Depremden çıkan nesneler Havalimanı’nda sergiye dönüştü

İGA İstanbul Havalimanı’nın kültür ve sanat merkezi İGART Gallery, Sanatçı Mehmet Kavukcu’nun “Doğa” başlıklı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Prof. Gülveli Kaya’nın küratörlüğündeki sergi, sanatçının ülkemizi yasa boğan 6 Şubat depremleri üzerine ürettiği performans video, fotoğraf ve objelerin yerleştirmelerinden oluşuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Depremden çıkan nesneler Havalimanı’nda sergiye dönüştü

Hüseyin ASLIYÜCE

İstanbul Havalimanı’nda giden yolcu arındırılmış katından bugün açılışı yapılan “Doğa” adlı sergiye İstanbul Mülki İdare Amiri İlker Haktankaçmaz, İGART Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Hüsamettin Koçan ve Sanatçı Mehmet Kavukcu ve Havalimanı çalışanlarının katıldı.

Sergide sanatçı Mehmet Kavukcu’nun farklı dönemlere ait performans çalışmaları arasından seçilmiş videoların yanı sıra fotoğrafların ve Hatay deprem bölgesinden toplanmış objelerin yerleştirmelerinden oluşuyor. “Doğa” başlığı altında insan ve doğa arasındaki çelişkili ilişkiyi ve bu ilişkinin sonuçlarını yerleştiriyor.

“Doğanın insanı” ile “insanın doğasını karşı karşıya getiren serginin küratörü Prof. Gülveli Kaya, İGA ART Gallery’de sanatseverlere sunulan bu ilişki hakkında şunları söyledi: “Doğanın insanı doğayla barışık, onun yasalarını kabul eden ve doğanın bir parçası olarak yaşayan, buna karşılık doğanın güzelliklerinden ve verdiklerinden yararlanmasını bilen bir insan iken, insanın doğasının doğa ile pek de iyi geçinemediği gözler önüne seriliyor.”

“Teşekkürler Dünya”

Sanatçı Mehmet Kavukcu, “Doğa” sergisinde Hatay deprem bölgesinden topladığı eşyaları ve objeleri tüm dünyaya göstermek, dokundurmak ve hissettirmek üzere bir araya getiriyor. Uluslararası bir mekân olan İGA İstanbul Havalimanı ise bu sergiyi, deprem bölgesiyle kurdukları empati ve desteklerinden dolayı tüm dünya insanlarına bir teşekkür fırsatı olarak görüyor.

Kavukcu’nun farklı zaman ve mekânlarda hayata geçirdiği üç performansın bir arada sunulduğu sergide vurgulanmak istenen mesaj ise şöyle:
“İnsan aletsiz, araçsız ve yalnızdır. Her şeyi kendi gücüyle toplamakta, koparmakta ve taşımaktadır. Bulunduğu doğadan koparabildiklerini kimi zaman kent merkezine, kimi zaman ise bilinmez bir yere doğru sürükler.”

Prof. Gülveli Kaya, sergi ile ilgili yaptığı açıklamada: “Doğanın insanı, doğayla barışık, onun yasalarını kabul eden ve doğanın bir parçası olarak yaşayan, buna karşılık doğanın güzelliklerinden ve verdiklerinden yararlanmasını bilen bir insan iken, insanın doğasının doğa ile pek de iyi geçinemediği gözler önüne seriliyor.” dedi.

İGA İstanbul Havalimanı CEO’su Kadri Samsunlu sergiyle ilgili şunları söyledi:“200 milyon yolcu eşiğini aşarak önemli bir kilometre taşına daha imza atan havalimanımızda, her bir ziyaretin, farklı deneyimlere götüren bir yolculuğa dönüşmesini diliyoruz. İGA ART aracılığıyla bu hedefimize ulaşırken, İGA İstanbul Havalimanı’nı Türkiye’nin kültür ve sanatta da dünyaya açılan kapısı olarak konumlandırıyoruz. Küresel bir aktarma merkezi olan İGA İstanbul Havalimanı’mızda her gün dünyanın farklı coğrafyalarından yüz binlerce yolcuyu ağırlıyoruz. Misafirlerimizi böylesine önemli ve kıymetli sergilerle bir araya getirmeyi sanatçılarımızın, havalimanımızın ve Türkiye’mizin tanıtımı adına çok önemli buluyoruz.”

Doğa sergisi ile depremin acıları için bir anıt dikiliyor

Yaşanan deprem felaketlerinin yaralarını hâlâ sarmaya çalıştığımızı hatırlatan İGA ART Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Hüsamettin Koçan ise serginin henüz çok taze olan anılarımızla yüzleşmek için de bir vesile olduğunu belirtti.

Prof. Koçan sözlerini şöyle sürdürdü: “İGA ART Sanat Galerisi de bu projelerden biridir ve Mehmet Kavukcu’nun ‘Doğa’ başlıklı sergisi, uluslararası paylaşımın gündemi olabilecek bir içeriğe sahip. Depremlerin, doğaya yöneltilen kirletmenin ve insan ile doğa arasındaki yabancılaşmanın zirve yaptığı günümüzde, Erzurum gibi sanatın merkezine son derece uzak bir bölgede yaşamı boyunca bu temalar üzerinden üreten Mehmet Kavukcu; çevre beğenisi ve önyargılara rağmen yalnızlaşarak, doğa ve insan arasındaki ilişkiyi, farklı bir dil ve duyarlılık ile anlatmayı başarmıştır.

Kışın buz kesen ağaçları buz heykeline dönüştüren, karlar içindeki doğaya yolculuk yaparak yalnız yatakta uyuyan, çöp yığınları içinde kaybolan, kurumuş ağaçları kent merkezine taşıyarak törensel bir davranışla toplumun dikkatine sunan ve deprem bölgesine giderek oradaki yıkımları bir başka deprem bölgesi olan Erzincan’a taşıyarak acılara ve ihmallere özgü bir anıt diken Mehmet Kavukcu ustanın büyük sanat yolculuğunu uluslararası ortamda paylaşmaktan son derece memnunuz. Sanatçımıza bu mekânda yapıtlarını sergilediği için teşekkür ediyoruz ve kendisini kutluyoruz.” şeklinde konuştu.