İşletmeciler için 2023 ve sonrası

Osman Ata ATAÇ
Osman Ata ATAÇ İŞLETMECİLİK SOHBETLERİ

Öncelikle deprem ve sel felaketinde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza rahmet, yakınlarına sabırlar, hayatları alt üst olanlara da yeniden başlayabilmeleri için güç ve ihtiyaçları olan olanaklara kısa sürede ulaşabilmelerini diliyorum.

Eveeet, seçimler de geldi çattı. Kısmetse kavgasız dövüşsüz 14 Mayıs tarihinde sandıklara giderek hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento için oyumuzu atacağız. İtiraf edin ‘işletmeciler için 2023’ başlığını görünce “Hoca’nın sabrı tükendi siyasi yazı yazmaya karar verdi” diye içinizden geçirdiniz. Ben de öyle düşünün de yazıyı okumaya başlayın diye o başlığı attım zaten. Neyse, şaka bir tarafa sabrımın çok zorlandığı doğru ama bu Gazetenizin bana ayırdığı ‘İşletmecilik Sohbetleri’ köşesini amacı dışında kullanmama sebep olmayacak. Yani, bu haftaki yazı siyasi değil.

Bu haftanın sohbeti 2023 ve sonrası için olabilecek şeyler ve bunlara karşı neler yapılabileceği konusunda. Sizlere daha önce anlatmıştım. Sevdiğim bir profesör dostum ulusal ve uluslararası her konferansa katılır ve oralarda bir tebliğ sunmaya bayılırdı. Konu ne olursa olsun her tebliğe de bir ‘pupa yelken giderken’ sözcüğünü eklerdi. Söz gelimi, ‘enflasyon ortamında pupa…’, ‘uluslararası rekabet içinde pupa…’, ‘dijital devrim içinde pupa…’ filan gibi.  Yazı başlığını ‘2023 ve sonrasında pupa yelken giderken’ diye atacaktım ama sonra vazgeçtim. Çünkü değineceğim gelişme ve eğilimlerin en azından bir kısmı hem 2023’den önce başladı, hem de ileriki yıllarda da devam edecek.

Neyse, yazının başlığını bırakıp sadede gelelim. İçinde bulunduğumuz dönemde eskilerin ‘müdebbir tüccar’ dedikleri biçimde tedbirli olmakta fayda var. İşletmecilik yapanlar için her devir çalkantılıdır ama bu dönemi farklı kılan bazı eğilimler var. Bunu şunun için söylüyorum. Birkaç yazı önce değindiğim gibi, bir şeyin olma olasılığı aşağı yukarı hesaplanabiliyorsa bu şeyler belirsizlik değil risktir. Sohbetini yapacağımız çoğu şey riskler kategorisine girer. Yine daha önce değindiğim gibi risklere karşı önlem almamanın da bahanesi yoktur (Bknz. Türkiye’de deprem riski).

Risk analizi risklerin olma olasılığı ve işletmeye vereceği zarar açılarından iki yönlü değerlendirilmelidir. İzahtan vareste ama doğal olarak, olasılığı ve potansiyel zararı yüksek risklere öncelik verilirken bu iki vektör arasında bir denge de aranmalıdır. Olasılık ve potansiyel zarar açılarından bir sıraya koymaksızın bu risklere kısaca bir bakalım.

- Dijital yıkım riski

Artık adına siz ne derseniz deyin birçok kaynakta çağımızın bir özelliği olarak tanıtılan dijital dönüşüm yanında taşıdığı ‘bozukluk’ tehlikesini de beraberinde getirdi. Malum işletmenin pazarlama ve üretim işlevlerinin ifasında yani kaynak (insan gücü, mali, alt-yapı ve fiziki tesisler, enformasyon ve know-how, stratejik iş birlikleri ve ilişkiler) kararlarının yani, kaynak planlanması, tedariki ve tahsisi konusundaki süreçlerin bu amaçla kullanılmasında dijital teknolojilerin kullanımına dijital dönüşüm diyoruz.

İşletmeler göreceli olarak süratle bu süreçlere bilgisayarları entegre ederlerken bazıları ‘artifical intelligence-yapay zekâ’ teknolojileri de kullanmaya başladılar. Süratle değişen bilişim sektöründeki gelişmeler işletmelerin uyguladıkları teknolojileri kısa sürede demode kılabilir. Söz gelimi, ChatGPT[1] gibi buluşlar birçok işletmenin büyük emek ve masrafla kurdukları şimdiye kadar kurduğu sistemleri demode kıldı. ChatGPT, insan konuşmalarını taklit ederek sohbet eden bir robot. Robot bilgisayar programları yazıyor, müzik besteliyor, müziğe söz yazabiliyor, oyun yazabiliyor, masal kaleme alabiliyor, sınav sorularına cevap verebiliyor, şiir kompoze ediyor, hatta oyun oynayabiliyor. Bir işletmeyi aradığımızda, çoğumuzu illet eden banttan dinlediğimiz ses kayıtlarına büyük yatırım yaptınızsa bu yeni teknolojinin ne anlama geldiğini anlamanız kolay. Robot sohbet edebildiği için işletmelere neredeyse limitsiz bilgi de derleyebiliyor. Hal böyle olunca, yakında Customer Relationship Management – Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM-MİY) konusunda yaptığınız yatırımı da gözden geçirmeniz gerekecek.

- Bilgisayar güvenliği

Doğal olarak, gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, dijital teknolojilerin işletme ve yönetim süreçlerine entegrasyonu (cybersecurity) bilgisayar güvenliği riskini de gündeme getiriyor. Bilişim teknolojileri sayesinde derlenen ve analiz edilen veriler ve bilgilerin saklanması, yetkisiz kişi ve kurumlar tarafından erişilmesinin engellenmesi de her teknolojik değişim yapıldığında yeniden ele alınması gereken konulardan biri. İşletmelerin bilgisayar güvenliği konusundaki yazılım ve donanıma yaptıkları yatırım ve personel eğitimine harcadıkları emek düşünülürse konudaki risk daha iyi anlaşılacaktır.

- Otomasyon

Manuel olarak işgücünün istihdamı ile yapılan işlerin bilgisayarlar ve robotlar ve robota benzer makinalar tarafından yürütülmesi işletmelerin epeydir uyguladıkları bir değişiklik. Özellikle kalkınmış ülkelerin büyük işletmelerinin tercih ettiği otomasyon da risklerden muaf bir uygulama değil. Otomasyonun yukarıda değindiğim dijital yıkım ve bilgisayar güvenliği risklerinin yanı sıra kendine has riskleri de var.  

Basit anlamıyla otomasyon bir işi insanlar yerine makinaların yapması demektir. Bir kere yapılan iş ve yapılma biçimi yanlışsa kim tarafından yapılırsa yapılsın yanlış yanlıştır. İşi ve o işin yapılma biçimini düzeltecek beceride bir makine henüz icat edilmedi. Bu malum. Ancak, esas risk kaynağı işletmecilerin otomasyona geçildiğinde yapılan iş doğru iş mi? yapılma biçimi doğru mu? Sorularını sormaktan vazgeçme eğilimleri. Bu tür bir ihmalin işletmelerin sürdürülebilirliği konusundaki olumsuz etkileri açıktır.

Otomasyonun yarattığı bir diğer risk işin makinalara devri sonucu yapılan iş gücü küçültülmesidir. Birçok kaynakta otomasyonun bu ve başka nedenle sağladığı tasarrufa değinilirken tasfiye edilen bir kaynağın (yetişmiş-eğitilmiş iş gücü) gerektiğinde yenilenmesi veya yeniden tedarikinin zorlukları, üstünde çok da durulmayan bir konudur. Başka bir deyişle, otomasyonun işletmelerin ciddiye almayabilecekleri sosyal maliyetinin yanı sıra bir de teknolojik maliyeti vardır.

Riskler bunlarla da sınırlı değil. Ülkemizde dört nal, diğer ülkelerde tırıs giden enflasyonla başa çıkmak bir başka risk kaynağı. Bu bağlamda işletmelerin

- Masrafları kısarak maliyetleri düşürmek;

- Maliyetleri düşürürken veya düşürmek için ürün ve hizmetleri yeniden tasarlamak;

- Stratejileri ve ekonomik varsayımları gözden geçirmek,

gibi önlemler konusunda çalışmalara öncelik verilmesi de gerekli gözüküyor.

Son yıllarda arttığı gözlenen jeo-politik riskler bir başka risk kaynağı. Bermutat Çin, Rusya, USA ve zaman zaman Avrupa ülkelerinin didişmeleri yer yer ciddi krizlere yol alabilecek bir tempoda.

- Mevcut ve konulabilecek ekonomik ambargolar altında nasıl ticaret yapılabileceğinin araştırılması;

- Uluslararası ticaret kısıtlamalarına uyum için politikalar geliştirilmesi;

- Tedarikçi zincirleri sürdürülebilirliğinin gözden geçirilmesi;

Jeo-politik gelişmelere süratle tepki gösterebilmek için önlemler alınması

gibi çalışmalar da yapmak gerekiyor.  

Bunlara gittikçe ciddileşen önümüzdeki yıllarda gerek duyulacak yetişmiş iş gücünün tedariki, uzaktan çalışma modellerinin gözden geçirilmesi ve iklim değişikliği gibi bazı hafife alınamayacak risk kaynakları var. Onlara da sonra değiniriz.

Sağlıcakla kalın

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
İzahat 11 Ekim 2023
Rekabet 04 Ekim 2023
Özür ve devam 27 Eylül 2023
Benchmarking 30 Ağustos 2023
Bencmarking 23 Ağustos 2023
Kontrol 16 Ağustos 2023
Denetim 09 Ağustos 2023
Tırışkadan işler 02 Ağustos 2023