anlamına gelir. Ayrıca milletin iradesiyle seçilen milletvekillerine dönük olarak bu üslubun kullanılması, millet iradesiyle kavga etmekten başka bir şey değildir. Bunu Kılıçdaroğlu ve yönetimi bir varoluş meselesi haline getirmiştir."
CHP'nin "İkinci Yüzyıla Çağrı" toplantısı
Çelik, partisinin "Türkiye Yüzyılı" vizyonunu ortaya koyunca, CHP'nin de "İkinci Yüzyıla Çağrı" toplantısı yaptığını belirterek, CHP'nin bu toplantısıyla bir "zihni sinir projesi"yle karşı karşıya kalındığını savundu.
Toplantıda, "Siyaset üstü kadrolarla Türkiye'yi yöneteceğiz." denildiğini aktaran Çelik, şunları kaydetti:
"Bu, geçmişte Türkiye'nin başına büyük belalar açmış vesayetin kodlarından bir tanesidir. Siyasetin aşağılanması, milli iradenin aşağılanmasıdır. Siyaset aşağılandığı, ötelendiği zaman Türkiye'nin başına ne belalar açıldığını, darbelerden postmodern darbelere, askeri vesayetten yargı vesayetine kadar pek çok konuda gördük. Şimdi Kılıçdaroğlu, siyaset üstü kadrolarla Türkiye'yi yönetmekten bahsederek siyaseti geçmişte vesayetin diliyle aşağılayan üslubu yeniden diriltmeye çalışıyor."
"Ruhbanlar konseyi gibi bir şey üretiyorlar"
Altılı masanın anayasa değişikliği önerisini de değerlendiren Çelik, bu öneride, cumhurbaşkanının yetkisiz ve işlevsiz hale getirilmek istendiğinin görüldüğünü söyledi.
Ömer Çelik, şöyle konuştu:
"Diyorlar ki, cumhurbaşkanı seçildikten sonra, altılı masayla birlikte Türkiye'yi yönetecek. Türk devlet sisteminde ve Türk anayasal düzeninde, devlet mekanizmasında cumhurbaşkanının ülkeyi yönetmesinde ya da geçmişte başbakanın ülkeyi yönetmesinde altılı masa diye bir mekanizma yok. Bu paralel bir mekanizma olur. Bu ne demektir? Cumhurbaşkanı ya da başbakan seçilen kişi, millete karşı sorumluluğunu ya da yetkisini yerine getirirken bu altılı masa üzerinden geçecek. Bir tür 'ruhbanlar konseyi' gibi bir şey üretiyorlar."
"DEAŞ liderine makale yazdırmaktan bir farkı yok"
Suriye'ye yönelik askeri harekatlar ve terörle mücadeleyle ilgili çeşitli eleştirilerin yapıldığını dile getiren Çelik, şimdiye kadar ciddiye alınabilecek, kayda değer tek bir değerlendirmenin çıkmadığını söyledi.
Konuşanların da terör örgütünü meşrulaştırmak üzere ortaya çıktığını belirten Çelik, "Bir batı demokrasisinde, o ülkenin büyük bir gazetesinde, PYD/YPG terör örgütünün başına makale yazdırıyorlar. Bu utanç verici bir durumdur. Bunun, DEAŞ liderine makale yazdırmaktan bir farkı yoktur. Amerika Birleşik Devletleri'nde Washington Post'ta buna yer verdiklerinde aslında yapılan şey, terör örgütü propagandasından başka bir şey değildir." ifadesini kullandı.
AK Parti Sözcüsü Çelik, terörle mücadele operasyonlarıyla ilgili, "Çevremizdeki ülkelerde, Türkiye'nin askeri operasyonlarına karşı zirve toplamaktan bahsediyorlar. Her ne yaparlarsa yapsınlar, dünyanın en yüksek meşruiyete sahip askeri operasyonlarını yapıyoruz ve terörle mücadelesini veriyoruz. Eğer bunlar yapılmasaydı sınırımızın dibinde terör yapıları kurulacaktı. Kim ne derse desin, sınırlarımıza yakın bir yerde, ülkemizi tehdit eden bir terör oluşumu gördüğümüz anda vururuz ve darmadağın ederiz." şeklinde konuştu.