AYM-Yargıtay çatışması ve Cumartesi anneleri

Maruf BUZCUGİL
Maruf BUZCUGİL ANKARA NOTLARI

Türkiye tarihinde görülmemiş bir yüksek yargı kriziyle karşı karşıyayız. 1961 Anayasası ile kurulan Anayasa Mahkemesi’nin yargı kademesindeki yeri tarihinde ilk kez yine yüksek bir yargı kurumunca sorgulandı. Yargıtay Türkiye İşçi Partisi (TİP) milletvekili Can Atalay ile ilgili ‘hak ihlali’ kararı veren AYM üyelerinin yargılanmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özbekistan’dan dönüş yolunda, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da bir gün sonra Antalya’da yaptığı açıklamalar “Hakemlik” vurgusuna rağmen iktidarın Yargıtay’ın görüşünü benimsediğini gösterdi. İktidarın Anayasa Mahkemesi’nin özellikle bireysel başvurularda AİHM kararlarını çağrıştıran kararlar vermesinden duyduğu rahatsızlığı uzunca süredir gözlemliyorduk.           

AYM Başkanı Zühtü Arslan, “Anayasa şikâyeti” olarak tanımladığı bireysel başvurularla ilgili kararların norm denetimine de yansıdığını gururla belirten yaklaşımına duyulan tepkinin bu kadar büyük olacağı beklenmiyordu. 2008 yılında Yargıtay Başsavcısı’nın Ak Parti’nin kapatılmasını isteyen kararını hukuki üstünlüğüyle bozan AYM bu kez kararları Yargıtay tarafından sorgulanan üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulan bir konuma gelmiş bulunuyor. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 23 sayfalık karar metnindeki AYM’nin “görev alanı dışında çıktığı, kendisini yüksek mahkemeler üzerinde gördüğü, süper temyiz mahkemesi olarak vesayet makamı gibi davrandığı” ifadeleri güncel tartışmaların temelini oluşturdu.

CHP’nin TBMM eylemi

38.Olağan kurultayda CHP genel başkanlığını Kemal Kılıçdaroğlu’ndan devralan Özgür Özel lider olarak ilk sınavını Yargıtay krizinde verdi. CHP milletvekilleri, TBMM’de Genel başkan Özgür Özel'in duyurduğu oturma eylemini başlattı. TBMM'deki eyleme katılan Özgür Özel, “Yargı içinde bir klik anayasaya kafa tutuyor. CHP Grubu bu eylemi aralıksız sürdürecek” dedi.

■ Erdoğan’dan bazı Ak Partililere sitem

Yargıtay’ın kararı gündeme bomba gibi düştükten sonra Ak Parti’nin hukuki konulardaki en yetkin isimlerinden Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ve eski Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün Yargıtay’ın tutumunu eleştiren yöndeki açıklamaları dikkati çekti. Hayati Yazıcı, “Öyle olaylar olur ki, analiz yapmak için, konuşsan da konuşmasan da sorun olur. Hiç ve asla olmaması gereken öylesi bir olay yaşıyoruz. Yazık, çok yazık. Devleti oluşturan erkler, sorun çözümler. Asla sorun üretmez, üretemez. Birbirini çelmeleyemez.” Dedi. Eski Adalet Bakanı Gül ise “Yüksek yargı mercileri arasındaki çatışma görüntüsü, hukuk devleti ve mülkün temelinde yer alan adalet duygusu için endişe vericidir.” Mesajını paylaştı. Ancak merak edilen görüşünü Özbekistan dönüşü uçakta açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan bu açıklamalara şöyle tepki gösterdi: “Partimden bazı arkadaşlar da burada Yargıtay’ı yerip Anayasa Mahkemesine övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyorlar. Bizim 'Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz' anlayışıyla hareket etmemiz lazım. Buralarda kalkıp da birilerine şirin görünmenin anlamı yok.” Erdoğan kendi görüşünü ise “Her şeyden önce Yargıtay’ın bir yüksek mahkeme olduğunu herhalde kimse inkâr edemez. Anayasa Mahkemesi, bu noktada maalesef birçok yanlışları da arka arkaya yapar hale geldi. Bu da bizi ciddi manada üzmektedir.” sözleriyle açıkladı. Tüm bu gelişmeler yaşanırken İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya AYM’nin hak ihlali kararını uygulayarak, Cumartesi Annelerine Galatasaray Meydanı’na çıkma yasağını kaldırdı. Süleyman Soylu döneminde alınan ve 2018'den beri uygulanan yasağın kaldırılmasıyla Cumartesi Anneleri, 5 yıldan sonra ilk kez polis müdahalesi olmadan Galatasaray Meydanı’na çıktılar.

■ Anayasa değişmeden AYM’nin tutumu değişebilir?

AYM’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’nın tepkisini çeken tutumunda Başkan Zühtü Arslan’ın yaklaşımı etkili oluyor. Arslan’ın görev süresi Nisan ayında doluyor. Başkan Arslan Şubat ayından itibaren yeni üyenin belirlenmesi sürecinde mahkeme oturumlarına katılamayacak ve üye olarak yerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirleyeceği kişiye bırakacak. Son olarak AYM Dezenformasyon yasası olarak bilinen ve gazeteci arkadaşımız Tolga Şardan’ın bir süre tutuklu kalmasına yol açan düzenlemenin iptali istemini oy çokluğuyla reddetti. Başkan Arslan’ın bu düzenlemenin iptali yönünde oy kullandığını belirtelim. AYM’nin üye yapısındaki değişikliğin mahkeme kararlarını ne yönde etkileyeceğini zaman içinde göreceğiz. AYM’de 13 Ekimde mahkemeye bireysel başvurunun 11.yıldönümü nedeniyle düzenlenen toplantıda Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkan Yardımcısı Pınar Başpınar, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan konuşmuş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye Ulusal Yargıcı Saadet Yüksel de oturum yönetmişti. Bu toplantının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 Ekim’de TBMM’nin 28.dönem 2.yasama yılını açarken AİHM’e sert sözlerle yüklenmesinin ardından gerçekleştiğini hatırlatmakta yarar var. Başkan Arslan’ın ilgiyle izlediğimiz toplantıda bugünkü krize de ışık tutacak şu mesajını dikkatle not etmiştik: “Anayasa Mahkemesi, yasama ve yürütmenin yanında yargı organlarının kararlarını da temel hak ve özgürlüklere ilişkin anayasal hükümlere uygunluk bakımından denetleyen, böylece Anayasa’nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesini bir bütün olarak hayata geçirmeye çalışan bir kuruma dönüşmüştür.”

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar