Kriz “Geliyorum” der

Hakan OKAY
Hakan OKAY Helikopter Bakışı

Günümüz iş dünyasında işletmeler zaman zaman çeşitli krizlerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Kuşkusuz “Kriz” denildiğinde, akla ilk gelen ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz olmaktadır. Oysa, ekonomik krizlerin dışında da, işletmeleri çok zor durumda bırakan, pazar payı kaybına, şirket veya marka değerinin azalmasına neden olabilecek başka krizler de bulunmaktadır. 

Ülke ekonomisi dışında en çok yaşanan krizleri şöyle sayabiliriz:

  • İhracat yapılan pazarlardaki ekonomik durgunluk, politik gelişmeler, savaş, kısıtlamalar veya yeni uygulanan gümrük vergilerinin artışından dolayı satış yapılamaması,
  • Hammadde veya yarı mamullerin tedarik edilememesinden kaynaklanan üretim sıkıntısı,
  • İş kazalarından kaynaklı üretimin durması veya aksaması,
  • Ürünlerin topluma, bireylere veya çevreye verdiği zararlardan dolayı, ürünlerin toplatılması veya üretiminin yasaklanması,
  • Markanın reklam veya sosyal medya paylaşımında yanlış mesajlar vermesi veya hatalı görsellerden dolayı, toplum tarafından dışlanması, değer kaybetmesi,
  • Rakip markalarla rekabet edememekten dolayı satışların düşmesi,
  • Kurumsal müşterilerin siparişlerini zamanında teslim edilemediği veya beklenen kalitede üretim yapılamadığı için yaşanan müşteri kayıpları,
  • Maliyet artışları kontrol edilemediği için kârlılığın düşmesi, hatta zarar edilmesi,
  • Kurumsal müşterilerden yapılacak tahsilatların zamanında yapılamaması veya ödeme vadelerinin uzamasından dolayı yaşanan finans sıkıntıları,
  • Ürünlerin yenilenmemesinden dolayı satışların düşmesi veya stokların artması,
  • Çalışanların elde tutulamaması veya çok sık personelin değişmesi.

 
Bazıları uzun, bazıları kısa süren bu krizler işletmeleri zora sokmaktadır. İşletme yöneticilerinin, işleri geliştirmek, yeni yatırımları planlamak veya verimliliği artırmak için ayıracakları zamanı, bu krizleri atlatmaya ve sonrasında da yaraları sarmaya harcamak zorunda kalmaktadırlar.

Ayrıca bu krizler sırasında sadece maddi kayıplar söz konusu değildir. Moral ve motivasyon kayıplarının yanısıra, toplum ve müşterilerde itibar ve güven kaybı da yaşanmaktadır.

Krizler oluştuğunda, kuşkusuz çevik ve hızlı hareket eden işletmeler, krizleri daha çabuk veya daha az kayıpla atlatabilmektedirler. Ancak yine de her kriz, işletmeye bir takım zararlar verebilir veya pazarda olumsuz izler bırakmasına neden olabilir.

Bu nedenle önemli olan, krizler oluşmadan önce, krizleri fark etmek, öngörülü olmak ve gereken önlemleri almaktır.

Aslında krizler oluşmadan önce semptomları gelmektedir. Bu nedenle işletme yöneticilerinin, her türlü veri, bilgi, istatistik, araştırma, rapor, haber, analiz, yorum ve benzeri bilgi kaynaklarını dikkatle takip etmeleri ve en küçük ip uçlarından bir takım çıkarımlar yapmaları gerekmektedir. Sadece işletme içine odaklanan, pazardaki gelişmeleri takip etmeyen, rekabet analizi yapmayan, sektör temsilcileri ile görüşmelerde bulunmayan, sanayi ve ticaret odalarının toplantılarına katılmayan, müşteri şikâyet ve beklentilerini takip etmeyen, tedarik ve lojistik faaliyetlerindeki aksiliklerden haberi olmayan, AR-GE çalışmalarına önem vermeyen, finans, insan kaynakları, kalite kontrol, planlama ve maliyet muhasebesini uzman kişilere teslim etmeyen ve belirli zamanlarda bunları kontrol etmeyen yöneticilerin, oluşabilecek riskleri öngörmeleri de mümkün değildir. Oysa çok küçük gibi görünen bir sorun veya aksama, ileri tarihlerde çok daha büyük problemlere neden olabilir. Önemsiz gibi görünen her sorun dikkatle incelenmeli, kök nedeni tespit edilmeli ve önleyici faaliyetler planlanmalıdır.

Hatalı üretilen tek bir ürün, bir tek müşterinin şikâyeti, bir tek sevkiyatın bile zamanında yapılamamış olması, zamanında sağlanamayan bir tek hammadde, basit gibi görünen bir tek iş kazası, bakım zamanı geçmiş bir tek makine veya aracın bile, işletmeye verdiği önemli mesajları vardır. Yani, daha kriz oluşmadan önce, sinyallerini gönderir.

Kuşkusuz, bu olumsuzlukları anında gidermek önemlidir, ancak daha önemli olan bu olumsuzlukların neden kaynaklandığını bulmaktır. Böylelikle sonradan krize dönüşebilecek sorunlar, tespit edilebilir ve önlemler alınabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Markalaşma ve Mantra 13 Mayıs 2024
Ekip Olmak 18 Mart 2024