Özgür Özel'den Çorlu tren kazası davası hakkında açıklama

Çorlu tren kazası davasıyla ilgili açıklama yapan CHP lideri Özgür Özel, "Mahkeme heyeti hukuk için küçük ama Türkiye’deki mücadelelerin tümü için büyük bir adıma katkı sağladı. Sadece bölge müdürlükleri nezdindeki cezalandırmalar ilk adımdır ama yeterli değil." dedi. Özel, "Bu başarı dayanışma gösterenlerindir. Bundan sonra hep beraber olacağız. Hep birlikte duracağız." ifadelerini kullandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Özgür Özel'den Çorlu tren kazası davası hakkında açıklama

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Çorlu tren kazası davasında çıkan kararla ilgili açıklamalarda bulundu.

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesi Sarılar köyü yakınlarında 2018’de meydana gelen ve 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği, 328 kişinin yaralandığı tren kazasıyla ilgili davada karar açıklandı.

Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, kaza sırasında TCDD Bölge Müdürü olan Nihat Aslan'a 15 yıl, Bölge Bakım Müdürü olan Mümin Karasu'ya 17 buçuk yıl, Bölge Müdür Yardımcısı Levent Meriçli'ye 9 yıl 2 ay hapis cezası verdi.

Duruşmaya katılan CHP lideri Özgür Özel, karar sonrasında şunları söyledi:

''Bugün, Çorlu Tren Katliamı’nın karar duruşması için buradaydık. Şubat ayında, hiç beklenmedik bir şekilde duruşma bugüne atıldığında büyük bir infial vardı. O gün ailelere söz vermiştik; ‘Günü geldiğinde, 25 Nisan’da buraya çok daha güçlü geleceğiz ve çok daha kalabalık olacağız’ diye. Defalarca ifade ettiler, buralarda kimsesiz kaldıkları tek başına yürüdükleri günler de oldu. Bugün burada büyük bir kalabalık ve büyük bir inançla yıllardır bu mücadeleyi gösteren ve bütün Türkiye’deki mağdurlara umut olan, hakkı yenenlere örnek olan bu büyük ailenin önünde öncelikle hepimiz, bütün Türkiye olarak saygıyla eğiliyoruz. Ardından başta Çağdaş Hukukçular olmak üzere -çünkü Türkiye tarihinin en büyük iş cinayetinde; Soma’da sadece iki tutuklu var birisi Selçuk Kozağaçlı, birisi sevgili Can Atalay. Soma’da o günkü şartlarda, bütün mücadeleleri sonucunda onları alıp içeriye attılar ve Soma’nın katillerini dışarıya bıraktılar. Bugün burada, belki de ilk kez kamu görevlilerinin ceza aldığı, tutuklandığı, 22 yıldır yerleştirilmiş cezasızlık kültürünün ilk kez geriletildiği, ülkeyi yönetenlerin ‘Benim bürokratıma, yöneticime, kamu görevlime dokundurtmam çünkü verdiğim kanunsuz emirleri onlar uyguluyor. Onlar yargılanırsa bundan sonra sözümü dinlemezler’ mantığıyla hiçbirini feda etmeyenlerin, bugün halkın göstermiş olduğu büyük dirayet, büyük dayanışma sonucunda geri adım attıklarını görüyoruz.

"Sadece bölge müdürlükleri nezdindeki cezalandırmalar yeterli değil"

Mahkeme heyeti tarihe kendileri adına bir utanç değil, aslında hukuk için küçük ama Türkiye’deki mücadelelerin tümü için büyük bir adıma katkı sağladılar. Ben olası kast, taksir, bilinçli taksir tartışmalarını kıymetli hukukçulara bırakıyorum. Ama bildiğimiz bir şey var: Sadece bölge müdürlükleri nezdindeki cezalandırmalar ilk adımdır ama yeterli değildir. Bundan sonra hepimize düşen istinaf aşamasını, Yargıtay aşamasını titizlikle, dikkatle ve inatla takip etmektir. Buradaki kazanımın üst aşamalarda aşındırılmasına, geri gitmesine asla izin vermeyeceğiz. Sözümüze değer veren herkese şunu söylüyoruz: Bir olay ortaya çıktığında hep beraber ağlıyoruz, önemli. Büyük sözler söylüyoruz, ‘Unutursak yüreğimiz kurusun’ diyoruz, önemli. Ama süreci takip etmek; son güne, son ana kadar ilk günkü öfkeyi, ilk günkü acıyı unutmadan takip etmek önemlidir. Devlet Demir Yolları’nın genel müdürleri ve oradaki genel müdür yardımcıları ve tüm sorumluların yargılanması gerekmektedir. Ve siyasi sorumluluk asla unutulmamalıdır.

"Hepimize umut oldu"

Seçim öncesi, ‘hızla yetişsin, faaliyete geçsin, seçim vaadimiz yerine gelsin’ diye kanunsuz emir verenlerin, alelacele hakları devreye alanların, bir başka seçim öncesi ‘aman kesintiye uğramasın’ diye bakım-onarım meselesinin aksaltılmasına yönelik siyasi talimat verenlerin hesap verdiği günler gelmeden Çorlu için tam adalet sağlandı diyemeyiz. Ama Çorlu, hepimize umut olmuştur. Ben ilk günden beri bütün Türkiye'ye örnek, bir birlik ve dayanışma gösteren Çorlu annelerine, babalarına, dedelerine ve evlatlarına; bugün yolda benim boynuma sarılıp da ‘Özgür Amca, benim babam da burada oldu. İyi ki geldiniz’ diyen güzel kızlarımıza, bir maddi menfaat peşinde olmadan sırf adalet için onlara sahip çıkan tüm avukatlara, tüm avukatlarımızın kıymetli meslek örgütü barolarımıza ve ilk günden beri bu davayı takip eden -aileler yüz kere dedi diye boynumun borcudur- Çorlu'nun yeniden de seçilen Belediye Başkanı Ahmet Başkan'a -hiç yalnız bırakmadı dedikleri için- ve hangi siyasi partiden olursa olsun hem partimin hem diğer siyasi partilerin milletvekillerine, dün yaptığımız çağrıdan sonra yüzlerle gittiğimiz buradan binlerle, üç binlerle, beş binlerle destek için buraya koşup gelen, sözümüze değer veren herkese, İstanbul'un ve Trakya'nın tüm il başkanlarıma ve bu büyük mücadeleye katkı için burada olan herkese teşekkür ediyoruz.

Türkiye'de yeni bir siyasi iklim vardır. Bu iklim bir siyasi partinin yarattığı, başardığı bir iklim değildir. Bu iklim mağdurların, mazlumların, unutulanların, yok sayılanların ve hakkı yenip yok sayılmaya çalışanların mücadelesine omuz veren, nefes veren herkesin yarattığı bir iklimdir. Yıllardır mahkemelere giderim. Soma'da 83 mahkeme takip ettim. Bu karar duruşmasında sağımda Can Atalay, solumda Evren İşler, etrafımızda aileler, biz hüngür hüngür ağladık. Bir tane tutuklu yoktu. O gün Selçuk tutukluydu, üstüne de Can’ı tutukladılar. Bugün buradan bu sonuç alınıyorsa bu bir kazanımdır. Direnenlerin, mücadele edenlerin, dayanışma gösterenleri başarısıdır, onların zaferidir. Orada raylar altında bırakan teyzem, burada adalet için geldiyse; torununu bırakanlar, evladını bırakanlar bugün buradaysa; ‘Bugün biz bir nebze olsun adaleti bulduk, yüreğimize su serpildi’ diyorsa avukatlar; anneler, ‘Evlatlarım bu gece rahat uyuyacak’ diyorsa dayanışmanın önemi, mücadelenin önemi budur.

"Halktan güçlü kimse yok''

Halktan, milletten güçlü kimse yoktur. Bundan sonra biz birlikte durdukça, birlikte mücadele ettikçe kötülük geri adım atmaya, mahkum olmaya ve kaybetmeye devam edecek. İyiler kazanacak, anneler kazanacak, mağdurlar kazanacak. Bundan sonra hepimize düşen bir şey var: Kim hak arıyorsa yanında olalım, arkasında olalım. Soma'ysa Soma, Çorlu’ysa Çorlu, İliç’se İliç... Atanmayan öğretmense pazar günü Ulus’ta atanmayan öğretmen, açlığa mahkum emekliyse emekli, kim hak arıyorsa yanında olalım. Türkiye'deki herkese söylüyorum: Kolunu rayın altında bırakmış bu annem, size bu mücadeleye katkı sağlayanlara, ‘Allah razı olsun’ diyor. Evladını orada bırakmış bu gencecik anneler, mücadelelerine omuz verenler sayesinde bu gece rahat uyuyacaklar. İlk kez acıdan değil, sevinçten gözyaşı döktü bu anneler. Bu başarı dayanışma gösterenlerindir. Bundan sonra hep beraber olacağız. Hep birlikte duracağız. Hep birlikte yürüyeceğiz. Birleşe birleşe biz kazanacağız. Halk kazanacak. Türkiye kazanacak.” (ANKA)