Merkez Bankası deprem raporunu derhal açıklasın

Maruf BUZCUGİL
Maruf BUZCUGİL ANKARA NOTLARI

Türkiye’yi yasa boğan, 10 ilimizi art arda kırıp geçiren felaket, daha birinci gününde hemen “asrın felaketi” olarak nitelendirildi. Felaketimiz yerli ve yabancı kaynaklarca hemen “yüzyılın en güçlü kent depremleri” olarak adlandırıldı. AFAD’ın kamuoyuna verdiği bilgilere göre enkaz kaldırma işlemi sürerken şimdilik can kaybımız 45 bine, bölgeyi terk eden insan sayımız 500 bine yaklaşmış durumda. EKONOMİ gazetesinin hesaplamalarına göre bölgede sadece yıkılan ve yıkılması zorunlu 130 bin binanın, arsa payı hariç olmak üzere yol, kanalizasyon gibi altyapı masrafları dahil yeniden yapım maliyeti 45 milyar doları bulacak. Ama Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) bu felaketin orta vadede ekonomiye kalıcı etkisinin kalmayacağını düşünüyor. Kamuda her zaman soğukkanlı, objektif bakış açısıyla öne çıkan, kurumlar arası tartışmalarda en son ve zor ikna edilen, zaten böyle davranması gereken TCMB bu kez enseyi karartmıyor. Orta vadede ekonomiye hiç etkisi kalmaz diyor. Hiçbir şey olmamış gibi faiz indirmeye devam ediyor. TCMB, asrın felaketinden son faiz indirim kararı açıklama metninin ortalarında 2023’ün ilk çeyreğinde iç ve dış talep dengesini anlatırken bahsediyor.

Merkez’in iyimserliği hangi verilere dayanıyor?

Cumhuriyetimizin Merkez Bankası’na şu değerlendirmeyi yaptıran verileri, tahminleri çok merak ediyoruz:
“Depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde değerlendirilmektedir. Depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağı öngörülmektedir.”
TCMB, en çok 3 yıl içinde ortadan kalkacağını düşündüğü depremin, üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileriyle ilgili değerlendirmelerini ivedilikle kamuoyuyla paylaşmak zorunda.

Deprem maliyeti hesaplamaları

Asrın felaketinin 21.gününde depremlerin yol açtığı ekonomik maliyet üzerine birçok çalışma yayımlanmış durumda. Tabii ki tüm bu çalışmaların temel dayanağı AFAD verileri. AFAD’ın sık sık kamuoyuyla paylaştığı her geçen gün hasarın ne kadar büyük olduğunu daha da derinden hissettiğimiz veriler. TÜRKONFED, Morgan Stanley, JP Morgan gibi kuruluşların hızlı raporlarına ilişkin bilgiler, EKONOMİ Ankara’da Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe ve usta muhabirimiz Mehmet Kaya ile yaptığımız derlemeler, hesaplamalarla ilgili haberler, analizler gazetemizde geniş şekilde yer aldı. Son açıklanan verilere göre Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ’da hasar tespit çalışmaları tamamlandığında yıkılacak bina sayısının 130 bini, yıkılacak bağımsız bölüm sayısının ise 535 bini bulması öngörülüyor.
EKONOMİ’nin hesaplamasına göre, sadece 130 bin binanın, arsa payı hariç olmak üzere yol, kanalizasyon gibi altyapı masrafları dahil yeniden yapım maliyeti 843 milyar 570 milyon lirayı bulabilecek. Bugünkü kurlarla 44 milyar 823 milyon dolar civarında bir harcama gerekebilecek. Bu büyüklüğün 2023 yılı bütçesinde kamu yatırımlarının tamamı için ayrılan 457 milyar liralık kaynağın yaklaşık iki katına karşılık geldiğini hatırlatmakta yarar var. 

Ercan Türkan’ın deprem maliyeti tahmini

Son olarak DPT ve Merkez Bankası’nın eski seçkin bürokratlarından Ercan Türkan, başta AFAD olmak üzere açıklanan tüm bu rapor ve verileri dikkate alan, 1999 depremi modelleriyle ilişkilendiren bir çalışma yaptı. Ercan Türkan’ın tahmin denemesinde dikkate alınan “Akım maliyetler” 10,8 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Katma değer ve işgücü kayıpları ile birlikte, depremzedelerin ihtiyaçlarını gidermek, felaketin sonuçlarını hafifletmek ve acil ihtiyaçları gidermek amacıyla yapılan yardımlar, alınan mali önlemler bu kapsamda değerlendiriliyor. Sermaye birikimindeki kayıpların (bina stoku, kent altyapısı, kamu binaları) 47,4 milyarı bulacağı hesaplanan çalışmada eldeki geçici ve ham verilere göre felaketin ekonomiye maliyeti 58,2 milyar doları bulacak. Bu maliyetin yüzde 53’üne kamu, yüzde 47’si ise hane halkı ve firmalar tarafından yüklenilecek. 

Olağanüstü dönemde seçim hazırlıkları

Seçim tarihi ve en büyük muhalefet bloğu Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı hala açıklanmasa da seçim hazırlıkları yaşadığımız felaketin maddi ve manevi ağırlığı altında tam gaz sürüyor. Deprem felaket hep iktidar hem muhalefet cephesinde yapılan hesapların anlamını yitirmesine, satranç masalarının da dağılmasına neden oldu. Ak Parti cephesinde seçimlerin bir an önce yapılması, muhtemelen 14 Mayıs’ta olması görüşü ağırlık kazandı. 14 Mayıs’ta seçim yapılabilmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yetkisini kullanarak en geç 10 Mart’ta seçim kararı alması gerekiyor. Bu andan itibaren de dikkatler YSK’ya çevrilecek. Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın’ın CNN International’a verdiği mülakattaki “Cumhurbaşkanı bu kararı kendi başına alamaz. Meclis'in bir karar görüş bildirmesi gerek. Ama günün sonunda YSK, etkilenen 10 şehirde seçim olup olmayacağına karar verecek. 2 milyondan fazla kişi bölgeden ayrıldı.” sözleri dikkatle not edildi. 

Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı

Millet ittifakı tarafına baktığımızda sıkışan seçim takviminin CHP Lideri Kılıçdaroğlu dışında bir adayın 6’lı masada müzakere edilmesi olasılığını çok zayıflattığını görüyoruz. 2 Mart’taki liderler toplantısı öncesinde dün aniden yapılan basına kapalı grup toplantısı ve ardından Parti Meclisi toplantısında parti organlarının CHP liderini cumhurbaşkanı adaylığının belirlenmesi konusunda yetkilendirdiği tahmin ediliyor.
Millet ittifakının kurucusu İYİ Parti’de ise CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile ilgili yüksek perdeden dile getirilen itirazlar dinme eğilimine girmiş görünüyor. Görüştüğümüz partinin en yetkili kişileri, her koşulda Millet İttifakı’nn girdiği yolda yürüyeceğini ısrarla belirtiyorlar. Cumhurbaşkanı adaylığı konusu İyi partinin hafta başına yapılması beklenen TBMM grup  toplantısı ile Millet ittifakı liderler toplantısından önce 1 Mart’taki genel idare kurulu toplantısında ele alınacak ve Genel Başkan Meral Akşener yetkilendirilecek. Gelinen son durumda Kılıçdaroğlu’nun millet ittifakı adayı olması durumunda Akşener’in de başbakan yetkileri kullanacak tek cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olarak açıklanması bekleniyor.

Millet ittifakı seçimde 40 dolayında ilde ortak liste çıkaracak

Millet ittifakı partileri deprem öncesinde başlattıkları seçimlerde ağırlıklı olarak doğu ve güneydoğu illerinde ortak milletvekili aday listeleri üzerinde çalışmayı sürdürüyorlar. Elbette ki YSK’nın vereceği karar bu hazırlıkları da derinden etkileyecek. Konuştuğumuz yetkililer, ortak milletvekili aday listeleri çalışmasının depreme maruz kalan Gaziantep, Kahramanmaraş ve Hatay gibi illerin zaten bu çalışmanın kapsamı dışında olduğunu belirtiyorlar.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar