Şimdi ‘sesimizi duyan var mı’ ? Ses verin…
Bu köşeden zaman zaman yazmaya, kentin sorunlarını gündemde tutmaya çalışıyoruz. Tabii ki kentin sorunları fazla; ulaşım, çevre, turizm, sanayicinin KOBİ’lerin arsa problemi, OSB sorunu gibi sayabileceğimiz bir sürü sorun var önümüzde. Önce Elazığ depremi ile gündeme gelen Kahramanmaraş, şimdi İzmir depreminin ardından, deprem yine gündemin birinci maddesi. Deprem, Kahramanmaraş’ında üzerinde yer aldığı Doğu Anadolu fayını tekrar hatırlattı. Kent, gerçek sorunun deprem olduğu gerçeği ile bir kez daha yüzleşmek zorunda. Doğu Anadolu fay hattı üzerinde bulunan Kahramanmaraş’ta olası bir deprem için hazırlıklar nedir bilen yok. İşin garip tarafı neyin beklendiğini de bilen yok. Diğer sorunlar gibi, saman alevi gibi bir an da gündem oluyor, üç gün sonra unutuluyor. Deprem birçok kentin olduğu gibi Kahramanmaraş’ın da bir gerçeği, kafamızı kuma gömerek bu gerçekten uzaklaşamayız. Gerçeği görmek zorundayız.
Deprem Araştırma ve Risk Yönetimi Merkezi Müdürü ve Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Öğretim Üyesi Alican Kop, Kahramanmaraş’ın Türkiye’de deprem riskinin en yüksek olduğu iller arasında ilk sırada yer aldığını söylerken, 7 şiddetindeki bir depremin Kahramanmaraş’a etkisinin 8-9 olacağını ifade ederek, aslında durumun ne kadar vahim olduğunu gözler önüne serdi. Zaman zaman ilimizde depremle ilgili çalışmalar yapılıyor. Elazığ depreminden sonrada çeşitli toplantılar düzenlendi. Deprem tatbikatı, deprem olduktan sonra yapılacaklar ve kurtarma tatbikatları yapıldı. Çalışmaların geneli, depremden sonra yıkılacak binalardan insanların nasıl kurtarılacağına yönelikti, bununla ilgili tasarlanmış senaryolardı.
Bundan sonra depremde yıkılmayacak evleri, enkazda kalmayacak insanları konuşmak istiyoruz. İnsanlar diri diri mezara gömüldükten sonra değil, deprem olmadan, çürük binaların yıkılarak, depreme dayanıklı binaların yapılması gerekliliği var. Ciddi olarak kentsel dönüşümün biran önce Kahramanmaraş’ta başlatılması gerekiyor. Bununla ilgili çalışmalar yapıldı ama akıbetinin ne olduğunu kimse bilmiyor. Uzmanlara bakıldığında Kahramanmaraş’ta 7 şiddetinde deprem bekleniyor. Böyle bir deprem beklenirken, hala gözle görünür bir şeyler yapılmaması garip değil mi? Tüm bu çalışmalara baktığımızda “tedbir nerede”, tedbiri gören yok. Çünkü tedbir, yönetmeliğe uygun olmayan ve çürük binaların yıkılarak yerlerine deprem yönetmeliğine uygun binaların yapılmasıdır. Yerel yönetimlerin ellerindeki tüm projeleri bir kenara bırakıp deprem konusuna, dolayısıyla deprem gerçeğine odaklanmaları gerekiyor. Deprem kenti olarak, depreme ne kadar hazır olduğumuzu tartışmamız gerekiyor, sadece arama kurtarmaya odaklanmış bir deprem çalışması doğru değil. Müteahhitlerin insanlara canlı mezar yapmalarına izin vermeyelim. Depreme dayanıklı binaları yapalım, depremleri en az zararla atlatalım. Uzmanların açıklamalarına göre, deprem adım adım geliyor. Tedbirleri almak için deprem olmasını beklemeyelim. Hani diyorlar ya, “Deprem öldürmez, binalar öldürür”. O zaman binaların bizleri öldürmesine izin vermeyelim.
Bir an önce kentsel dönüşüm yapılmalı, deprem olduktan, enkaz altında kaldıktan sonra değil. “Şimdi sesimizi duyan var mı”? Ses verin…
Şeref Oğuz’un söylediği gibi: “Afet öncesine odaklanmalıyız. Hz. Nuh gemisini, yağmur başlamadan önce yapmıştı. Bu sayede tufan geldiğinde onu yönetebildi. Biz ise afeti yönetmiyor, enkaz kaldırıyoruz. Neler olacağını tespit ediyor ama tedbir almıyoruz.”
Değerli ekonomim.com okurları,
ekonomim.com ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da ekonomim.com sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar ekonomim.com yorum alanında paylaşılamaz.
ekonomim.com yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, ekonomim.com bu sorumluluğu üstlenmez.
ekonomim.com'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.